bildirgec.org

Kaptan bir baba ile konfeksiyoncu bir annenin kızları olarak 22 Eylül 1940 tarihinde Danimarka, Kopenhag’da dünyaya gelen Hanne Karin Blarke Bayer; bildiğimiz adıyla Anna Karina, Yeni Dalga öncülerinden Jean-Luc Godard‘ın vazgeçilmez oyuncusu ve bir dönemin ikonudur.
4 yaşına kadar büyükanne ve büyükbabasıyla kalan Anna, 9 yaşında annesiyle yaşamaya başladı. Sevgi ve ilgiden yoksun olarak büyüyen genç kız, 14 yaşındayken Danimarka yapımı bir kısa filmde (Ib Schedes’in çektiği) rol aldı. 17 yaşında Paris’e taşınan Anna, Pierre Cardin ve Coco Chanel ile tanıştı. Oyuncu olmak isteyen genç kız, ajanslara fotoğraflarını bırakmaya başladı ve 1960’ta şansı döndü. Eric Rohmer‘in kısa yapımı “Présentation ou Charlotte et son steak“ta rol alan Anna, “Petit Jour” ve feminist yönetmen Agnes Varda‘nın “Les fiancés du pont Mac Donald ou (Méfiez-vous des lunettes noires)” adlı kısasında rol aldıktan sonra Godard’ın “Une femme est une femme” (Kadın Kadındır) adlı yapımında rol aldı. Müzikal komedi türünde olan bu filmde ‘Angela’ karakterine can veren Anna, Fransız aktör Jean-Paul Belmondo ve Jean-Claude Brialy ile biirlikte rol aldı. Zamanla Godard’ın en başarılı yapımlarında rol alacak olan aktris, 3 Mart 1961 tarihinde yönetmen ile dünyaevine girdi.

Fransız Yeni Dalgası’nın usta isimlerinden Jean-Luc Godard‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “La Chinoise“, 1967 senesinde vizyona girdi. Çekimleri Fransa’da yapılan film, Türkçe’ye ‘Çinli Kız’ olarak çevrildi. Filmde Almanya doğumlu aktris Anne Wiazemsky, Fransız aktör Jean-Pierre Léaud, Fransız aktris Juliet Berto ve Michel Semeniako gibi isimler rol alıyor. Hollywood’un karşı cephesinde yer alan Godard’ın Marksizm mesajları veren filmi “La Chinoise”, bir grup üniversite öğrencisi arasında geçiyor.
Çin Halk Cumhuriyeti kurucularından olan Mao Zedongü Marksist görüşlü bir lider idi. 1893 ile 1976 yılları arasında yaşamış olan Mao’nun bugün hala tartışılan görüşleri, Godard’ın ’67 çıkışlı filminin de ana konusunu oluşturuyor.

Yeni Dalga‘nın öncü isimlerinden Fransız yönetmen Jean-Luc Godard‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Notre Musique“, 2004 senesinde (ülkemizde 2005) vizyona girdi. Avrupa Film Ödülleri ve San Sebastian Uluslararası Film Ödülleri’nde çeşitli dallara aday gösterilen filmde aktris Sarah Adler, Nade Dieu, Rony Kramer ve Simon Eine gibi isimler rol alıyor. Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Arapça, Sırpça, ve İbranice dillerinin konuşulduğu yapım, İngilizce’ye ‘Our Music’; Türkçe’ye de ‘Müziğimiz’ olarak çevrildi.

1930 senesinde Fransa, Paris’te dünyaya gelen Jean-Luc Godard, Fransız Yeni Dalgası’nın öncü yönetmenlerinden biridir. Vivre Sa Vie, Alphaville, A Bout de Souffle, Pierrot Le Fou gibi yapımlarla sinema dehaları arasındaki yerini alan Godard, 2004 senesinde çektiği “Notre Musique”den sonra bir belgesel ve iki kısa yapım çekti. 2010 senesinde son uzun metrajı “Film socialisme“yi vizyona hazır hale getiren yönetmen, sakınmadan açıkladığı düşünceleri ve politik görüşleriyle bir başeser daha ortaya koydu.

2004 senesinde hayatını kaybeden Fransız yönetmen Philippe de Broca‘nın çektiği sinema filmi “L’homme de Rio“, 1964 senesinde vizyona girdi. 1933 doğumlu Fransız aktör Jean-Paul Belmondo ile 25 yaşındayken trafik kazası geçirip hayatını kaybeden Fransız aktris Françoise Dorléac‘ın başrollerini paylaştıkları film, En İyi Senaryo dalında Oscar’a aday gösterildi.
Asker olan Adrien Dufourquet’in bir haftalık izin süresi içinde kaçırılan kız arkadaşını kurtarışı ve çalınan tarihi eserlerin akıbetini öğrenip hırsızların planlarını bozmasını konu ediniyor.

Yeni Dalga’nın öncü isimlerinden Eric Rohmer’in yazıp yönettiği sinema filmi “Ma nuit chez Maud“, 1969 senesinde vizyona girdi. En İyi Yabancı Film ve En İyi Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterilen film, Rohmer’in Altı Ahlak Öyküsü’nün üçüncü filmi. Filmde Jean-Louis Trintignant, Françoise Fabian, Marie-Christine Barrault ve Antoine Vitez gibi isimler rol alıyor.

Fransız Yeni Dalgası’nın önemli yönetmenlerinden Eric Rohmer’i 11 Ocak 2010 tarihinde kaybetmiştik. Yönetmenin en iyilerinden biri olan “Pauline à la plage” (Pauline at the Beach), yönetmenin ölümünden tam 27 sene önce, 1983’te çekildi. Aktris Amanda Langlet, Arielle Dombasle, 1948 doğumlu Fransız aktör Féodor Atkine, Pascal Greggory ve Simon de La Brosse’nin rol aldığı yapım, Rohmer’e 33. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandırdı.
Marion, kuzeni Pauline ile ailelerinin yazlık evinde kısa süreli bir tatil yapmaya karar verir. Kocasından henüz boşanmış olan genç kadın, bu süreç içerisinde toparlanıp, hayatına kaldığı yerden devam etmeyi planlamaktadır. Öte yandan Pauline, artık bekar olan kuzenine destek olmak ve birlikte hoşça vakit geçirmeyi düşünmektedir. Güzel başlayan tatil süreci, Marion’un eski aşkı Pierre ile farklı bir boyut alacaktır.

1907 ile 1977 yıllarında arasında yaşamış olan Fransız yönetmen Henri-Georges Clouzot‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Le salaire de la peur” (Wages Of Fear), Georges Arnaud’un romanından uyarlandı. 1953 senesinde (ülkemizde 1955 sonunda ve “Dehşet Yolcuları” adıyla) vizyona giren yapım, Fransa’da çekildi. Yves Montand ile Charles Vanel‘in başrollerini paylaştıkları filmde Folco Lulli, Jean Gabin, Peter van Eyck, Vera Clouzot, Dario Moreno gibi isimler de rol alıyor.
Bir yağ firmasının verdiği işi kabul etmek zorunda kalan dört adamın ölüm tehlikesiyle geçen zamanlarını anlatan “The Wages Of Fear“, Fransa’nın Hitchcock’u olarak anılan yönetmen Clouzot’un en iyi eseri olarak biliniyor.

1894 ile 1979 yılları arasında yaşamış olan Fransız yönetmen Jean Renoir‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Grand Illusion“, 1937 senesinde çekildi. Yönetmenin en iyi filmi olarak kabul edilen ve Oscar’a aday gösterilen “La grande illusion“da (Türkçe adıyla; Harp Esirleri) Jean Gabin, Dita Parlo, Pierre Fresnay, ünlü yönetmen Erich von Stroheim ve Julien Carette gibi isimler rol alıyor.
Hitler ve Mussolini’nin yasakladığı “La grande illusion“, dört defa başkanlık yaparak ABD tarihinde bir ilke imza atan Roosevelt, filmi Beyaz Saray’da özel odada izlemiştir.

I. Dünya Savaşı bitmiştir, ancak savaşın halk üzerindeki etkisi hala sürmektedir. İnanç ve değer değişimi yaşayan bir kısım insan da bu etkinin en büyük temsilcileri arasında yer almaktadır. Grand Illusion, işte tam da bu noktaya değiniyor.

Paul Eluard’ın “Capitale de la douleur” adlı şiirinden uyarlanan sinema filmi “Alphaville, une étrange aventure de Lemmy Caution“, Yeni Dalga’nın usta ismi Jean-Luc Godard tarafından çekildi. Senaryosunu yine Godard’ın yazdığı 1965 çıkışlı yapımda Danimarka doğumlu aktris Anna Karina, Eddie Constantine ve Akim Tamiroff rol alıyor. 200.000 Dolar gibi kısıtlı bir bütçeyle çekilen film, Godard’ın ern iyi yapımları arasında yer alır. Kapitalizme farklı bir kurguyla göndermelerde bulunan yönetmen, filmde yine başoyuncularından Anna Karina’ya rol verdi.