bildirgec.org

feminizm hakkında tüm yazılar

Hristiyanlık ve Kadın

| 27 October 2007 19:51

Diğer ruhani dinlerde olduğu gibi hristiyanlıkta da, ve kutsal kitaplardan biri olan incilde de, yaratılış bölümünde insanın nasıl yaratılığından bahseder. Bu yaratılış bölümünde “Başlangıçta Tanrı Gökleri ve yeri yarattı” Yaratılış 1:1.. diye bahseder ve devamında ise Tanrı’nın dünya ve insanı yaratışı anlatılır. Burada dikkati çeken tek gerçeklik ise Tanrı’nın insanı yaratırken onu kendi benzeyişinde yaratmasıdır. Buradan anlayacağımız odur ki,
Tanrı dünyayı yaratır ve daha sonra Adem’i yaratır. “Tanrı. İnsanı kendi suretinde kendine benzer yarattı. Ve insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.” Yaratılış 1:26,27 bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Tanrı insanları kendi suretinde yarattı. Suretinde ne demek olduğuna gelince;i kendi benzeyişinde yaratmıştır. İçimizde Tanrı’dan bir parça vardır.

İnsan yaratılırken Adem önce kadın sonra yaratılmıştır bu doğrudur. Bunun aksini söylemek tamamen tüm dünyevi ve ruhani görüşlere karşı çıkmak olurki.Bu söze/düşünceye kargalar koro halinde gülerler..

Hristiyanlık ve Kadın

| 27 October 2007 18:04

Diğer ruhani dinlerde olduğu gibi hristiyanlıkta da, ve kutsal kitaplardan biri olan incilde de, yaratılış bölümünde insanın nasıl yaratılığından bahseder. Bu yaratılış bölümünde “Başlangıçta Tanrı Gökleri ve yeri yarattı” Yaratılış 1:1.. diye bahseder ve devamında ise Tanrı’nın dünya ve insanı yaratışı anlatılır. Burada dikkati çeken tek gerçeklik ise Tanrı’nın insanı yaratırken onu kendi benzeyişinde yaratmasıdır. Buradan anlayacağımız odur ki,
Tanrı dünyayı yaratır ve daha sonra Adem’i yaratır. “Tanrı. İnsanı kendi suretinde kendine benzer yarattı. Ve insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.” Yaratılış 1:26,27 bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Tanrı insanları kendi suretinde yarattı. Suretinde ne demek olduğuna gelince;i kendi benzeyişinde yaratmıştır. İçimizde Tanrı’dan bir parça vardır.

Geleneksel Feminizm

| 26 October 2007 17:00

Günümüz türkiyesinde; büyük boyutlara ulaşan bölgesel farklılıkların vede oluşan kültür ayrışıklığının kadınlar üzerinde ki etkisi erkekler üzerinde baskın olmak ve bölgesel değişikliklerde erkek hegemonyası altında ezilme bağlamında iki etken olarak gözükmektedir. Konumuzu ilgilendiren erkek üzerinde baskın olmak isteyen ülkemizin batı vilayetlerinde yaşayan feminist kesimler. Kendi anlayış tarzlarını gerekçeli bir sunumla medyaya açıklayıp her tür platformdada erkek baskısı altında olduğunu söyleyen fikirlerinin geleneksel feminizm den ibaret olduğunu belirten. Hiç bir toplumda olmaması gereken islama aykrı feminist kesim…
Kadınlara anatomik olarak bir kader verilmiştir. Bu kader kadının eş olması anne olmasından ibaret ve bu rollerin meydana getirdiği görevleri yapmasından müteşekirdir.. Şefkat kadının kendisi olması gerekirken geneksel feminizm mantığı altında erkek baskısından kurtulmak için kadın baskısı olarak cevap veren günümüz hastalıklı kişilikleri. Feministler…
Bir çok feminizm terimleri vardır ve ülkemiz feministleri kendilerini hangi kategoriye koydukları belli değildir. Saçma sapan bir hak arayışı söz konusudur. Psikolojik araştırmalar neticesinde geneleksel feminizm den ziyade liberal feminizm den geçişle Radikal feminizm baskısı görüşlerde kendini hissettirmektedir. Normalde libaral feminizm insanların eşit fırsata sahip olması gerektiği şeklindeki liberal felsefeden kaynaklanmaktadır. 1960’ların sonları ve 70’lerin başlarında gelişen Radikal feminizm, Marksist gelenek içindeki toplumsal cinsiyet analizinin yokluğuna bir tepkiydi. Yine de liberal feministlerin hukuk, oy kullanma ve istihdam alanlarında sağladıkları kazançların, kadınların ezilmesi konusunda pek az bir farklılık yarattığının farkına varılmasından da kaynaklanmıştı.
Garip olan gerçek ise geleneksel feminizm içerisinde oldukları ve benimsediklerinisöyleyen ülkemiz feministleri normalde ihtiyaçtan ve olması gerekenden ötürü değilde bayrağı ellerine alıp bir kaç adımdaha giderek türk erkeğini diğer hemcinsleridnen daha aşağılık gösteren bir düşünce/davranış dngüsüne girmişlerdir. En kötü yanı da dünya üzerinde çiftlerden birinin olmaması bir diğerinin hatta hiç birinin olmayacağı anlamına geldiğini unutmaktadırlar… Zavallı beyinler zavallı feministler..

blackfoal

duygu asena’yı çok özlüyorum.

kahramancayirli | 18 September 2007 18:20

çok özlüyorum Duygu Asena’yı…

bir yılın üzerinde vakit geçti, onu kaybedişimizin üstünden..bu zaman zarfında ne yapıldı diye baktım..doğan kitap’ın duygu asena’nın anısına başlattığı edebiyat-ilk roman yarışması..birkaç yazı belki.o kadar sadece…

eksikliğini hissetmiyor musunuz?

ben çok hissediyorum, çok da özlüyorum, keşke gitmeseydi hiç. neyse ki avunabilmemiz için kitapları var..kadının adı yok, aynada aşk vardı, paramparça…

duygu asena’yı çok özlüyorum.

Prometheus ve İsa

Meme-Dini | 13 June 2007 11:19

Zeus’tan ateşi çalarak onu insanlara hediye edip, kardeşi Epimetheus’un hatasını telafi eden Prometheus‘u tanımayanınız yoktur sanırım. Aynı şekilde İsa’yı da hepimiz çok yakından tanıyoruz. Peki ikisini bu başlıkta bir araya getiren şey nedir?

Kutsal öykülerin bu en meşhur ve “hümanist” iki karakterinin, bir başlıkta yan yana gelmekten fazlasını hakeden bir çok ortak yönü vardır. Bunlardan bazıları aleniyken, bir kısmı da keskin gözler için örtülerin ardına gizlenmişlerdir. Bu ortak noktalara değinmeden önce, tanrı inancının kökenine doğru küçük bir yolculuğa çıkalım istiyorum. Burada temel yordamım da, tanrı fikrine duyulan ihtiyacı açımlamak olacak.

KALKSTAR Karaoke Yarışması ve BMW

balsultan | 17 May 2007 11:34

Kızların ayaklanma sitesi www.kizlarayaklandi.org dan harekete geçen KALKSTAR Karaoke Yarışması start aldı! Karaoke sevenlerle, kısa film tutkunlarına pek nacizane BMW 116 veren yarışma gönderilen kliplerden performans bekliyor! Ayrıcana, kizlarayaklandi’da KALK hareketinin başlangıç noktasına hitaben günümüz miting ve dem yürüyüş popüleritesine feminist bir bakış atan 3 video dahi var ve var!

sutyen- erkeklerin korkulu rüyası

nevdalist | 01 May 2007 10:01

hafifçilere kıyağım
hafifçilere kıyağım

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre sutyen erkeklerin korkulu riyası. Çünkü açmayı bilmiyorlar. Peki erkeklerin korkulu, kadınların zorunlu rüyası sutyenin tarihini hiç merak ettiniz mi?

Dilimize Fransızcadan giren ve yazılışı itibariyle kafa karışıklığına yol açan bir kelime sutyen. Kimilerine göre memeler için kap, kimilerine göre ise daha kibarca söylersek kadınların göğüslerinin dik durmasını sağlayan iç çamaşırı. Aynı zamanda memenin büyüklüğüne, ağırlığına, yerçekimine yakınlığına, kalitesine göre de oranı değişiyor. Sutyen sosyolojik bir olaydır aynı zamanda. Günümüzde yerliler, birkaç kabile ve aborjinler dışında hemen hemen herkes sutyen kullanmaktadır. Peki ne oldu da doğurganlığın simgesi olan meme bir anda hapsedildi? Bu sorunun cevabı kadının daha çok sosyal yaşamda, iş hayatında yer almasıyla açıklanabilinir. Artık kadınlar evinden çıkmış, sokakta erkeklerle beraber olmaya başlamıştı. Haliyle ilk olarak memeler dikkat çekmeye başladı. Buraya kadar sıkılmadıysanız sutyenin öyküsünü keşfe devam edebiliriz.