bildirgec.org

euro2008 yarı final hakkında tüm yazılar

Savaştılar, fakat yetmedi…

toz66 | 26 June 2008 09:01

Mucize dedik, mucize yazdık. Ya da yazmadık. Bunu tartıştık ama şu bir gerçekti ki bugüne kadar savaşmadan maç almıştık. Son onbeş dakika oynamıştık. Maçın sonuna kadar sağlam oynadığımız maç hiç olmamıştı. Almanlar buna güvendi ve rahat çıktılar maça. Ama karşılarında bambaşka bir Türliye çıktı. Onları hezimete uğratabilecek sonuçlar almaya aday bir takım… O kadar istekli bir takım… Tarih yazmaya hazır bir takım… Maçı niye kaybettik o zaman sorularını duyar gibiyim sanki. Maçı kaybetmemizin birçok sebebi vardı ama en büyük etken hakemdi. Çok pozisyonumuzda bizi faulle kesen futbolculara kart göstermedi. Bize faul yapıldı göstermedi… Eğer Alman’lara ilk dakikalarda hakettikleri sarı kartları gösterse tablo böyle olmazdı.
Aslında benim değinmek istediğim nokta her ne kadar 3-2 yenilsek de tüm Türkiye’nin milli takımımızla gurur duyuyor olması… Turnuvaya gelmeden Terim, “Kendimizi hatırlatmaya geliyoruz, turnuvaya renk getirmeye geliyoruz…” demişti ve dediği gibi de oldu. Tüm dünyaya nasıl futbol oynadığımızı hatırlattık. Tüm dünyaya Türk’lerin ne kadar hırslı, ne kadar zaferi arzulayan birileri olduğunu hatırlattık. Yeterli olmayan kadromuzla akıllara zarar bir futbol oynadık. Dünyayı bizi ayakta alkışlamaya mahkum kıldık…

Mehmet Topal… İlk defa defansın göbeğinde oynadı ve kusursuzdu… Hamit… Almanları biliyordu ve korktukları kadar iyi çözümlemiş ve iyi oynamıştı… Semih… O artık bir futbolcu değildi, o bizim zor anlarımızın kahramanıydı. Maç bitmek üzere mi, gol mü lazım, Semih sizin için atıversin… Mehmet Aurelio… Türk’lük vasfını en güzel şekilde taşıyan ve buna bir gün olsun zarar verecek hamleler yapmayan Aurelio, maçta oynayan en sağlam futbolculardandı. Her eve lazım tarzı bir futbolcu olduğunu gösterdi… Aslında her biri kahramanlaştı fakat rakibimiz Almanya’ydı….
Bir de son dakika haberiyle bitirelim yazımızı. Fatih Hoca kesin olarak milli takımı bırakacak. Öyle görünüyor ki İtalya yolu Fatih Terim için oldukça açık…
Mucizelere inansın veya inanmasın, şu an futbolcularımızı ayakta alkışlamayan kimler acaba?…

Hala Mucizlere İnanmayan?

toz66 | 21 June 2008 16:55

Daha önce sormuştuk, “mucizelere inanmayan var mı?” diye… Kimisi böyle bir şey yok demişti; kimisi elbette ki var demişti. Fakat bunun cevabını asıl zaman verdi. Zaman gösterdi ki her şey sıradan tesadüflerden ibaret değil…
Bir takım düşünün ki som iki maçını son 15 dakika kala şaha kalkarak alsın. Bir takım düşünün ki ilk defa Avrupa Kupası yarı finaline çıksın… Bir takım düşünün ki 23 kişilik kadrosuna 9 oyuncusu eksik olsun… Bir takım düşünün ki çeyrek finalde tam 120 dakika hırsla, azimle ve sabırla topu kovalasın… Bir takım düşünün ki bitime 1 dakika kala eve dönüş golünü yesin…
Sırf onlar yemedi o golü… Tüm 70 milyonun inançlarına karşı yediği bir goldü aslında o.

“İnanın Çocuklar Biz İnandık Siz De İnanın, Bizimİçin Bu Kupayı Alın…”

Ne kadar zafere inanabilirlerdi ki, saniyeler sonra maçım biteceğini bile bile… Ne kadar inanabilirlerdi ki 119 dakika boşa koştuklarını bile bile… Yoksa eve dönme zamanı mı gelmişti? Yoksa tüm hayalleri bir su damlası alıp götürüyor muydu? Hayır, bu olamazdı. Zafere o 11 aslan ve 70 milyon canı gönülden inanmıştı. Maçı kazanmamız için dualar etmişti… Nice analar maç oynanırken onlara 90 dakika dua etmişlerdi. Hatta o analarımız dün fazla mesai yapmıştı. 120 dakika ve penaltılar… Evet, inandık ve bu mucizeyi biz yazdık… 11 futbolcu ve 70 milyon yürek…
Daha önceki maçlara göre çok daha sağlam oynayan futbolcularımız sanki, bugün mucize olmayacak, normal futbolumuzla maçı alıp yarı finale yükseleceğiz derler gibiydi. Ama bir mucize için gol yememiz gerekti. Rüştünün tabiri caizse şişirdiği topta Semih topu ağlarla buluşturdu. Tüm Türkiye neye uğradığını şaşırdı. Bu gol inancın golüydü. Onların inancının mucizesiydi… Mucizelere inanmayanlara inat…