bildirgec.org

edward scissorhands hakkında tüm yazılar

Edward Scissorhands (1990)

queennothing | 15 August 2009 12:14

Tim Burton ve Coraline Thompson‘ın yazıp, Burton’ın yönetmenliğini yaptığı, 1990 yapımı “Edward Scissorhands“, Johnny Depp, Winona Ryder ve Dianne West gibi isimleri biraraya getiriyor.
Peg, kapı kapı dolaşıp, kozmetik markası Avon’un ürünlerini satan, kendi halinde bir kadındır. Satış yapamadığı bir günün sonunda Peg, arabasının camından yepyeni bir yer keşfeder; bir şato. Şatoya doğru giden Peg, cesaret edip içeri girer. Yüksek ve kalın duvarlı, tarihi bir yermiş izleminimi veren bu şato, Peg’i ürkütse de, çatı katına kadar yol alır. Boş şatoda, nihayet biriyle karşılaşır; Edward. Yıllardan beri şatoda tek başına yaşayan Edward, başarılı bir mucitin el yapımı buluşudur. Hamurdan yapılan Edward, normal insan görünümdedir, fakat elleri yerine ‘makas’ vardır. Yaşlı mucit, Edward için tasarladığı elleri, genç adama vermek üzereyken kalp krizinden gitmiş, böylece Edward, kollarının ucundaki makaslarla yaşamaya devam etmiştir.

Genç adamın durumuna üzülen Peg, Edward’ı evine götürür. Edward’ı gören mahalle sakinleri, türlü dedikoduılarla genç adamı ziyaarete gelirler. Peg ve kocası, Edward’a yardımcı olurlar ve ona, kampta olan kızları Kim’in odasını verirler. Normal bir evde, normal bir hayata alışmaya çalışan Edward, makas ellerinin zorlaştırdığı yaaşamına yeni bir meslek ekler; bahçıvanlık. Bitki budama işi zamanla kuaförlüğe dönüşür ve genç adam, mahalleli kadınların saçlarını makasından geçirir.

Johnny Depp

queennothing | 28 July 2009 17:00

John Christopher Depp II, 9 Haziran 1963 tarihinde, Indiana ve Ohio’nun komşu eyaleti olan Kentucky (Kentaki)’de, Owensboro, Amerika’da doğdu. Deborah, Christi ve D.P adında üç kardeşe sahip olan Depp, 7. yaşına bastığıında, ailesiyle birlikte Florida’ya taşındı. Florida’da geçen çocukluğu, 15. yaşında boşanan ailesinin (anne, Elizabeth Sue Wells; baba, John Christopher Depp) boşanma kararı ve arkadaşlarıyla kurduğu ‘The Kids’ adlı rock müzik grubunda gitaristlik yapmaya karar verip, okulu bırakmasıyla şekillenmeye başladı. Iggy Pop ve Duran Duran‘ı örnek alan grup, bir süre sonra dağıldı. 24 Aralık 1983 tarihinde Lori Anne Allison ile hayatını birleştiren Depp, eşinin vasıtasıyla, Los Angeles’ta, başarılı aktör Nicolas Cage ile tanıştı. 1984 yılında, ilk oyunculuk deneyimini Wes Craven‘in yazıp, yönettiği “A Nightmare on Elm Street” adlı korku filminde ‘Glen Lantz‘ karakterini canlandırarak kazandı. 1985 yılında, Rob Morrow‘la “Private Resort” adlı yapımda yer aldı. New Yorklu yönetmen George Bowers‘ın yönetmenliğini üstlendiği yaapımda Depp, ‘Jack‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl, “Lady Blue” adlı 12 bölümlük TV dizisinin 4. bölümünde ‘Lionel Viland‘ karakteriyle yer aldı. 1986 yılına, Eric Roberts, Beverly D’Angelo gibi isimlerin rol alıdğı ve Matthew Chapman‘ın yönetmenliğini üstlendiği “Slow Burn” adlı TV filminde ‘Donnie Fleischer‘ karakterini canlandırarak başladı.

Sleepy Hollow (1999)

berryberk | 26 June 2008 11:51

Sleepy Hollow Film Afişi
Sleepy Hollow Film Afişi

1999 yapımı bir Tim Burton filmi olan Sleepy Hollow, bir Washington Irving hikayesi olan The Legend of Sleepy Hollow’dan uyarlanmış. Filmin başrolündeki Johhny Depp ile birlikte, Christina Ricci, Michael Gambon, Miranda Richardson, Casper Van Dien, Jeffrey Jones, Ian McDiarmid, Michael Gough, Richard Griffiths ve Christopher Walken da oyuncu kadrosunda yer alan isimler.

Ichabood Crane (Johnny Depp)
Ichabood Crane (Johnny Depp)

Filmde Sleepy Hollow’daki cinayetleri araştırmak üzere New York’tan gelen bir polis olan Ichabood Crane’in başına gelen aksilikler, enteresan, doğaüstü olaylar, daha önce yaşamamış olduğu tecrübeler anlatılıyor.

Tim Burton

xerre | 29 May 2008 15:59

Tam ismi Timothy William Burton olan yönetmen 25 ağustos 1958’de Kaliforniya’da dünyaya geldi. Kariyerine kısa film yönetmeni olarak başlayan Tim Burton, lise öğretimi sırasında Disney’den burs kazanarak burada animasyon eğitimi görüp Walt Disney Stüdyolarında çalışmaya başladı fakat daha sonra sıkılıp buradan ayrıldı. Tam bir Vincent Price hayranı olan yönetmen en bilinen kısa filmi olan Vincent’i ondan esinlenerek çekti ve ona ithaf etti.

Vincent in dışında birkaç kısa ve orta metraj filmden sonra ilk uzun metraj denemesi olan Pee-wee’s Big Adventure’ı çeken yönetmen, bu filmin de müzikler için Danny Elfman ile birlikte çalıştı. Ed Wood hariç bundan sonraki bütün filmlerinin müziğini Danny Elfman’a yaptıran yönetmen, asıl adını duyuracak olan ve kadrosunda Alec Baldwin, Geena Davis, Michael Keaton ve Winona Ryder’ın bulunduğu film için koları sıvadı.
Kendisi ve hayal gücüyle tam olarak ilk kez Beetle Juice filminde tanıştığımız yönetmen, bu filmiyle de en iyi makyaj dalında Oscarı aldı.

Big Fish (2003)

geppetto | 18 April 2008 15:24

Big Fish
Big Fish


Alabama’da yaşayan Edward Bloom, seyahat etmeyi ve yeni insanlar tanımayı seven bir kişiliğe sahiptir. Hayatının son demlerine kadar bu özelliklerini kaybetmemiş fakat kansere yakalandıktan sonra yatağa bağlı bir yaşam sürmek zorunda kalmıştır. Ama fiziksel olarak kendisini yatağa bağlayan bu illet hastalık, kati surette muhayyilesine sirayet etmemiş bilakis beslemiş ve kuvvetlendirmiştir.Belki bunun da bir sonucu olarak, gezdiği yerleri ve tanıdığı insanları anlatırken ağdalı bir dil kullanmayı ve mübalağa etmeyi çok sevmektedir. Ama oğlu Will, babasının bu huyundan hiç hazzetmediğini açık bir şekilde babasına hissettirmektedir. Hatta çoğu zaman onun hiç doğruları söylemediğine kanaat getirmektedir.

İzleyenlerin zihninde hoş bir tat bırakan, kalbini ise duygusallıkla dolduran masal tadında harika bir yapım. Film belki de, yaşamdan zevk almanın sırrını sahne sahne damarlarımıza zerk ediyor. Küçük ayrıntıların ve pembe yalanların insan ruhundaki olumlu etkilerini, mükemmel bir görsellikle anlatan filmin yönetmeni Edward Scissorhands ve Charlie and the Chocolate Factory filmlerinin de yönetmenliğini yapan Tim Burton.Ed Bloom’un gençliğini Ewan McGregor son demlerini ise Albert Finney canlandırıyor.

sinemadaki yaratık ve canavarlar

asiti kacmis kola | 20 March 2008 16:00

beyaz perdenin olmazsa olmaz oyuncularındandır yaratık ve canavarlar. onlarsız da olmaz, onlarla da.
her saniye doğallığından bir parça daha eksilen mekanikleşmiş 2008 yılında duygulara hitap eden, sahnelerin yavaş yavaş aktığı, olayların süzüle süzüle ilerlediği dramatikvari filmler favori olsa da bir zamanlar bu yaratık ve canavarlar pek bir modaydı.
işte onlardan bazıları;
godzilla: ilk kez 1954’de gördük biz onu. adını taşıyan 30 filmde, hepsinde de korkunç dinazor rolünü kendisi oynadı.
dracula: 1887’de kaleme alınan ve defalarca beyaz perdeye aktarılan, gözünün gördüğü, damarlarından kan akan her canlıya iştah açıcı gözlerle bakmakla ün salmış transilvanya’nın bağrından kopup gelmiş bir karakterdir kont dracula.
chucky: nam-ı diğer canavar bebek. 1988 yılından beri çocukları bebeklerden, büyükleri çocuklardan korkutan film karakteri olarak anılan chucky’i o denli korkunç yapan; bir seri katilin ruhunu taşımasıdır.
Frankenstein: “aman allah’ım ben bir canavar yarattım” sözleriyle aklımıza kazınan filmin başrol oyuncu frankenstein, bir bilimadamının bir kadavrayı hayata döndürme çabaları neticesinde meydana gelmiş, o gün bugündür insanlara korku saçar olmuştur.
bettle juice: kimisi için canavardan daha farklı anlamlar ifade etse de beter böcek bildiğin sıradışı bir yaratıktır. bir evde hayaletler tarafından mahsur bırakılan çiftle kendi çapında gırgır geçen, yardım eden dünya tuhafı bir yaratıktır beter böcek.
edward scissorhands: makastan ellere sahip olan edward, film boyunca görünüşüne oldukça tezat bir profil çizer. zira kendisinin pamuk gibi bir kalbi vardır. yine de “önemli olan dış güzelliğidir” diyen kişiler için canavarın ta kendisidir.
davy jones: efsanevi uçan hollanda’lı gemisinin kaptanı olan davy, birçok film ve çizgi filmde oynamayı başarmıştır. tam anlamıyla kalpsizdir, gemiyi korsan kurallarına göre yönetir ve ahtapotla insan arası bir yaratıktır.
e.t: en bilindik uzaylı olan e.t’yi canavarlar değil de yaratıklar sınıfına dahil etmek çok da yanlış olmaz sanırım. komik görünümlü, tuhaf gelse de sevgi dolu bir kalbi olan bir yaratık üstelik.
zombi: her 10 korku filminin 7’sinde hayat bulan, hayat bulmayı bırak ölmek nedir bilmeyen yaratık. derisi yüzülmüş, etleri ve kemikleri dışarı fırlamış, etrafa dehşet ve kan saçan görünümüyle tipik bir canavardır.