bildirgec.org

deneyim hakkında tüm yazılar

101 Blog İpucu

webdedektifi | 13 June 2007 18:33

Blog çılgınlığı almış başını gidiyor…Bir blogcu şurada 2006 yılında tecrübe edindiği deneyimlerini aktarıyor…

1.Eğer bloğunuz yoksa hemen bir tane alıp yazmaya başlayın.
2.İlgili olduğunuz ve sevdiğiniz konular hakkında yazın.
3.Eğer blog yazmak konusunda ciddi iseniz kendi domaininizi satın alın.
4.Domain isminizin blog ismiyle aynı olmasına dikkat edin.
5.Kısa ve akılda kalıcı bir isim belirleyin.
6.Wordpress’i kullanın.
7.Wordpress pluginlerini kullanın.
8.Tutarlı bir şekilde blogunuzu yazın.
9.Haftada en az 5 yazı yazın.
10.Yazınızı bitirdikten sonra hatalar için kontrol edin(proof read)
11.Bunu yaptıktan sonra bir kez daha okuyun.
12.Diğer blogcularla etkileşim içinde olun.
13.Anlamlı yorumlar yazın.
14.Komik yorumlar yazın.
15.İlk yorumu siz yazın.
16.Bloğunuzu yedekleyin.
17.Sidebar takviminden kurtulun.
18.Fikrinizi akıllıca seçin,çok dar veya çok kapsamlı olmasın.
19.Çevrimiçi(online) forumlara katılın.
20.İmzanıza sitenizin linkini koyun.
21.Blog buluşmalarını değerlendirin.
22.İçeriğin önemli olduğunu unutmayın.
23.Blog şablonunu ihtiyaçlara göre yeniden düzenleyin.
24.Geri izlemeleri kullanın(trackback).
25.Sadelik temel ilke olduğunu unutmayın.
26.Sosyol imleme(bookmark) sitelerinde sitenizi tanıtın.
27.Bir blog ağına katılın(blogkazanı,blograzzi,..vs.).
28.Zirvedekiler(Top 10) listesi oluşturun.
29.Etiket(tag) sistemini kullanın.
30.Ping kullanın.
31.Nasıl yapılır makaleleri yazın?
32.Yazıları taranabilir yapın.
33.Sitenizi dizinlere(DMOZ vs.) kaydedin.
34.Okuyucularınıza sorular sorun.
35.Feedburner’ı kullanın.
36.Komik yanınızı kullanın.
37.Cömert olun.
38.Okuyucularınızı üye olmaları için teşvik edin.
39.Acil durumlar için yedek yazılarınız olsun.
40.Okuyucularınızın yazılarınızı Digg ’e yollaması için teşvik edin.
41.Her sayfaya RSS üyelik butonu koyun.
42.Okunabilir fontlar kullanın.
43..gov ve .edu uzantılı sitelerden sizin sitenize verilen linkleri toplayın.
44.Uzun yazıları parçalara bölün.
45.Gelir paylaşımı yapan siteler ile tecrübe edinin.
46.Google Analytics’i kullanın.
47.Bu veriler üzerinde değerlendirme yapın.
48.Önemli bulduğunuz e-mail yazışmalarını siteye aktarın.
49.Kendiniz olun.
50.Aynı içerikten sakının.
51.Rss okuyucu kullanın.
52.Mümkün olduğu kadar diğer blogları okuyun.
53.Belirli bir zamanda sınırlı kalmayan içeriklere ağırlık verin.
54.Bir tane ‘’Hakkımızda’’ sayfanız olsun.
55.Hakkımızda sayfanızda resminiz olsun.
56.Reklam sayfasını kendiniz oluşturun.
57.Meta tagleri dikkatli seçin.
58.Makalelerinizi çeşitli dizinlere kaydedin.
59.SEO(Search engine optimization-Arama motoru optimizasyonu) temellerini bilin.
60.Uygun oldugu zaman resimleri kullanın.
61.Okuyucularınız için bir değer oluşturun.
62.Reklamları akıllıca yerleştirin.
63.Sabırlı olun.
64.Bir blog ortağınızın olabileceğini düşünün.
65. Problogger.net’i okuyun(Bloğunuzdan para kazanmanız için yardımcı olan bir site).
66.Sağ taraftaki bölmeyi ikonlarla doldurmayın.
67.Google Adsense ile tecrübe edinin.
68.Tekst link reklamlarla tecrübe edinin.
69.Mümkün olduğu sürece diğer bloglara link verin.
70.Okuyucularınızın sizinle irtibata geçmesini kolaylaştırın.
71.Başlıklar dikkat çekici olsun.
72.E-mail ile bildirimleri okuyucularınıza teklif edin.
73.Daima sorulara cevap yazın.
74.Daima yorumlara cevap yazın.
75.Technorati’yi kullanın.
76.Blog projelerinde yer alın.
77.Diğer blog sahipleri ile tanışın.
78.Yorumlara üyeliği aktif hale getirin.
79.Kullanışlı araçları ve kaynakları önerin.
80.Kendinize has bir uslupla yazın.
81.Fikriniz konusunda uzman olun.
82.Link verdiğiniz yazılara güvenmeyin.
83.Daima kendi fikirlerinizden bahsedin.
84.Sade renkler kullanın.
85.En iyi makalelerinizi listeleyin.
86.Yenilikçi bir fikre sahip olun.
87.Kategorilernizi düzenleyin.
88.Doğrudan okuyucularınıza hitap edin.
89.URL yapısını etkili yapın.
90.Kaynaklarınızı belirtin.
91.Podcast eklemyi düşünün.
92.Böyle bir liste oluşturun.

Büyürken

plakton | 06 February 2007 13:22

Bu aralar kararsızlıklarım arttı. Aslında kararsızlık değildi, sebep; şüpheciklerim kararsızlaştırıyordu aklımı. Her şeyden şüphe ediyordum kendi varlığımdan bile. İçimi sıkıyordu bu durum. Bırak gülümsemeyi küçük bir tebessüm bile zor geliyordu artık. Hiçbir şey zevk vermiyordu çünkü.

Sürekli eleştirip duruyorum kendimi. Hüzün çöküyor üzerime, ne olduğunu anlamak bile istemiyorum. İçime kapanık biri olup çıktım. Çıkıp dolaşmak istemiyorum, oturmak istemiyorum, uyumak hiç istemiyorum, unutmak istemiyorum, unutulmak istemiyorum… Ama unutulduğumun farkındayım.

Halkım uyuma, The Fountain’a sahip çık!

dietcolaaddict | 05 January 2007 08:49

Hi-ReS, Requiem For A Dream’e yaptığı “kelimeler kifayetsiz” siteden bu yana; ne yaparlarsa yapsın soyup başucumuza koyacağımız arızalı bir interaktif ajans. The Fountain ise Darren Aronofsky’nin Requiem’in devamı niteliğinde çektiği filmin, karşısında mutluluk gözyaşları bile dökebileceğimiz güzellikteki sitesi. O da bir Hi-ReS işi. Uğruna, FWA’da “Site of The Decade” diye bir kategori yaratılsa yeridir.

Ne acayip bir yer:Internet Hadisesi

kizil tilki | 25 December 2005 03:47

Yıllardır internet içindeyim ben böyle birşey yaşamadım. Bu ne şimdi? Genelde internette girdiğim yerler aynıdır, veya nadiren bir konuyla ilgili bir araştırma yapmam gerekiyorsa o konuya yönelik siteler tercihimdir. Hayatımda birkaç kere MIRC denen şeyi denedim, o da yalan oldu.(birde belli konularda mirc yardımları var,onları geçelim.Sadece sohbet için diyorum). Sonradan sonraya farkına vardım ki aslında baya yeri geziyormuşum ve fazla dikkat etmiyormuşum. Meğer ne çok yazışma sitesi, ne çok fikir sitesi, herşeyden herkonudan yığınla site varmış. 2-3 değil, binlerce… Insanlar devamlı yazışıyor, gerçek-yalan birçok haberi birbirlerine sanki sonunda ulaşılan bir mutluluk varmış(yada vardır bilemiyorum) gibi ışık hızında yetiştiriyorlar. Sanırım internet dünyadan daha büyük biryer oldu. Herşeyden geçtim, insanlar webcamlerle karşılıklı soyunuyorlar. Bu kadar gerekli gereksiz bilgi beni içten içe korkutuyor. Hele şu aralar günün 15 saati internetle haşır neşir olduğumdan, internetin olmadığı zamanlar ne yapıyorduk diye tatlı tatlı rüyalara dalıyorum. Insanın uğurlu sayısı 145 olurmu yahu? Bak ne anlatıyordum konu nerelere geldi. Işte internette böyle insanı bir yerden alıyor, başka yerlere götürüyor. Hele forum denen bir illet var ki, binlerce insan(veya ben öyle sanıyorum, kurulmuş makineler de olabilir) her konu hakkında paso yazışıyor, soruyor, cevaplıyor vs vs..Bir yandan sadece MSN de geyik yapılan bir ortam diğer yandan milyonlarca para birimi kazandırıyor. Internetin bu ölçüde büyük bir alan olması, bazen beni korkutuyor. yada ne korkcam ya, indirir filmimi seyrederim, açarım TFC yi yaparım katliamı… Gerçekten karmaşık konular…Hani büyük düşünür demiş ya: Internet insanın kendine yakışanı giymesidir. diye… Download dolu günler…

ucuz etin yahnisi yavan olur.

anafikir | 07 September 2005 13:04

Sorun bende mi bilmiyorum ama “ahkam.tk” ile başlayıp “anafikir.com”a dönüşen sitem ile ilgili bitmek bilmeyen sorunlar yaşadım, yaşıyorum. bu sorunlar zaman zaman bildirgec’e bile yansıyacak kadar rahatsız edici boyutlara ulaştı**.

önce domaindlx ile cebelleştim. gerek bandwith sınırılaması gerekse kodlamada getirdiği sınırlamalar oldukça sıkıntı yarattı.

bunların ardından “ücretsiz kaliteli hizmet olmaz” çıkarımı yapıp, parayı basıp alan adı ve web alanı alıp sıkıntılarımın sona ereceğini zannettim. ama malesef. sanki bir kara bulut “boşver şu siteyi” diyerek tepemde dolaşıyor.

rock’n eziyet

gupgup | 04 September 2005 11:36

maalesef dün rock’n coke’a the cure için gitmiş bir zavallıyım. başıma gelecek olanları -aslında olağan bunlar sanırım- birileri ayrıntılarıyla anlatsaydı kesinlikle gitmezdim. o yüzden ben kısa bir özet geçeyim ve siz de bir daha gitmeyin (özellikle pozitif organizasyonun yaptığı şeylere) 1. gidişte servis aracına binebilmek için 1 saat bekleme yol zaten 1 küsür saat 2. jandarma yolu kapamışmış biyerlerde indirilip 1 saat yürüme 3. giriş için 2 saat bekleme 4. bi bardak su içebilmek için 1.5 saat bekleme 5. tuvalete girip çıkınca ayılmak için 30 dk bekleme 6. pardon 1 bardak su alabilmek için 30 dk bekleme 7.dönüşte taksim servisine oturarak binebilmek için 1 saat bekleme………….. herhalde yeter hepimize….isterse rhcp gelsin yine gitmem alice cooper gelsin yine gitmem…..