Dan Brown’un Da Vinci’nin Şifresiadlı kitabından esinlenilerek hazırlanmış bir animasyonla sizi karşılayan sitede biyolojik çeşitlilik hakkında bilgilenebilir , neler yapabileceğinizi öğrenebilir ve bilmediğiniz daha bir çok ilginç şey hakkında bir fikre sahip olabilirsiniz.
Bu yazının konusu: Zihin Haritası.
Kesinlikle başlıktaki iddiayı gerçekleştirecek bir düşünce tekniği… Zekanızı birkaç kat artırmak gibi, bazı yan etkileri var 🙂 Dahi olmaya hazırsanız başlıyorum:
Altmışlı yılların sonunda Tony Buzan’ın henüz bir üniversite öğrencisiyken gün yüzüne çıkardığı bu yöntem de ihtiyacımız olan tek şey kağıtlar ve renkli kalemler. Ama önce nasıl ortaya çıktığına kısaca değinelim
http://www.kigem.com/content.asp?bodyID=3033
http://www.seyrusefer.com/?p=232
http://www.drawingsofleonardo.org/
Leonardo Da Vinci’nin orjinal çizimlerinden hayata geçirilmiş olan makinelerin örneklerinin bulunduğu Da Vinci icatları sergisi 24 şubat-24 mart tarihleri arasında odtü kapalı tenis kordunda ziyaret edilebilir. Eserler Da Vinci’nin çizimlerine sadık kalınarak, sadece ip, tutkal ve tahta kullanılarak oluşturulmuş. Ünlü ressamı farklı bir yönüyle tanımak isterseniz kaçırılmaması gereken bir sergi. Kapıda kuyruk var ama beklediğinize değecek. Link
Leonardo da Vinci’nin muhteşem güzellikteki çizimlerini neredeyse herkes bilir. Peki bunların bir araya toplanıp animasyon şekline getirildiği bir yer var desem?
1,618033988749894848204586834365……….
altın oran olarak bilinen bu sayıya yüzümüzde,ellerimizde,yunanlıların antik binalarında,bir kelebeğin sırtında bile rastlamak mümkünmüş..
5 ^ .5 * .5 + .5 = Phi miş mesela..
altın oran hakkında her türlü resim,yazı vs nin bulunduğu ilginç bir site..
merhaba günnükcan,
sen bu yazıyı okurken ben kahvaltımı yapmış, çayımı yudumluyor olacağım. evet evet, bu saatte kahvaltı!
kısa özete geçiyorum:
1. 24 saatin 20’sini evde geçirip o kadar yemek yedikten sonra evde kod yazmaktan, patates yumrusu gibi bir şey olup çıktım efendim. önümde benden habersiz yapıştırılmış gibi duran göbeğim beni rahatsız etmelerde… kendisiyle pek yakında ilgilenmek gereği doğdu. hele şu çalışmalarım bir sonuç versin bakayım…
2. beşiktaş’ta güzel bir lokanta olan ali baba restaruant’a gitmiş idik. ekmeğin üzerinde kalan unlardan dolayı, tutmuş olduğum tuzluğun elimden fırlayıp yere düşmesini engelleyememiş bulundum. oranın garsonlarına garip bir eğitim veriyorlar sanırsam. niye dersen, ne yaparsan yap; ilginç bir şekilde gülümseyip rahat etmeni sağlamaya çalışıyorlar. bunu anlatmamın nedeni şu ki; garsonlar “hiç önemli değil aaabi” dedikten 3 saniye sonra yan masadan aldığı tuzluğu masama koymak istedi. ve o da düşürdü tuzluğu! içimden dedim ki, “valla hakkaten önemli değilmiş sanırım”!
Gerçekten ilginç bir ürün fikri, ‘Playaway‘. Küçük hafif 8 düğmeli ve önceden içine seçtiğiniz kitabın sesli hali yuklenmiş bir player. Boyutu iskambil kağıdının yarısı ve 6-20 saatlik çalma süresi var. İçindeki sese ekleme silme yada transfer etme yetkiniz yok. Korsan kitabın önüne geçilebilir bu sayede.
