bildirgec.org

Yok mu bizi kurtaracak? Anlayamıyorum anlamıyorum!!! Bay Erdoğan nasıl bu memleketi temsil ediyor? Dün Haberturk‘de gördüm. Bay Erdoğan İstiklâl Marşı’nı okudu. Allahım bu ne ızdırap? Bu ne çile? Sayın demeye utandığım Başbakan kişisi, Kocatepe Camii’nde kandil duası mı ediyorsun? O ne sestir? O ne tonlama o ne telaffuzdur? Adam gibi “…hakka tapan…” diyemiyor musunuz? “..hakk’aaa tap’aaaan…” diye okumak mı lâzım. Kaldı ki o ne cırtalk sestir “…millet’imiiiiiiiiiğğğğğğğğğynnnnnnnnn…” patlatmanızı müteakip kanal değiştirmek zorunda kaldım zira minik televizyonumun hoparlörleri bu ızdırabı kaldıramadı. Bu mudur o ünlü hatip? Hadi siyasetçiliğini geçtik, o konuda da zaten diplomasi ve devlet adamlığından nasibini almamış. Sanıyor ki Avrupa Parlamentosu’nda İstanbul Belediye encümen azaları çalışıyor. E hani bu adam hatipti? Hani sesi güzeldi? Müzik hocası olsam okulunda müzik derlerinden men ederdim bu sesi. Dağ başında serbest solfej tavsiye ediyorum günde 3 öğün. Hatta mümkünse Arabistan yarımadasında bir yükselti olsun. Hem de bizden Irak olur. Bakalım yağcı boyalı basın karteli “Beraber yürüdük biz bu yollarda” yorumunu övdüğü en bi’ delikanlı başbakanlarını nasıl yağlayacak bu sefer? Olmadı Matrix gözlüğü yorumu yaparlar. Daha da olmadı 2.000.000’uncu Palio‘yu nasıl fırtına gibi sürdüğünü yazarlar. Omurgasızlar. Gazeteci/Haberci değiller ki. Köşedeki bayii’de gastecilik yapmamalı bu arsızlar

Geçenlerde patronum ile birlikte şehir dışına gittik, iş seyahati. Bursa ve İnegöl civarlarındayız. O yemekten bu toplantıya koşturup duruyoruz. Çoğunlukla da ikisi birleşiyor, yemekli toplantılarda insanlar yemek mi yesin, konuşanlara ilgi mi göstersin bilemiyorlar. Çoğu kelli felli, sanayici, işadamı, hemen hemen aynı şeylerden bahsediyor tümü. Ekonomik durumlar, ithalat-ihracat konularıyla ilgili son duyumlar, ColaTurka’nın hayatımıza girişi gibi mevzularda fikir alışverişinde bulunuyorlar. Sağlam kaynaklardan, birkaç büyük alışveriş merkezi zincirinde Coca Cola’nın iki katından fazla satmış olduğunu öğreniyoruz, ben bunun ilk günlerdeki meraktan kaynaklandığından eminim. Gecenin saat onunda başlayan sondan ikinci toplantımızda artık herkese saygıdan kıvranan bir ses tonuyla kendimizi anlatmaktan, kartvizit ve kitapçık vermekten bitap düşmüş haldeyim zaten. Akşam yemeğine eşlik etmesi uygun görülmüş bu toplantı, yurtdışına meyve ihraç eden, hatta David Beckham’ın kirazlarını yemesiyle magazin bir özellik de kazanmış olan bir üretim merkezinin bahçesinde, barbekü şekilde gerçekleşiyor.

Ben niye hep bunu yapıyorum?

ıyı yazalım barı …aklıma ılk gelen sey yazıyım …gunum nasıl gecıyor bakıyım…oğlen 2 de kalkıyorum babamın gıtmesını beklıyorum …soylene soylene gıttı yıne ..yataktan kalkıyorum yok ya yıne kalkamıyorum dun yıne cok sıgara ıctım heralde tansıyonum dusuyo…kendıme kahwaltı hazırlıyorum koltuga uzanıp baslıyorum zaplamaya…genelde dream tv de kalıyorum…aksam 17 30 da uveybaba kalsık onu seyredıyorum…dusuncelerım nekadar kıymetlı kı heralde fazla zora gelmıyor basıt seyler ızleyerek kafamı daıtıyorum …hosuma gıtmıyo tabı ama oyle gorunmeeem lazım kı ah ah bu kızın sonu kotu bız bunu ıstanbula gonderelım dıyene kadar bızımkıler..neyse dızı bıtınce nete gırıyorum…sonra bıraz cekırdek cıtleyıp uyuyakalıyorum we benım gunler boyle zıyan oluyo

içimdeki benle yani ikinci benle çatışmakta dışımdaki ben son birkaç haftadır.. içimdeki ben uzun süredir suskundu.. iyi ya da kötü hiçbir etkisi yoktu dışımdakine.. ama şu son günlerde dışımdaki benin sevdiğini sevmeye başladı o da.. ve o birini sevmeye başladı mı karşısındakini durmadan sorgular.. bu sorgulama olayı karşıdaki şahsın incinmesine neden olunca da dış varlık iç varlığı hiç çekemez.. bu çekememeler biraz zaman sonra yerini çatışmalara bırakır.. içimdeki beni nasıl öldürebilirim bilmiyorum ama varolmasın istiyorum artık.. onun varlığı dışıma vuruyor, boş yere kıskançlık krizleri, paranoyalar v.s. şeklinde.. bana ikinci beni öldürebilmem için bir yol bulun ne olur.. dayanamıyorum artık.. yoksa aşk sadece kıskançlık ve paranoya’dan ibaret mi?

Allahım saatlerdir uğraşıyorum öyle mi yapsam böyle mi yazamiyorum. sizde yazamayin he mi.

yahu bu hafif’in yeni halini çözemedim feedreader olmadan hiç bişi okuyamıyorum. durum böyle mi nedir ya?

İstemediğim şeyleri yapmaktan nefret ediyorum. İstemediğim bölümde okumak yetmiyormuş gibi, her sene yaz okuluna kalıp buna rağmen okulu uzatmayı başarabilecek bi şahsiyetim Şu an diferansiyel çalışıyor olmam gerek; ama önümdeki notlar bir başkasına ait ve imdaaat! Hiç bir şey anlamıyorum. Bugün saat 10:30 da sınavım var. Biliyorum bunların hiç biri sizi ilgilendirmez; ama biraz olsun rahatladım sanırım.

Kar etmenin kendini satmak,yeri geldigince,ve belkide,bilakis her zaman karsindakinin hakli oldugunu illaki belli etmek oldugunu ogreten,ve basit bir dille “evet ogrettiginiz budur efendim!!” denildiginde kopuren tum “dirt army” uyelerinin tirnaklarini ceksem rahatlayamam sanirim..(business meseleleri dert ya)

Kafayi yiycem artik su an saat 04:42 ve hala parkormandaki eglence devam ediyor. Ben egleniyor muyum? Bence hayir burda kafayi yiyorum. Evim parkormana 3-4 km uzakta(4.Levent)Bundan uc hafta oncesine kadar cumartesi ve pazar aksamlari kulagimda yankilanan gum gum seslerinin kaynagini bilmiyordum camdan aval aval etrafa bakar bu gurultunun nerden geldigini bulmaya calisirdim. Takı Moby konserıne gıdene kadar bu sesın kaynagını merak eder dururdum. Konserde kullanilan kolonlari gordukten sonra vede o kolonlarin karsisinda butun ic organlarimin allak bullak olmasindan sonra gecenin bir vakti ettigim kufurlerin adresi tek bir yone kaydi. KAHROLSUN PARKORMAN EGLENCE MERKEZI! YASASIN SESSIZLIK!