bildirgec.org

cari açık hakkında tüm yazılar

Ekonomik Kriz Hızla Büyüyor

| 18 October 2008 23:05

fotoğraf;ankara haber
fotoğraf;ankara haber

Amerika’da patlak veren ekonomik kriz tüm dünyayı sarsmakta ve her gün krize ilişkin yeni haberler duymaktayız.
Türkiye olarak ta durum iyi gözükmüyor.
Dolar ve euro yükseliyor,borsa düşüyor.
Bir çok haberde duyduğumuz cari açığımız 35 milyar dolar olmuş.İşsizlik artıyor.
Kriz bir çok dünya ülkesini sarmakta.
Bütün bunları incelediğimizde gittikçe büyüyen krizi hissetmemek elde değil.Hala biz de kriz yok yada az yada olmayacak mı acaba.
Kriz büyüyor ve bence hiç azınmayacak kadar Türkiye’yi etkileyecek…

cep telefonu, cari açık ilişkisi

srkncntrk | 24 August 2008 13:32

Ülkemizde her yıl bir öncekine oranla artış gösteren cari işlemler açığı basit bir ifadeyle ihracatın ithalatı karşılayamamasıdır. Bunun çeşitli
sebebleri olmasıyla birlikte en büyük sebeplerinden birisi gelişmekte olan ve her yıl nüfüsu artan ülkemizdeki enerji ihtiyacıdır. Enerji olmazsa üretim olmaz, kışın donabiliriz. Ama herkesin gözünden
kaçan açığın en büyük sebeplerinden biriside halkımızın lüks merakı, bunlardan en önemlisi de
cep telefonları;
Yediden Yetmişe herkesin elinde olan ve heryıl
daha da abartırsak üç Ayda bir değiştirilme ihtiyacı
hissedilen hava atma, karizma tamamlayıcı olarak
gördüğümüz cep telefonları talebini karşılamak
için her yıl artan bir oranla On-Onbeş Milyar dolar arası ithalat yapmaktayız, işte size cari açık biz
kazandığımız ölçüde harcama yapmazsak ve
bulunmasının amacı sadece acil durumlar için kullanılması olan cep telefonunu ülkemizde bu kadar pervasızca kullanmaya devam edersek, bu açık çocuklarımıza belki de torunlarımıza katlanarak daha da büyür diye düşünüyorum, insanlarımızın birkez daha yeni bir cep
telefonu alırken düşünmesini rica ediyorum.

Biyobenzin, Cari Açık ve İstihdam

beeezy | 14 September 2006 01:29

Üç haber:
Türkiye’nin 2006 petrol faturası 11 milyar dolara gidiyor

Cari açık yedi ayda 20 milyar doları aştı
İstihdamsız yüksek büyüme sorgulanmalı
Yılın sonuna yaklaşıyoruz. Bir yılı daha yüksek bir cari açık ve yüksek bir işsizlik oranı ile kapatacağız. Ekonomistler, “petrol fiyatları daha da yükseldi, cari açık ve dış ticaret açığının bu kadar yüksek olmasında 11 milyar dolarlık petrol ithalatının payı büyük, hükümet ne yapsın” diyecekler.
Böyle demeyen ülkeler de var. Örneğin Brezilya.
Brezilya dünyanın en fazla biyobenzin (etanol) üreten ülkesi. Topraklarının 50,000 m2’sinde biyobenzin üretmek üzere şeker kamışı yetiştiriyor. Tarım ve biyobenzin üretim zincirinde toplam 1 milyon kişi istihdam ediliyor. 16 milyon m3’ten fazla biyobenzin üretiyor ve bu rakam da, Brezilya’nın toplam benzin ihtiyacının yaklaşık %50’sine karşılık geliyor.
Biyobenzin üretiminde Brezilya’yı ABD takip ediyor. Hindistan, Güney Afrika, Dominik Cumhuriyeti, Nijerya, Macaristan ve daha pek çok ülke biyobenzin üretimi için yatırımlarını sürdürmekteler.
Bir de, ülkemizde de üretilen ve Avrupa’da üretimi daha yaygın olan biyodizel var. Biyodizel üreticisi ülkelerin listesi çok daha kabarık. Ancak ülkemizde ÖTV’den muaf kullanımı %2 ile sınırlandırılan biyodizel henüz olması gereken yerden çok uzakta.
Hükümet, ithal edilen petrolün üzerine koyduğu vergi gelirinden mahrum kalmamak için, biyoyakıt üretiminin cari açığa, dış ticaret açığına, istihdama katkılarını şimdilik düşünmek istemiyor. Kısa vadeli yararlar yine ağır basıyor.
Biyodizel için ihtiyaç duyulan yağlı bitkiler tarıma elverişli topraklar gerektirirken, biyobenzin dallı darı gibi tarıma elverişli olmayan topraklarda da yetişebilen ya da tahıl samanı gibi selülozik biyokütlelerden de elde edilebiliyor. Böylece sınırlı tarıma elverişli arazilerimizde, gıda amaçlı tarım ürünü arzını azaltmadan biyobenzin elde etmek mümkün oluyor. Biyodizel için de yosun alternatifitükenmiş değil tabii.
Biyoyakıtların bir de çevreci yanı var. Her nekadar biyoyakıtlar da yakılarak tüketilseler ve dolayısıyla CO2 emisyonuna neden olsalar da, elde edildiği bitkilerin gelişimi süresince yaptığı fotosentez, az da olsa CO2 miktarında bir azalma sağlıyor ya da en azından net artışın önüne geçilmiş oluyor. Fakat sanırım çevre, önceliklerimizde daha da geride bir yerlerde.

otomotiv sektörü rekor kırdı

beeezy | 09 January 2006 13:50

NTV-MSNBC’nin haberine göre “2005, Türkiye otomotiv tarihinde ilk kez 2 yıl üst üste rekorun kırıldığı bir yıl” olmuş. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, geçen yıl binek ve ticari araç satışlarının toplamı, bir önceki yıla oranla 19 bin 182 adet artışla 710 bin 408’e ulaşmış. Buna göre yıllık satışlar yüzde 2.8 artmış. Bu haberin bir iyi bir de kötü yönü var. İyi yönü, satışlardaki artış, ekonominin çarklarının döndüğünü gösteriyor. Kötü yönü ise artış detayına baktığımız zaman, ne kadar çok araç ithal ettiğimizi ve dolayısıyla, ne kadar çok istihdam kaybımızın olduğu ve ne kadar çok dövizimizin yurt dışına gittiğidir. Binek otomobil satışları 438 bin 597 olarak gerçekleşmiş. 2005’te satılan yerli otomobil sayısı 136 bin 708, ithal otomobil sayısı ise 301 bin 889 det olmuş. 11 aylık cari açığımız 19 milyar USD olarak gerçekleşmiş. Yıl sonu cari açık değerinin 22,7 milyar USD gerçekleşmesi bekleniyor. Kabaca bir hesapla 30,000 usd ortalama araç değerinden gidecek olursak, 300 bin ithal araç 9 milyar USD yapacaktır. Tabii ki bizler 300 bin ithal binek aracı tercih etmeseydik de, toplam cari açığın 9 milyarlık kısmı sıfır olmayacaktı, fakat çok önemli ölçüde azalacaktı. 300 bin daha yerli aracın tercihi ise, yüz binlerle ifade edilecek istihdam artışı sağlayacaktı. Binek araçlar, yerli malı, ithal tartışmasının en önemli kalemidir. Çünkü pahalıdırlar. Okullarda bize yerli malı bilinci kazandırmak için dikkatimizi çekilen incir, portakal gibi şeylere hayatımız boyunca ayıracağımız para, bir otomobile ödenecek para yanında komik kalır. Eğer yerli malı kavramına önem veriyor iseniz, gelin otomobili, 2006 yılının en önemli yerli malı olarak dilinize dolayın. 2006 daha az döviz kaptırdığımız, daha çok istihdam yaratılan bir yıl olsun. İyi bayramlar dilerim.