bildirgec.org

brad pitt hakkında tüm yazılar

Babel (2006)

queennothing | 19 June 2009 18:00

Amores Perros” ve “21 Grams” gibi başarılı yapımların Meksika asıllı yönetmeni Alejandro González Iñárritu‘nun 2006 yapımı filmi “Babel“, tıpkı diğer filmleri gibi, hikaye içinde hikaye barındıran etkileyici bir drama.
Richard ve Susan, iki çocuklu bir çifttir. Diğer çocukları olan Sammy, hayatını kaybettikten sonra bunalıma giren Susan, Richard’la katıldıkları bir tur sırasında, vurulur. Amerika’dan, Fas’a uzanan turda, otobüsün cam tarafında oturan Susan, nerden geldiği belli olmayan bir kurşunla, omzundan yaralanır. Otobüs durdurulur, en yakın köye gidilir. Kan kaybeden Susan’ın yarası, ilkel yöntemlerle dikilse de, genç kadının kanaması ölümcüldür. Elçiliği arayan Richard, acil ambulans gönderilmesini talep eder. Karısını kaybetme ihtimali, genç adamın daha da gerilmesine neden olurken, otobüsten inen turistler, aracın daha fazla bekletilemeyeceğini söyleyerek, genç adamın baskı içinde, iki arada kalmasına neden olur. Babil’deki sınırlı imkanlarla Richard, karısını kurtarmak için elinden geleni yapacaktır.

Ahmed ile kardeşi Yussef, babasıonın fazla fazla para dökerek satın aldığı tüfekle tepelere çıkarak, çakal avına gider. İyi bir nişancı olduğunu iddia eden küçük Yussef, bunu abisine kanıtlamak için metrelerce öteden gelen otobüse ateş eder. Amerikalı turistleri taşıyan otobüste, cam kenarında oturan genç bir kadın vurulur. İki kardeş, artık resmen ‘suçlu’dur.

Jason Statham

kadirgunay | 07 June 2009 13:32

Jason Michael Statham
Jason Michael Statham

Jason Michael Statham! Transporter ile üne kavuşan, aksiyon filmlerinin aranan oyuncusu. Oynadığı her filmde adından söz ettiren ünlü ingiliz sinema oyuncusu Jason Michael Statham 12 Eylül 1972 senesinde Sydenham, Londra’da sahne sanatçısı ve müzikal kostümleri diken anne babanın oğlu olarak dünyaya geldi.

Jason Michael Statham
Jason Michael Statham

Daha sonra Great Yarmouth’a taşınan Statham ailesinin geleneğini sürdürüp sokak tiyatrosunu öğrendi. Aynı zamanda okuduğu okulun futbol takımında 1978-83 seneleri arasında futbol oynadı. Bir çok spor dalı ile ilgilinen ve sanatsal anlamda kendini geliştiren Statham’ın çok ayrı bir tutkusu vardı. Dalış! 1992 senesinde düzenlenen Dünya şampiyonasında 12. oldu. Şu an halen Britain’s National Diving Squad – İngiliz Milli Dalış üyesidir.

Statham ünlü olmadan önce çok değişik işlerde çalıştı. Fason malların temini ve satışı, markette kasiyerlik, karaborsa v.b. Bu işlerin ardından French Connection markası için modellik yapmaya başladı ve işte tam o sırada ünlü Yönetmen Guy Ritchie ile tanıştı.

Bir Hollywood Destanı : ”Troy (Truva)”

gorcun | 02 June 2009 14:11

Troy
Troy

Efsanevi Truva Savaşını anlatan Troy (Truva) büyük prodüksiyonla 2004 yılında Wolfgang Petersen tarafından çekildi. Homeros’ un İlyada destanından uyarlanan filmde savaş Antik Yunan’ da Truva Prensi Paris’ le Sparta Kraliçesi Helen’in aşkını bahane ederek Kral Agamemnon’ un Truva’ ya saldırmasıyla çıkar. Paris’ in, Helen’ i Truva topraklarına götürmesi kocası Menelaus’ u çıldırtır. Bunu bir fırsat olarak gören Kral Agamemnon Antik Yunan’ ın tüm ordularını toplayıp 1000 gemiye 50.000 asker doldurarak tarihin gördüğü en büyük savaşlardan birinin çıkmasına neden olur.

Yunanlıların ordusunda zamanın en büyük savaşçılarından biri olan Aşil’ debulunmaktadır. Truva, büyük savaşa Kral Priam ve cesur savaşçı Prens Hektor önderliğinde ordusuyla karşı koymak için beklemektedir. Tarih boyunca Truva’ yı ele geçiremeyen ordulara karşı bu kezde yenik düşmeye niyetleri yoktur. Binlerce insanın öleceği bu savaşta ya tarih tekkerrür edecek yada Truva düşecek ve tarihin akışı sonsuza kadar değişecektir.

Troy
Troy

Bir Değişim Öyküsü : ”Seven Years In Tibet (Tibet’ te Yedi Yıl)”

gorcun | 02 June 2009 10:03

Seven Years in Tibet
Seven Years in Tibet

Seven Years in Tibet (Tibet’ te Yedi Yıl), Heinrich Harrer adlı Avusturyalı dağcının yaşadıklarını anlattığı kitabın adıdır. 1997 yılında Jean-Jacques Annaud tarafından aynı adla sinema filmi çekilmiştir. Heinrich Harrer’ i ünlü aktör Brad Pitt’ in oynadığı filmde Avusturyalı dağcının 1939′ da Himalayalar’ ın zirvesine ulaşmak için Nazi Almanya’ sının desteğiyle yola çıkmasını anlatıyor.Hamile eşini (Ingeborga Dapkunaite) geride bırakarak yola çıkan Harrer kısa bir süre sonra İngilizler tarafından esir alınır. Kamptan defalarca kaçmaya çalışan Harrer her denemesinde başarısız olur ve hem diğer esirler hemde askerler tarafından dışlanır. Bu sırada karısı tarafından da terkedilir. Bir gün diğer esirlerle işbirliği yapar ve kaçmayı başarır. Devamlı kendine başına olan Harrer, bir süre sonra kendisiyle dost olmayı isteyen Peter’ le (David Thewlis) arkadaşlık kurar.

Filminizi kaç yıldızlı istersiniz? : ”Ocean’s Eleven”

gorcun | 26 May 2009 09:53

Ocean's Eleven
Ocean’s Eleven

Hollywood’ un en ünlü ve başarılı starlarının toplandığı Ocean’s Eleven 2001 yılında Steven Soderbergh tarafından çekilmiş. Film 1960 yılında Lewis Milestone tarafından çekilmiş aynı adlı filmin uyarlamasıdır. 2001 yılında olduğu gibi 1960 yılında da dönemin en ünlü isimleri filmde rol almıştır.
Film Danny Ocean (George Clooney) liderliğinde yapılan kumarhane soygununu anlatıyor. Tabiiki filmin geçtiği yerde kumarhane cenneti olan Las Vegas’tır. Ocean şartlı tahliyeli olarak hapishaneden çıkar ve çıkar çıkmazda soygun planını uygulamak için harekete geçer. İlk olarak Rusty’ le (Brad Pitt) buluşur ve soygun için çeşitli yetenekleri olan 11 kişiden oluşan ekibi toplarlar.

Ekipteki kişilerin her biri kendi yeteneklerini sergileyerek kasaya ulaşmalarını sağlayacaklardır. Ekiptekileri ikna etmek başta kolay olmasada miktarın 150 milyon dolar olduğunu öğrendiklerinde hepsi planın bir parçası olmayı kabul ederler.

Ocean's Eleven
Ocean’s Eleven

Soyacakları kumarhaneler ise Terry Benedict’ in (Andy Garcia) sahip olduğu Bellagio, Mirage ve MGM Grand kumarhaneleridir.

Cehennemi beklemeyen katil : ”Se7en (Yedi)”

gorcun | 06 May 2009 09:42

Se7en
Se7en

Ünlü yönetmen David Fincher’ın 1995 tarihli şaheseri Se7en (Yedi) hem yönetmenin hem zamanının en önemli ve başarılı filmlerinden biri olarak görülebilir. Se7en filmi ilhamını Hristiyanlık’taki yedi ölümcül günahtan alan olağanüstü planlı ve hedefine yönelik hareket eden seri katile karşı biri genç, diğeri emekliliğine 7 gün kalmış bir dedektifin katilin izini sürmelerini anlatır.
Genç dedektif David Mills (Brad Pitt) işinde yeni, fazlasıyla hırslı ve geleceğe umutla bakan bir karakterken, istemeden de olsa partneri olan olan yaşlı ve tecrübeli dedektif William Somerset (Morgan Freeman) işinde son derece uzman olmasına rağmen artık emekliliği için gün sayan karamsar bir karakter olarak karşımıza çıkar. Mills’ın karısı Tracy rolünde ise güzel aktrist Gwyneth Paltrow yer alır.
Filmde de belirtilen Hristiyanlık’taki yedi ölümcül günah kibir, açgözlülük, şehvet, kıskançlık, oburluk, öfke, tembelliktir. Katile göre bu günahları hergün milyonlarca insan işlemektedir. Kurbanlarınıda bu günahlardan birini belirgin şekilde işleyen kişilerden seçmektedir.

Se7en
Se7en

Ama katilin planları insanlara daha fazla şeyi farkettirmek ve geleceğe bir iz bırakmaktır. Bu muhteşem filmin atmosferi oldukça karanlık ve karamsardır. Müthiş atmosferin yaratıcısıda görüntü yönetmeni Darius Khondji’dir. Filmde hangi şehir olduğu belirtilmemesine rağmen sürekli yağan yağmur, kapalı hava ve soğukluk filme yakışır şekildedir.

Vampir de olsa insan insandır! : ”Interview with the Vampire (Vampirle Görüşme)”

gorcun | 17 April 2009 12:01

Interview With The Vampire
Interview With The Vampire

Interview with the Vampire, Anne Rice‘nin aynı adlı romanından uyarlanan 1994 yapımı film Neil Jordan tarafından yönetilmiş. Film bir vampir filmi olmasına rağmen korku ya da gerilim filmi değil. Dram hikayesi olarak görülebilir. Farklı bir vampir hikayesiyle karşımıza çıkan filmde Hollywood’un ünlü yıldızları boy gösteriyor .
Louis rolünde Brad Pitt, Lestat rolünde Tom Cruise, gazeteci Danie rolünde Christian Slater, Armand rolünde Antonio Banderas ve küçük kız Claudiarolünde ise 12 yaşındaki Kirsten Dunstfilmin yıldız oyuncularından sayılabilir.

Interview With The Vampire
Interview With The Vampire

Filmin hikayesi buradan itibaren izlemeyenler için spoiler içerebilir. Film bir vampir olan Lestat’ın (Tom Cruise) 18.yüzyılda soylu bir insan olarak yaşayan Louis (Brad Pitt)‘i ısırırak vampir yapması hikayesiyle başlar. Günümüzde bu hikayeyi gazeteciye (Christian Slater) anlatan ve inandıran Louis hikayesini sonuna kadar anlatmaya karar verir.
Hikaye ilerledikçe Louis’in vampir olduktan sonra insancıl duygularını kaybetmediğini ve temel besin ihtiyacı olan kanı insanlara zarar vermemek için en zor yollardan yapmaya çalıştığını öğreniriz. Sıçan, fare, köpek gibi hayvanların kanlarıyla idare etmeye çalışan Louis bir yandan kendini bu hale getiren Lestat’e isyan ederken bir yandan doğasıyla baş etmeye çalışır. Ama bu duruma daha fazla dayanamayıp küçük bir kızı (Kirsten Dunst) ısıran Louis kızın aralarına katılmasıyla doğasıyla savaşmaktan vazgeçip küçük kızı yeni yaşama umudu olarak görmeye başlar.

Kirsten Dunst
Kirsten Dunst

Ama Lestat yine aralarına girip olaya yeni boyutlar katmaya kararlıdır. Film dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarından oluşmasına rağmen bir gişe filmi değildir. İnsancıl, dramatik, farklı bir vampir filmi olarak başarılı bir yapımdır. Oyuncular rollerinde başarılı performanslar göstermişlerdir. Lestat rolünde Johnny Depp‘e teklif götürülmüş ama bu gerçekleşmemiştir.

Meet Joe Black…

| 12 March 2009 09:53

Yönetmen : Martin Brest
Senaryo : Ron Osborn, Jeff Reno, Kevin Wade, Bo Goldman
Oyuncular: Brad Pitt (Joe Black), Anthony Hopkins (William Parrish), Claire Forlani (Susan Parrish), Jake Weber (Drew), Marcia Gay Harden (Allison), Jeffrey Tambor (Quince), David S. Howard (Eddie Sloane), Marylouise Burke (Lillian), Diane Kagan (Jennifer
Görüntü Yönetmeni : Emmanuel Lubezki
Müzik : Thomas Newman

Ölüm bu kez başarılı işadamı William Parrish’in (Anthony Hopkins) yanındadır. Azrail, güzel Susan Parish’in (Claire Forlani) sabahleyin karşılaştığı genç adam’ın (Brad Pitt) kaza sonucu ölmesiyle birlikte, Brad Pitt’in kimliğine bürünür. Susan, bu genç adamı evinde Joe Black ve babasının sağ kolu olarak devamlı görecektir. Daha sonra hikaye iyice karışacaktır. Hikayede mantık dışılık olmasına karşın oldukça sürükleyici.

Meet Joe Black, gerçekten garip, tutarsız, mechul yönleri oldukça fazla; fakat bir o kadar kendine özgü bir film. Son yıllarda metafizik, fantastik öykülerle çekilmiş filmlerden biri. Uzun tutulmuş ve yavaş işleyen kurgusuna rağmen film, kaza sahnesinden sonra dayanılmaz bir çekiçiliğe bürünüyor.

Benjamin Button Hakkında Bir Yorum

Max27 | 02 March 2009 11:40

Filmin teknik (oyuncular, yönetmen, yapım vss) konuları hakkında bilgiyi burdan alabilirsiniz.

İki gün önce The Curious Case of Benjamin Button isimli filme gittim. Filmin senaryosu ilginç ve fazla abartılmamıştı. Bunlar filme gitmeme neden olan önemli sebeblerden bazılarıydı.

http://www.oguza.com/wp-content/uploads/bejamincaps.jpg
http://www.oguza.com/wp-content/uploads/bejamincaps.jpg

Benjami yani filmimizin kahramanı dünyaya yaşlı bir bebek olarak geliyor. Doğduğu an vücudu kemikleşmiş, derisi buruşmuş ve birçok hastalıkla normal bir yaşlı insan gibi doğuyor. Bunu gören babası şaşırıyor ve Benjamin’i terk ediyor. Benjamin’i bulan aile’nin çocuğu olmadığı için Benjamin’i evlerine alıp kendi çocukları gibi bakıyorlar. Gittiği bu ev yaşlılar evi gibi bir evdir. Onu evlatlık edinen aile yaşlılarla ilgilenmektedir. Bebeğin fazla yaşamayacağını düşünüyorlar ama bebek büyüdükçe daha sağlıklı olmaya ve gençleşmeye başlıyor. Yani normal insanlara göre testen bir hayat sürüyor. Benjamin diğer çocuklar gibi dışarıda oynamak ve gezmek isiyor ama bu bulunduğu durum yüzünden mümkün olmaması ve ailesininde başına bişey gelmesinden kortuğundan bunu yapamamaktadır. Evdeki bazı yaşlıların yardımıyla hayatı yaşamayı ve eğlenmeyi öğrenir. Ve yine evdeki bir yaşlı kadının hafta sonları yanına gelen küçük torunu ile arkadaş olmaya başlıyor. Bu kız Benjamin’in ilk aşkı oluyor. Yıllar geçtikçe çevresindekiler yaşlanıp ölüyor ama Benjamin daha da gençleşiyor. Benjamin daha sonra bir gemide iş bulup çalışmaya böylece dünyayı gezmeye başlıyor. Yıllar geçtikçe Benjamin’in bedeni gençleşiyor ama ruhu yaşlanmaya başlıyor.

Spy Game

queennothing | 01 March 2009 10:45

Brad Pitt ve Oscar Ödüllü aktör Robert Redford‘un başrollerini paylaştığı “Spy Game“, emekliliğine hazırlanan Nathan Muir‘in, yıllar önce yetiştirdiği profesyonel ajan Tom Bishop‘a yardım etmek için emeklilik hayallerine veda etmesini konu ediniyor.

1975 yılında Vietnam‘da tanışan Muir ve Bishop, ‘öğretmen – öğrenci’ ilişkisinin dışına pek çıkamamış gibi görünse de, yıllar sonra Muir‘den gelecek olan büyük jest, her ikisi için de unutamayacakları bir deneyim olacaktır.