bildirgec.org

Öğretimin ticarileşmesi üzerine bir sürü şey yazabilirdim uzun uzadıya ama bir örnekle açıklamak çok daha güzel olacak diye düşünüyorum;

Müşteri değil öğrencyiz

Yıldız Teknik Üniversitesinden örnek vereceğim;

• Öğrenciler bu dönem okularına gittiklerinde yemekhane fiyatlarının 2,5ytl ye çıkarıldığını öğrendiler ve fiyatların neden yükseltildiğini öğrenmek ve düşürülmesini istemek için okulda konuşulacak ne kadar yer varsa konuştular. Ne yazık, tatminkâr bir cevap alamadılar.

• Okulların başlaması ile ramazan ayının denk gelmesi nedeniyle üniversitede düşünülen boykot hazırlıklarına ara verildi bilgilendirme çalışmaları ve imza kampanyaları başlatıldı. (Bilgilendirme çalışması diğer üniversitelerdeki yemekhane fiyatları ve yemek çeşitleri bilgileri sunularak oldu ve devlet üniversiteleri arasında en pahalıya yemek yiyen üniversite olduklarının farkına vardılar)
  
• Ve bayram dönüşü nihayet öğrenciler 1 Kasım yemekhane boykotuna başladılar… İnanılmaz bir şekilde %96 civarı katılımla yemekhane adeta bomboştu.. ve imza toplanmaya devam edildi.. imza verdikleri dilekçe de şunlar yazıyordu..

• Ucuz, sağlıklı, kaliteli yemek
• Akbil uygulaması kaldırılsın
• Daha çok çeşit ve yeterli miktarda yemek, su ve ekmek
• İkinci öğretimlere de yemek çıkarılsın
• Tabakta yemek ve temiz yemekhane
• Herkese aynı standartlarda yemek

evet bir yemekhanede olması gereken bu şeyler gerçekten eksikti..

• Boykot 3 gün devam etti diğer günler de katılım gerçekten hiç düşmedi.. Boykot süreci sonunda toplanan 2000 küsür imzayı teslim etmeye gittiklerinde ise adlarına açılacak soruşturma ile korkutuldular. 17 Kasım Cuma gününe kadar okul içinde sürekli forumlar yaparak dertlerini birbirlerine anlattılar çözümler aradılar. Ve o gün bir basın açıklaması yaparak dertlerini basına da anlattılar..
  
  Sonuç olarak ellerinde somut pek bişey olmasada şuan dayanışma kazanmış bulunuyorlar, birbirlerine daha sıkı sarılmışlar, yeni arkadaşlıklar edinmişler, ve sorunlarını dile getirmekten daha az çekinmeye başladılar ve Yıldız Tepki oluşumu oluştu. Belki sınavlarından çok fazla zaman bulamıyorlar ama her boş vakitlerinde bir arada durarak koyun olmadıklarını, haksızlığa uğradıklarını hissettiklerinde tepki göstereceklerini yöneticilere anlatmaya kararlı olduklarını gösteriyorlar..

Ve tek sorunları değil ama öncelikli sorunları olan yemekhane boykotu bitmiş değil, süresiz boykot devam ediyor..

Siz de elinizden geldiği kadar duyurarak destek olabilirsiniz ..!
Son olarak heran bizimle beraber olan sivil polis ve özel güvenliğe teşekkür ederiz.

blueraysucs adlı site çeşit çeşit sebepler göstererek blue ray’i ve hd dvd’leri boykot etmemiz gerektiğini söylüyor.

işte akla oldukça yatkın gelen birkaç neden:

– film ve müzik üreticileri bu medyalara ve oynatıcılara kısıtlayıcı teknolojiler yerleştiriyor.

– henüz bir standartlaşma yok. bu iki disk tam bir format savaşı. hangi şirketin hangi medyayı kullanacağı bilinmiyor. bu da bir oynatıcı alırken iki formatı da destekleyen bir cihaz almamız gerektiğini gösteriyor. bu da ekstra maliyet demek oluyor.

Mail kutuma takılan bir iletide Türkiye’de faaliyet gösteren fransız şirketlerinin listesi vardı. Gerçi bir hükümetin aldığı karara karşılık bu kararda imzası olmayan firmaların boykot ile cezalandırılması ne derece doğru ve mantıklıdır bilemiyorum.
Başbakanımız da bu konuda yorumda bulunmuş;

Başbakan Erdoğan, Fransız mallarına boykot girişimine karşı çıktı. Toplu bir eylemin yanlış olacağına işaret eden Erdoğan, “Attığımız adımları, sonuçlarını iyi hesap ederek atalım” dedi.

Ancak tepkisini bu şekilde göstermek isteyenler için Fransız mallarının listesini yayınlamak istiyorum;

Bu yaziyi su anda gundemde olan Ermeni Meselesi, Fransiz Meclisi ve Fransiz urunlerini boykot etme kampanyasini irdeleme amaciyla yaziyorum.

Biz Ermeni Meselesi’nde maalesef ulus olarak kendi vurdumduymazligimizin ve tembelligimizin acisini cekiyoruz. Ben hickimseyi degil, bu olanlardan dolayi kendimizi sucluyorum. Kokleri tarih oncesine giden bir millet olarak devlet olamamanin sikintisini yasiyoruz. Surekli ve istikrarli bir devlet programimizin olmamasinin sikintisini yasiyoruz. Basa gelen her iktidarin evvela millet ve devlet cikarlarini on planda tutmaktansa kendi koltuk ve iktidarini on planda tutmasindan dolayi, kendi icimizdeki iktidar savaslarindan dolayi kararli, tutarli, istikrarli bir dis politika olusturamamis olmanin acisini yasiyoruz.

Fransa’nın Ermeni Soykırımı iddialarının inkar edilmesini suç sayan yasa tasarısını prostesto etmek için kurulan şimdi hareket zamanı adlı site buradaki listede adı geçen firmaların ürünlerinin kullanılmaması için boykot çağrısında bulunuyor.

Evet en sonunda beklenen sözde ermeni soykırım kararı fransa meclisi tarafından onaylandı. Bilimsel niteliklere dayanılmadan alınmış bu karar bizleri harekete geçirmelimi? Boykot etmek doğru bir yolmu? Siz boykot edermiydiniz?

Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), yıllık toplantısında, tarihî bir karara onay verdi. 900 delege tarafından oybirliği ile alınan (sendikanın tarihindeki en büyük uzlaşı) 50 No’lu karar, İsrail apartaydına (yerli halkın dışlanması, ırk ayrımı) karşı küresel kampanyaya desteği ilan etti. Sendika, üyelerini İsrail devletinin apartayd doğası konusunda eğiteceğini ve bu konuda Kanadalıların politik ve ekonomik desteğini arayacağını duyurdu. Sendika aynı zamanda, Filistin’in kendi kaderini belirleme hakkı tanınana kadar İsrail’e karşı uluslararası boykot, yaptırım ve tecrit kampanyası uygulayacağını ilan etti. Daha da önemlisi, bu sendika Filistin’in kendi kaderini tayin hakkının bir unsuru olarak Filistinli mültecilerin geri dönme hakkının önemine vurgu yaptı. 50 No’lu bu karar Filistin hakları ve Kuzey Amerika işgücü hareketi açısından hayati bir adım. CUPE, Ontario’daki en büyük kamu sektörü ve 200 binden fazla işçiyi temsil ediyor. Söz konusu adım, Kuzey Amerika ticaret sendikası tarafından Filistin haklarına destek için yapılan en önemli açıklama. Bu karardan iki gün sonra İngiltere’nin 70 bin kişiyi temsil eden en büyük üniversite öğretim görevlileri sendikası Yüksek Eğitim ve Sonrasında Öğretmenler Birliği aynı maddeyi kabul etti ve İsrail apartaydına ve ayrımcı eğitim sistemine karşı açık bir tutum almayan İsrail akademisyenlerine ve akademik kurumlarına karşı bir boykotu destekleme kararı aldı. Bu iki karar, Güney Afrika apartaydı temelinde İsrail apartaydını izole etmek için çığ gibi büyüyecektir. Kurumlar, belediye meclisleri, dinî organizasyonlar, politik partiler ve sendikalardan oluşan uzun bir liste, ayrımcılığı, yatırımları boykota destek oluyor. 2006 yılı Şubat ayında, İngiliz Kilise Meclisi, Canterbury Başpiskoposluğu da dahil, İsrail işgalinden kazanç sağlayan şirketlere kilise fonlarından yardım yapmama kararı aldı. 16 Aralık 2005’te Norveç’te Sor Trondela bölge meclisi İsrail ürünlerine karşı kapsamlı bir boykot çağrısı kararını onadı ve çağrı tüm bölgede etkin olmaya başladı. Sor Trondelag, Güney Afrika’daki apartaydı da boykot eden ilk bölge idi ve şimdi de İsrail apartaydını boykot etmede ilk sırada.
Adam Hanieh

İlgilenenler için: Türkiye de faaliyet gösteren gösteren Danimarka firmaları burada.

Ayrıca burada da Danimarka menşeili markalar var.