bildirgec.org

börek hakkında tüm yazılar

Hafif’te Gün

| 23 July 2007 11:19

Ay şekercim nasılsın? İyiyim canımcım valla nolsun işte. Heeey ben de geldiiim. Ay şekerim sen de hoşgeldin. Dur, dudakları değdirmeden yanak yanağa öpüşelim şöyle gün teyzeleri gibi. Ayol şekerim biz ne kadar güzel anlaşıyoruz di mi. Herşey pozitif böyle. Flower Power limitlerde. Eksik olmayın bir tanelerim. Kıskananlar çatlasın ayol. Canımcım biz neden meseneden konuşmuyoruz ki? Hem daha hızlı olur. Ayol olur mu be. Sonra bizim yazdıklarımızı kim okuyacak mesenede? Böyle iyi powerpuff girls pozitifliğinde anlaştığımızı nasıl anlayacaklar? Nasıl orta yerinden çatlatacaz milleti böyle ÇAT diye? Hem mesenede öyle kuru kuru sohbet mi olur? Kimse ortaya konu felan atmaz. Kalırız öylecene vallahi de billahi de. Ay haklısın güzelim. Hiç düşünmemiştim ben bunu. Biz ne güzel anlaşıyoruz. Hem niye tartışıyorlar ki insanlar? Ne gerek var ki bak biz ne güzel birbiribizi idare ediyoruz. İki günlük dünya ayol. Hiç valla.

Şu ön sayfadaki yazılar da ne banel konular şekerim. Ne o öyle ayol bu yaştan sonra pröfesör olacakmışız sanki. Aman boşver cicim sen geç dalganı yaz ahkamını. Değil mi şekerim. Hatta bir de üstüne gülerim hahhahayttt diye. Valla iyi edersin güzelim. Ay hele birtanesi yok mu, yazıları küfür dolu, yazdığı dolanbaçlı cümlelerden hiçbirşey anlaşılmıyor. Allaan ayısı kuro işte nolcek. Bir de entelim diye geçinmiyor mu böyle ggccccık oluyorum ya. Boşver şekerim. Sen bakma ona. Biz kendi aramızda takılıyoruz hoş beş. Di mi ya. Biz olmasak bu site resmen çekilmez olur şekerim ya. Ayol bir tandahası var böyle örümcek kafalı arapça birşeyler yazıyor. Hiç anlamıyorum onu. Ay ne yani hangi çağda yaşıyoruz ayol? Böyle örümcek kafalı arapçaylan yazı mı yazılırmış.

Şurda aramızda pozitif serpinti misali sohbet etmek varken. Amaaaan şekerim sen onu bırak da naptın nettin. İyiyim işte canım, geldim sonra gidecem. Sen naptın cicim? Kız sen bana darılmadın geçan di mi? Ay yok kız. Benim de uykum var canımcım ekrana zor bakıyorum. Sen yat bari güzelim. Tamam canım. Hadi bay baaay.

kıymalı börek ve 3 kişi

kopanisti | 11 June 2007 15:46

Sabah sekizde uyandım, ağzımın içi pas gibiydi, tuvalet ve biraz meyve suyu. Benden başka uyanan yok, biraz daha kestireyim bari. Bu birazın dörtbuçuk saat süreceğini bilseydim kestirirmiydim. Saat yarımda yataktan çıkmam görülmüş şey değildir. Hergün altıda kalkarım, bu yarım işi baya canımı sıktı. Kızlardan biri kalkmış televizyon seyrediyor. Olamaz! hiç kalkmayacağınızı sandım dedi. Altta kalır mıyım, madem sen erken kalktın bari kahvaltıyı hazırlasaydın ya!, neyse ben hazırlarım yine her zamanki gibi.

Diğer kız da kalktı, o pek sever uyumayı, ben de ısrar etmem ne zaman kalkarsa o zaman kalksın, hafta sonu bari doya doya alsın uykusunu. Bir evde yaşayan kişilerin aynı anda aynı şeyleri düşündüğünü ama bunu söylemediklerini ve o şeyin olduğunu görürseniz buna ne isim verilir ben bilemiyorum. Galiba işin esrarlı kısmı bu. Beraberlikler böyle güzel. Ben pazara gidiyorum özel birşey isteyen varmı diye sorarım hep, her seferinde deniz börülcesi istenir. Bu sefer birşey istenmedi bak işte birşeyler al demekle yetindiler. Eve dönünce paketler açılmaya başlandı. Yaa aslında yufka al diyecektim ama, nedense diyemedim dedi, elindeki yufka paketini tutarken, gülümsüyordu. Şimdi dedim yufka al desem kıymayı dolaptan çıkar erimesi için bekle falan zor olacaktı söyleyemedim. Diğeri de elinde kıyma paketin tutarken birbirlerine baktılar ve gülmeye başladılar. Aslında cepten arayıp söyleyecektik ama….
Fırında yaptığım kıymalı böreki onlar gazozla ben de birayla hallettik, çok güzel olmuşmuş, ellerime sağlıkmış, zaten hep bu yüzden dışarıda yemek istemiyorlarmış, ben her yerden daha güzel yemek yapıyormuşum.
Malzemeler : yufka, kıyma, domates, biber, soğan, yoğurt, yumurta, zeytinyağı, tuz, fırın tepsisi, fırın, bıçak, tahta kaşık, teflon tencere, kekik, fesleğen, gazoz, bira, tabak, peçete, masa, sandalye, mutfak, balkon, kadın, erkek, aşk, sevgi, mutluluk

Kaynanayı Kaynar Kazana mı….?? (Suuguurccann)

| 07 June 2007 14:12

Kayınvalide kavramına çok iyi gözle bakan biri olarak yetişmedim. Ufakken daha bir sorguluyoruz çevremizde gördüklerimizi. Çocuk aklımla annemin babaannemden yakınmasından, televizyondan duydugum ” Kaynanayı kaynar kazana atalım! ” laflarından etkilenmemden dolayı, kayınvalide denilince hortlak sözcüğüyle eşit bir yere otururdu o kelime benim zihnimde. 7-8 yaşlarındayken çocukların gözleri radar gibi oluyor. Babaannemle annemi sürekli gözlerdim ikisi bir ortamdayken. Sevmezlerdi birbirlerini. Babaannem gelinini sürekli göz altında tutan pis kaynana rolündeydi kafamda, annem ise asi gelin rolünde.
O günler kayınvalide- gelin kavramını beynime yeni yeni oturttuğum günlerdi. Beynime oturmuş kayınvalide- gelin figürleri geliştikçe, ben küçücük aklımda ne zaman bu konu canlansa hep ” Pis kaynanalar” diye geçirirdim içimden. Çocuktum, maksat bir fikir sahibi olmak… Daha çok sorgulayıp düsünmeye, iyiyi kötüyü ayırt etmeye başlamamla beraber önceden kafamda kurmuş olduğum kayınvalide-gelin çatışması sahneleri yön değiştirdiler. Bu sefer her iki tarafin da üzerine eşit ağırlıklar koydum. Minicik kafama soktuğum ” Kaynanayı kaynar kazana atmalı” düşünceleri ne de bağnazdı öyle. Bu konudaki fikirlerim tam tersine döndü. Huysuz iki insan ne kadar anlaşabilirler??? Peki huysuz gelin-huylu kayınvalide ikilisi? Ya huylu gelin- huysuz kayınvalideler anlaşabilir miydi?
Velhasıl ben, insanları analiz etmeyi seven ben dönmüş dolaşmış yine kişilere ön yargılı olmamayı, hemen etiketler yapıştırmamayı, bütün insanlar arasında genelleme yapmamayı irdelediğim noktaya dönmüştüm.
Gel zaman git zaman S. ‘ nin annesi ile tanışmamla yeni bir kayınvalide figürü duruyordu karşımda. Herhangi bir teyze gözüyle bakıyordum. Biraz da bizim türk aile yapımızda hemen herkesi sahiplenme içgüdüsünün var oluş sebebi ile gelin rolünü kapıverdiğimi farkettim.İşte ben tam o sırada neyi anladım dersiniz?? Gelin-kaynana kavgalarının neden kaynaklandığını…

Sigara Böreği

kopanisti | 17 January 2007 10:50

Sevmeyenimiz yoktur sigara böreğini. Yaz günleri iş çıkışı kordon da oturuken, güneş de girerken Ege’nin denizine bir başka olur İzmir. Bu güzel güne buz gibi bir bira ve sigara böreği eşlik eder.
İzmir yangın yeri oldukta, yunan denize döküldükte de Gazi Kordon’da Kramer Palas Otel’in terasına oturur ve gün batımını izlerken garsonu çağırır rakısını söyler ve aslen rum olan garsona Kral Kostantin’in buraya gelip rakı içip içmediğini sorar, hayır pasam gelmemistir hiç cevabını alınca da öyleyse niye İzmir’i almak istemiş ki der.
Belki de Gazi’yi hissetmektir, gün batımında Kordon’da bira keyfi.
Bunları hatırladıktan sonra bugün okuduğum bir haber şöyle Türk Dil Kurumu (TDK), Yeşilay Gebze Şubesi’nin çağrışım yaparak çocukları kötü alışkanlıklara özendirdiği gerekçesiyle “sigara böreği”nin “Yeşilay böreği” olarak değiştirilmesi teklifine onay vermemiş.

Teklifi değerlendirmek için toplanan Güncel Türkçe Sözlük Çalışma Grubu, sözcüğün Türkçenin söz varlığında bulunduğu gerekçesinden yola çıkarak “Bu sözcükten olumsuz bir anlam çıkmaz, değiştirilmesine gerek yoktur” kararına varmış. Karar resmi bir yazıyla Yeşilay’a da bildirilecekmiş.
sigara böreği isminin tıpkı “kol böreği” gibi “benzetme” yoluyla türetildiğine, bu nedenle dilbilgisi açısından kullanılmasında bir sakınca olmadığına dikkat çekmiş.