bildirgec.org

boğaz hakkında tüm yazılar

“Momenta” Yeni Nesil Günlük

doganalp | 22 February 2008 13:00

Momenta boyna takılan bir bilgisayar olmasının yanında heyecanlandığınızı anlayarak hayatınızdaki önemli anlarınızı kayıt eden bir zamazingo. Keşke kameram olsaydı dediğiniz anlarda Momenta size yardımcı oluyor. Boyna takılan bu cihaz sizin göz açınıza giren alanlarda ses ve görüntü kaydı yapabiliyor. Kalp atışlarınızı, nefes alma hızınızı, kısacası sizin heyecanlandığınızı gösteren belirtileri algılayarak otomatik olarak kayda başlıyor. Örneğin bir kazaya şahit oldunuz veya desteklediğiniz takım sizi heyecanlandıracak bir gol attı, Momenta o anı kaydedip daha sonra izlemenize ve arkadaşlarınızla paylaşmanıza olanak sağlıyor. Ayrıca kablosuz internet bağlantısı sayesinde önemli anlarınızı internette paylaşmanıza da yardımcı olacağa benziyor. Ek kaynak

Sanrı

proksima[pilli_silinen_hesap] | 01 December 2007 16:35

Günboyu binmeye tereddüt ettikten sonra buradaydı işte. Kursak derdi ağır basıp, içine işlemiş deniz korkusunu yenmiş, feribotun Harem’den kalkan son seferlerinden birisine binmeye cesaret etmişti.
Trenlerin tempolu süratine alışmış yorgun ayakları, daha attığı ilk adımda devasa ataletiyle bu yekun metal gövdeyi yadırgayıverdi. Soğuk rüzgar denizin yüzünü buruşturup, küpeşteden birkaç aracın olduğu geminin kıç tarafında doğru esti. Hissettiği ürpertiye aldırmadan, hızlı adımlarla feribotun sol kenarından ilerleyip, dar ve paslı merdivenleri takip ederek yukarıya çıktı ve yolcuların olduğu bölüme doğru yürüdü. İçeridekiler, sadece oradaki kalorifer petekleri çalıştığı için yolcu salonunun sağ tarafında toplanmışlardı. Göz göze gelmemek için farklı yönlere dönmüş çay içen iki kişi, ayakta dikilen bir delikanlı, bir anneyle çocuğu, koltuğa gömülmüş yorgun bir kadın, hepsi topu iki elin parmakları adedinceydi tüm yolcular. Çocuğunu uyutan anne, gözlerini karşı koltukta yatan oğlundan kaldırıp, ona elindeki iğne setlerinin fiyatını sordu. Bir diğeri bir örnek aldı. İnceleyip geri verdi .

istanbulda dev deniz anaları

garip adam | 27 September 2007 09:14

İSTANBUL Boğazı’nın yüzeyini kaplayan dev denizanalarını görenler hayrete düşüyor. Uzmanlar, bazıları 4 kilogram ağırlığa kadar ulaşan denizanalarının sayısının dikkat çekici oranda arttığının altını çizerken, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin araştırma gemisiyle boğazın çeşitli noktalarından incelenmek üzere denizanaları toplandı.Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş ve Üsküdar sahillerinde görülen dev denizanaları, sürekli hareket halinde. Akıntıya göre yer değiştiren denizanalarının küçük olanlarının yanı sıra ağırlığı 4 kiloya kadar çıkanları olduğu da görüldü. DHA muhabirleri, dev deniz analarının izini İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı’nın araştırma gemisiyle sürdü. Boğazdan çıkarılan deniz analarının büyüklüğünün yanısıra çok sık rastlanması dikkati çekti. Hem uzmanlara hem de sahilin müdavimi olan balıkçılara göre deniz anası yoğunluğu geçtiğimiz yıllara oranla çok daha fazla.

Bir İstanbul Sabahı

pilli pati | 26 September 2007 10:27

günaydın İstanbul
günaydın İstanbul


Bir sabah İstanbul’un boğaz sularına ne kadar yakından baktığımı farkediyorum; elimde çiy tutmuş porselen fincanda, sulu bir nescafe – pis bir tadı var. Gecenin şarabı üzerine pek gitmiyor ama içmek zorundayım, yoksa boğazın suları beni yutacak, biliyorum.

Birazdan gün doğar; bekliyorum. Ben hafifçe ayakta sallanırken, ardımda yeterli bir mesafeden, garsonların uykulu gözlerle beni göz hapsinde tuttuklarını biliyorum. Ya, iki arada bir derede sulara gömülürsem?

Istanbul Trafik Yoğunluğu Haritası

osidosi | 10 September 2007 14:11

http://tkm.ibb.gov.tr/rtms/index.aspx?pOx=171f1d786291ab46c2b40a81f66ad938&rEp=706539e7fcc2887f707305ab5c8cc237&sPe=1de424dd30310913469c906a9e388af1&tUx=fbfb598df8c28f3eeadddc0f3f68d7d0&cLr=605fb5b6b1e29a7b4f5c908e11432232

mutlaka okuyun zehirli

bahard17 | 09 September 2007 22:33

çanakkale boğazını zehirli denizanaları istila etti. haftalardır denize giremiyoruz. bu denizanaları mavi ve zehirli bir sıvı salgılıyorlar. dokunduklarında o salgıları yüzünden cildiniz kızarıp şişiyor ve sonra şiddetli bir şekilde yanmaya başlıyor. bir ara yok olmuşlardı fakat yine çıktılar ortaya. birde kahverengileri var onlar öldürücü, ne mutlu ki onlardan yok burada.aklınızda olsun mavi veya kahverengi denizanalarından uzak durun. beyazları zararsız bilirsiniz küçükken top yapar oynardık onlarla. sanırım gelenler bizden onların intikamını alıyor.

İstanbul’da temiz hava için kampanya!

osidosi | 07 September 2007 18:40

Araçların egzozlarının neden olduğu hava kirliliğinden rahatsız olan İstanbullular işe İETT’den başlamayı düşündüler. Özellikle ,Özel halk otobüslerinin eski model ve simsiyah egzoz saçan otobüsleri yerine modern diesel otobüslerin veya doğazlgazla (LNG) çalışan otobüslerin kullanılması için İETT’ye e-mail ve faks yolu ile baskı yapılmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ve İETT Genel Müdürlerinin e-mail adresinin verildiği Az ve Öz adlı blogda kampanya için gerekli metinler de bulunuyor. İnşallah yetkililer kulak verir. Çok desteğe ihtiyaç var.

Modern otobüs
Modern otobüs

İstanbullular ve Deniz Aşkı

| 17 April 2007 21:12

Lonely man by ~lyub4o
Lonely man by ~lyub4o


Evet Çözdüm. İstanbulluların denizi neden bu kadar çok sevdiğini ve Boğazın hipnotize edici gücünün sebebini buldum. Geçtiğimiz Pazar vapurla Kadıköy’den Beşiktaş’a geçerken kafama dank etti. Herkes kanatlanıp süzülecekmiş gibi denize bakıyor. Ben ferah alanlar ve engin “karasal” düzlüklerde büyümüş biriyim. Yedi yıldır İstanbul’dayım. On sekiz yıl alan ferahlığı içinde büyüdükten sonra en lüks semtinde bile kafa kafaya iki arabanın geçemeyeceği kadar dar sokaklarda kentleşmiş, Uçurumlarına tepelerine dipdibe sıkışmış apartmanlar yerleştirilmiş, kimi yerlerinde kalabalıktan, kaldırımcıklardan ve “dar sokak 2. vites kökleyicilerinden” rahat yürünemeyen bir kentte yaşamaya başladıktan sonra ben de o Pazar günü gözlemlediğim insanlar gibi sürekli açık alanda bulunma arzusu içinde hissetmeye başladım. Evet, İstanbullular bulundukları kalitesiz kent koşulları sonucu ortaya çıkan açık ve ferah alanda bulunma arzusu yüzünden denize bu kadar dalıp gidiyorlar.