Eğer bitkiler duygularını ifade edebilselerdi, ne kadar kolay olurdu bitki yetiştirmek değil mi?
işte bunun için tasarlanan dijital pot, bitkilerin hislerini artık bizimle paylaşmalarına yardımcı olacak… Junyi Heo’nun bu güzel konsepti sıcaklık derecesini, nem oranını ve ihtiyaç duyulan su miktarınıda hesaplayabiliyor.
Plantwire bitkiler hakkında bilgi edinebileceğiniz hoş bir site. Dünyadaki en güzel ve en ilgi çekici bitkilere bu siteden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bitkileri isme, renge veya etiketlere göre arayabilirsiniz. Hızla büyüyen veritabanında 300 çeşit kayıt altına alınmış durumda. Site 6000 den fazla resmi bünyesinde barındırmakta.
Fransız tasarımcı Mathieu Lehanneur, iki canlı organizmanın yani bitkiler ile balıkların birbirleri ile uyum içerisinde yaşamalarından esinlenerek, yiyebileceğimiz bitkileri üretmek için yerel nehir projesi buzdolabı akvaryumunu tasarladı. İçerisine tatlı sularda yaşayan balıkları koyduktan sonra içerisinde bulunan balıklar suyu gübreleyerek bitkinin büyümesini sağlayacak. Yerel nehir düşüncesi, Locavore felsefesinden temel alınmıştır. Bu tasarım 25 Nisan’da New York’ta sanatçılar galerisinde tanıtılacak.
Bitki hücrelerinde bulunan ve yeşil rengi veren kloroplastların yardımı ile sağlıklı bitkiyi siyah ya da gri, suya ihtiyaç duyan veya sağlıksız bitkiyi pembe, kırmızı renklerde gösteren gözlük. Sadece 49,99 dolar. İşte burada.
Yazının başlığını okuyanlar resimle direkt ilgi kurmus olabilirler. Belki resmi görmeden hafızalarından geri getirerek, belki de resmi gördükten sonra…
Geçen gün arkadaslarımdan birinin evinde kaldım. Arkadaşım bir çay tiryakisi, öğünler halinde çay içmeye bayılıyor. Malumunuz gece kalmasına gidince aksam cayını beraber içtik. Derken bir kavanoz geldi önüme. İçinde yeşil renki tohumlar vardı. Kavanozu açar açmaz burnuma “rakı” kokusu geldi. Kavanozun içindekiler anason tohumlarıydı ve cok keskin bir kokuya sahip olduklarını o an öğrendim.
Şehrin sahip olduğu yeşil alanlar,çiçekler sulanmazsa,yeşil İstanbul’a kısa sürede veda edebiliriz.Ancak sulanırsa da bu sefer kullanma suyu azlığı nedeniyle belediyeler vatandaşların tepkisiyle karşılacaklar.Kullanıp attılan sular, ileri biyolojik arıtma tesislerinden geçirildikten sonra denize dökülmeyip yeniden kullanılabilir.2008 yazında Paşaköy ve Terkos arıtma tesisleri bunu yapabilecekler.Ancak atıksunun tam anlamıyla yeniden kullanılabilir hale gelmesi için Ataköy’deki tesisin 2009 sonunda bitirilmesi gerekiyor.İşte bu noktada sorunun ne kadar baş ağrıtıcı bir seviyeye geldiği ortaya çıkıyor.Daha fazla bilgi için buradan veya buradan yararlanabilirsiniz.
Artık ofiste bitki bakmak çok kolay, gadgetshop‘un piyasaya sunduğu bu garip plastik bitki ışık aldıkça kıpır kıpır oynuyor, üstelik bunu yaparken sadece güneşten aldığı enerjiyi kullanıyor. Tabii ki yaprak dökmemesi, ansızın ölmemesi gibi birçok da artısı var. Bu küçük cihazı Türkiye’de bulmak da zor değil, burda bulunuyor mesela.
http://selmanaslan.blogspot.com/2007/12/ifal-bitkiler-ansiklopedisi-ister.html
Uzayda kendin pişir kendin ye dönemi başlıyor.
NASA’nın 2030’lu yıllarda yapılmasını hedeflediği Mars yolculuğunda, meyve ve sebzeleri astronotlar kendileri yetiştirecek.
30 ay sürmesiplanlanan yolculuk 400 tonluk bir uzay gemisi ile yapılacak.
Uzay yoculuğu sırasında astronotlar meyve ve sebzesini kendisi yetiştirecek. Bunun astronotların psikolojik sağlıklarına da katkıda bulunacağı düşünülüyor.
Astronotlar Marsta 16 ay kalacak.
Haberin ve fotoğrafın kaynağı burada
John Hopkins Üniversitesi Eczacılık bölümü bilim adamlarından Prof. Paul Talatay tarafından yapılan bir araştırmaya göre; brokoli bitkisinin suyu güneşin cilt üzerindeki UV radyasyon etkisini düşürüyor. Brokoli hücrelerdeki anti kanserojen enzimlerin aktifleşmesini sağlayan sulphoraphane içeriyor. Talatay bu çalışmadan yola çıkarak diğer organlardaki kanser hastalığına da çare bulunabileceğine inanıyor. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
