“IKOO TRANSPORTER” elektrikli, iki tekerlekli bir araç. 600W gücündeki motoruyla saatte yaklaşık 30 km hız yapabiliyor. Şarj edilebilir Ni-Mh pilleriyle 30 km kadar yol katedebiliyor. 6 saatte tam şarj sığasına eriyor. Gövdesi paslanmaz çelikten imal edilmiş. Aracı durdurmak için ise disk fren teknolojisi uygun bulunmuş. Fiyatı: 1000$ IKOO TRANSPORTER
işte yaz geldi.
deniz ve göllerde çok rahat kulanabileceğimiz bir alet.sörf gibi beceri ve deneyim gerektitmiyor.tek yapman gerken üstüne çıkıp zıplamak.
çok yakında bu deniz bisikletinden sahillerimizde görebiliriz……….
iXi bir bisiklet ama “Genco Köprülü” sadece öyle olmadığını düşünmüş. Üretici şirketin açtığı “Neden iXi ?” konulu slogan aranılan yarışmayı “Stop Cycling, Start iXiing” sözüyle Genco Köprülü kazanmış. Katılmamak elde değil aslında, gerçekten çoğu yönüyle sıradışı bir bisiklet iXi. İlk göze çarpan zincir yerine kayış kullanılmış olması. Bu sayede üstünüze bulaşan gres yağından kurtulmuş oluyorsunuz. İskelet yapısı ilginç. Ana omurga ortadan ayrılabilecek şekilde yapılmış, bu yönüyle eski Pinokyo‘ları aklıma getirdi. Gövdesinin içinde küçük şeyler saklayabileceğiniz boşluklar bulunmakta. İçecek taşıyıcı, Ipod yerleştirebileceğiniz bir stand, eşya taşımanızı sağlayan sepet işlevselliğinin göstergesi. Ön tekerde motorsikletlerde kullanılan disk fren sistemi var. Tamamen alüminyum iskeletli bisikletin, dört Shimano vitesi bulunuyor. Fiyatı 800 ile 1000$ arasında değişiyor.
[ixibike] [treehugger] [bikefold]
İlk bisiklet, 1791 yılında Fransız aristokrat Kont Sivrac tarafından yapıldı. Pedalı ve yönlendirmeye yarayan gidonu bulunmayan tahtadan yapılmış bir bisikletti. 1817 yılında “Laufmaschine“, bir başka aristokrat, Alman Baron Karl Von Drais tarafından geliştirildi. Herkesin severek kullandığı bisiklet, günümüzde uzay teknolojileriyle donatılmış bir hale geldi. Buna rağmen tasarımcılarda geçmişe özlem bir türlü bitmiyor. “Like-a-Bike” bunun bir örneği. Çocuklar için evde ve sokakta kullanılabilen ahşap bir bisiklet. Son derece sade bir gidonu ve iskeleti var. Pedalsız, tıpkı Baron von Drais’in geliştirdiği atası kadar basit.
Bazı memleketlerde bisiklet kültürü ileri düzeyde. Hemen herkes bisiklet sahibi ve arabaları da olmasına rağmen bir yere giderken bisikleti tercih ediyorlar. Çin, Hollanda, Hindistan bunlara bir kaç örnek sadece. Bu ülkelerde kara yollarının yarım metrelik bölümü bisiklet trafiğine ayrılmış. Gittiğiniz yerlerde bisikletinizi bağlayabileceğiniz parklar bile düşünülmüş. Bir üretici bu parklara bir de sabit bisiklet pompası eklemiş. Şık ve işe yarar darısı bize.
Fotoğraflarını gördüğünüz aletin, uygun olan kısmını köpeğinize bağlıyorsunuz. Sonra sizde yerleşip, köpeğinizin sizi çekmesini bekliyorsunuz. “Hadi Mike hadi!”, “Yakala şu frizbiyi (finoyu)” gibi sözler sarfedebilirsiniz, köpeğinizin salak olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bir milim bile kıpırdamayabilir. Ama köpekler mizaçları gereği takım çalışmasını sever ve kullanılan taraf olsalar bile sizi çekeceklerdir. Kutuplardaki kızak köpeklerini hatırlayın. Oysa fiziken müsait olsalar bile, bir kediye bunu yaptıramazsınız. Çünkü onlarda mizaçları gereği, biran önce takmaya çalıştığınız şeyden, kurtulmaya uğraşırlar. Belki de onlar, daha tam olarak insan boyunduruğuna geçememiş şehirli karakterlerdir. Böyle gereksiz aletler alıp hayvanlarınıza saçma sapan eziyet etmeyin, karakterlerini bozmayın zavallıların! Bu ürünü sevmememe rağmen, bu lafları edebilmek için bu yazıyı yazdım.
Yazın gelişiyle motorsikletler kadar bisikletler de tercih edilen bir araç haline geldi. Ama İstanbul gibi dere-tepe yerleşim merkezlerinde yolların uygun olmayışı bisiklet kullanmına büyük engel oluşturuyor.
RevoPower bu soruna bir çözüm olabilir mi? ABD kökenli bu şirket, bisikletin ön tekeri içine yerleştirdiği 2 silindir/25cc. 1 beygirlik benzinli bir motor sayesinde saatte 32km hıza ulaşmayı vaat ediyor. Hem de, halen sahip olduğumuz bisikletlerde hiçbir modifikasyona gitmeden. Sadece ön teker çıkarılıp yerine RevoPower tekeri takılıyor. Benzin “tankı” ise su matarası büyüklüğünde ve bisikletin gövdesine tutturuluyor. 3,7litre (1 galon) benzinle 320km.’ye kadar yol gidilebiliyor.
Motor gürültüsü asgari seviyeye indirilmiş:7.5m lik bir çevrede 65 desibel.
Tekerin takılışı 15 dakikalık bir işlem ve üretici firma bunu herkesin kendi kendine yapabileceğini iddia ediyor.
Daha önce denenen elektrikli/motorlu bisikletlere göre çok daha pratik ve hafif. 5kg ağırlığındaki tekerle bisikleti taşımak pek o kadar zor değil. Bisiklet durunca teker de çalışmayı bırakıyor.İstenildiğinde devreden çıkarılıp motorsuz haliyle bisikleti sürebiliyorsunuz.
Bisikletlerin Lamborghini’si
4905 USD’den başlayan fiyatlarla bisiklet alırmıydınız bilmem ama (üstüne üstelik bu amerika fiyatı), carbonfiber malzemeden üretilen bu bisikletle, 2-3 pedal çeviriminde 20 mil/saat hıza erişebiliyormuşsunuz.
15.2 libre ağırlığındaki (temel versiyon) bu bisikleti özelleştirerek satın alabiliyorsunuz 8000-9000 USD civarına çıkan bir bisikletiniz olabilir.
Jiplere adını veren Jeep‘in aynı zamanda bisiklet ürettiğini biliyor muydunuz? Belki. Peki 2×2, iki tekerlekten çekişli tek bisikleti ürettiklerini de biliyor muydunuz? Hem de uzun zamandır.
Jeep Rubicon SPORT AWD dağ bisikleti, zor arazi koşullarında devreye girip normal bisikletlerle aşılması imkansız gibi görünen durumlarda işe el atan iki tekerlekten çekiş sistemine sahip. Islak ve mıcırlı arazi koşullarında veya dönüşlerde arka tekerlek tutuşu kaybettiği zaman devreye giren sistemde pedal kuvveti
bisiklet şasisi ve gidonu içerisinden geçen şaft sistemi ile ön tekerleklere aktarılıyor. Sistemle ilgili öğrenmek isteyeceğiniz her türlü ayrıntı bu sayfada mevcut. Bisikletin fiyatı bin doların biraz üzerinde …
