bildirgec.org

bilgisayar hakkında tüm yazılar

nev-i şahsına münhasır bir site

nicrosoft metwork-hafif | 23 January 2003 05:09

Evet evet; neredeyse bütün gününü bilgisayar başında geçiren, götünü büyüttükçe büyüten, bilumum internet teknikleriyle haşır neşir zâtlardan biri olarak günü gelmişti de geçiyordu şahsî/umumî bir çeşit veri bankası yaratmak için.

http://members.lycos.co.uk/nevisahsinamunhasir/

Dedim ki, hem diyeceğimi diyeyim zahirî de olsa bir medya vasıtasıyla; tutayım bilcümle neşriyatın kaydını kuydunu. Helbet ki var şimdiden sanal âlemde çeşit çeşit site, çeşit çeşit içerik. Kafam karışık ama benim; onu da koyarım, bunu da koyarım buraya diye düşündüm. Açıkçası daha oturup doğru dürüst siteyi açıyorum diye bir metin bile yazamadım.

İşte bu site, bir nevî bir delinin hatıra defterim….

sitenin urlsi şimdilik:

http://members.lycos.co.uk/nevisahsinamunhasir/

Lycos’un pingi pungu çok yavaş. Sayfa yüklenirken sıkılırsanız, bi dolaşın gelin, ne diim.

Her şey yolunda

kaptanhayal | 22 January 2003 21:34

Bursa çıkışında bir restoran gördüm bugün: “Mehtaplı Geceler”. Bir sokağa dalmıştım ondan önce, “Western İnternet Cafe” ve “Marry-Chat-Cafe”nin önünden geçtim. “Teke tek” bilgisayar eğitimi veren bir bilgisayar kursu vardı bi de, kalmamış ismi aklımda. “Gezer terliklerini İstanbul’la aynı fiyata sattığını” ilan eden bir dükkan gördüm sonra. Ve sefil oto hurdacı parkının yeni ismini hemen akabinde: “Çıkma Parçalar Dünyası”. Ya da ismi yıllardan beri böyle, ben uyduruyorum. “Halı kenarlarına overlok yaptığını” duyuran bir dükkan, “Amaç: Hizmet” diyen Özurfa Lahmacun Salonu, Eski Garaj-Terminal otobüsünün arka koltuğunda “şu renk mi moda, bu renk mi moda?” tartışmasını giderek harlandıran başörtülü kızlar.

bugün ben

indianropetrick | 02 January 2003 20:23

gününün neredeyse tamamını bilgisayar başında geçiren, masaüstündeki ikonları vitrindeki kahve fincanları kadar benimsemiş olan ben yıllardır bana yarenlik eden i mac’imi bırakıp kahrolası PC’ye, microsoft XP zımbırtısına geçtim. eskiden çalışırken bilgisayarım gürültü yapıyor zannederdim meğer gürültü neymiş bilmiyormuşum. nedir kardeşim bu kablo eziyeti. mauseu taaa kasaya bağlamak hangi zihnin eseri? neyse ki programın eli yüzü düzgün. Bu internet yüzünden oldu herşey. mac olunca konuya tam olarak hakim olamıyorsun. Bir sürü uyuşmazlık çıkıyor. yeni yıla yeni sistem. bi format da kendime atsam hiç fena olmayacak.

DivX denilen güsel icat

Wrzl | 01 January 2003 20:21

DivX bir video sıkıştırma codec’i olmakta. Mp3 nasıl ses dosyalarını sıkıştırıp ufacık yapıyorsa DivX’te video dosyalarına bunu yapıyor. Ve bir adet dvd’yi 700 mb boyutuna indirip 1 cd’ye sığdırabiliyoruz. Dvd arşivi yapmanın cukka gerektirdiği şu dönemde sağlam sinema severin arşiv yapmak için tek çıkış yolu denilebilir. Bu arada DivX diveks okunmakta. Diviks kelimesi orta öğretimdeki x harfinin yanlış öğretilmesi sonucu olmakta.

Öncelikle divx izlemek ve ya yapmak için bilgisayarınızda codec’ler bulunması gerekir. Malesef bir tane değil. Film’i dvd’den rip eden (araklayan anlamında) hangi ses ve video codec’lerini kullanmışsa sizde de o codec’ler yüklü olmalı. Filmin codec’lerini Gspot yardımıyla öğreniyoruz. Başta değişik version’larda divx codecleri ve bilimum codeclere ihtiyacınız olacak. Kısayoldan bir ton codec’i kurmak için codec paket programlarını (Nimo, Ace, Tsunami) kullanabilirsiniz. Gene de ihtiyacınız olandan daha fazla kurmamanız gerek. Artı divx gösterecek programlara ihtiyacınız olacak. Divx’i kendiniz yapmak istiyorsanız bilgisayarınızda bir dvd player ve rip edecek bir programa ihtiyacınız olacak. Nasıl yalacak öğrenmek zor değil. Eğer internet bağlantınız yeterince hızlı ise dosya paylaşım programları vasıtasıyla divx download etmek mümkün. E-donkey ve aynı altyapıyı kullanan e-mule en yaygınlarından. Divx video nasıl bişeydir görmek için fragmanlar iyi bir örnek olur. Ayrıca divx’lerde altyazılar ayrı dosyalar halinde gelir. Bu sayede filmi Türkçe olduğu gibi İngilizce, Almanca ve daha biton dilde altyazı ile izlemek mümkün. Daha da içine dalmak için süper kaynaklar nette mevcuttur.

Türkiye’de İnternetin Gayriresmi Tarihi

| 25 December 2002 23:57

HERŞEY ATARİ’YLE BAŞLADI

20. yüzyılın tek kanallı, Samantha Fox’lu dönemlerinde (80’ler mevz-u bahis), Voltran ve Kara Şimşekten başka bir eğlencemiz yoktu. Puslu bir kış akşamı ıssız bir mezarlıkta bir araya gelen üç gencin dualarına dayanamayan Zeus, insanoğluna Prometheus’un çaldığı ateşten bile önemli keşfi bahşetti: ATARİ…

Önceleri birkaç mahalli milyonerin Avrupa’dan şımarık oğluna getirdiği şeytan işi alet konumunda olan Atari’nin krallığı, Atari salonu adı verilen sektörün doğmasıyla bozuldu. Evlerdeki Atari’nin favori oyunu yukarıdan geçen gök cisimlerini vuran uçaksavarlar iken, salonlarda ‘PACMAN’ fırtınası esiyordu…