bildirgec.org

beyoğlu hakkında tüm yazılar

Yılbaşında Beyoğlu’nda Nereye Gidilir?

ocdf | 21 December 2008 19:29

Yılbaşını Beyoğlu’nda kutlamayı planlayanlar için Beyoğlu Geceleri ekibi yeni bir web sitesi hazırlamış.Yılbaşında Beyoğlu’ndaadını verdikleri site, web kullanıcılarına Beyoğlu’ndaki mekânlarda gerçekleşecek tüm yılbaşı eğlence programlarını sunarken, farklı fonksiyonları ile de farklı yılbaşı eğlencelerini kolayca seçmelerini sağlıyor.

Mekânını Keşfet” bölümünden müzik tarzı, yılbaşı bütçesi, yılbaşını kiminle kutlayacağı gibi bilgileri paylaşan kullanıcılar, sadece kendilerine uygun eğlenceleri Beyoğlu haritası üzerinde görebiliyor. “Senin İçin Seçtiklerimiz” bölümünde Beyoğlu Geceleri ekibinin belirlediği 10 özel Beyoğlu mekânının yılbaşı eğlencelerini harita üzerinde yer alıyor. Ayrıca siteden yılbaşı eğlencelerine bedava giriş bileti de kazanılabiliyor.

Kadınlar Tuvaleti

pilli pati | 12 December 2008 08:27


Yemin ediyorum; o an tek ihtiyacımız, tuvalete gidip mekanda olanların dedikodusunu yapmak ve biraz nefes almaktı. Nitekim, içeri daldığımızda kapının dışından uğultu ile karışık duyduğumuz müzik sesi ve kahkahaların yanısıra, kadınlar tuvaletinde de sohbetin fena gitmediğini hemen anlamıştık… Bizim gibi, diğer birçokları da kadınlar tuvaletini amacına hizmet etsin diye değil de, sanki orayı sohbet odasıymış gibi kullanmaya gelmişlerdi. Önce içerideki kızların etrafa bakışlarını süzdük. Ne de olsa bizden duyacaklarından ve malzemeyi erkek arkadaşlarımıza bir sebepten taşımayacaklarından emin olmamız gerekiyordu. Zaman kötüydü. Neme lazım! Birçok şeyi kollamak gerekiyordu. Değil mi ki bilgi hırsızlığı yüzünden şirketler bile batıyordu, hele bir de ilişkiler batmayagörsün!

İçeride cadalozların önde gidenleri de yok değildi hani… Aynaya doğru eğilip kendi makyajını kontrol eder gibi yapıp, bakışlarını kendi yüzünden daha çok ayna yardımıyla gerisinde duran kızların kıyafet ve suratlarına diken bir iki tip dışında, birbirlerinin çizmesine, kemerine veyahut saç rengine yapmacık iltifatlar eden birkaç başka tip de mevcuttu, tabii gözler fıldır fıldır her daim, orası ayrı… Konuşurken ve saçının bir kısmını eliyle geriye savururken mesela üzerimdeki bluzun parlak pullarını sorsan sayısını tam tamına söyleyecekmiş gibi dikkatle bakan, pardon(!) süzen o gözlerden her türlü kem bakışı beklemek mümkündü o an. Bu tür durumlarda kadınlar tuvaletinden çarpılmış vaziyette çıkmamak için en iyi taktik konuşurken o kem bakışları fırlatan gözlere direk bakmak ve o bakışları kendi gözlerinde eritmek olurdu. Denemeyle sabit; işe yaramayan tek bir sefer bile olmamıştı. Fakat bunun için, her iki tarafın da yeterince içmemiş olması, asgari şart sayılırdı.

tüm orospu çocukları’ na..

neceff | 02 December 2008 16:39

tüm zamanlar avrupasında
zoraki bir İstanbul’ un
kahpe tarihine düzdürdüğü ortanca çocuğu
bey’ oğlu!…

söndürülmüş bir yangın yeri
gibi küllerinden arınıp tek solukta bütünleşen
parçalanmış düş damarlarımda asılı duran zibidi bir enjektörün
ruh otopsi’ sinde kendini gösteren;
ince hisseli serüveni!

dolanır yarınlarında (u)mutsuzluğun
hüzüne bulanmış geçmiş zaman tortusu…
gen yaşta kılçıkları ağarmış
sürüsünden kopuk bakunin balıkları gibi
bardağı bıraktı mı göl
gölü bıraktı mı deniz
denizi bıraktı mı okyanus
-lar türeten zihninde
ve geçerken bir lal vakti
beyoğlu’ nun derbeder sokaklarında;
ırzlarına tüm okyanusların
dönüşürmüş bir bardak su,
taşkın bir okyanusa ey kendini bilmez ahali!

1001 Belgesel Film Festivali Başlıyor

Gok Kurt | 07 November 2008 09:54

1001afis
1001 Belgesel Film Festival Afişi

1997 yılından beri gerçekleştirilen ve bu sene 11’incisi düzenlenecek olan 1001 Belgesel Film Festivali‘nin hazırlıklarına başlandı. Festival kapsamında 49’u yerli, 78’i yabancı olmak üzere 127 filmin gösterileceğinden Festival, doğu ve batı sinema kültürünün bir sentezi olma özelliği taşımakta.

“Suha Arın’a Saygı”, “Dünyadan Seçkiler”, “Bizim Öykülerimiz” ve “İlkler” olmak üzere 4 bölümden oluşan festival, 13-19 Kasım tarihleri arasında, İtalyan Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Pera Müzesi ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak izlenebilinicek.

genç bir adamın midyeyle imtihanı

aylakadamveben | 06 September 2008 15:25

her gün ilgisizce önünden geçtiğim midye dolmacının önünden bugün de geçmekteyken,aniden karar değiştiriyor ve zınk diye duruyorum:niye duruyo bu bizim tavlanın önünde diyolar bence.ben kafayı kaldırmıyorum tavladan.sanki midyelerden midye beğeniyorum.ilk bir istinye’de yedim.işten çıkmıştım.benim gibi bi adamın ağzına yakışmadığını düşünüyosun değil mi bu kelimenin;iş..ah emekçi kesime dahil olduğum o günler,buna rağmen mutlulukla yadedemiyorum o günleri.sonunda inandırabildim galiba müşteri olduğuma.o beni bekliyo ben onu.bunun da var bi prosüdürü.bu bir kabulden ibaret olabilir mi?özgüvenden kaynaklanan bir kabul.herşeyin doğrusunu bildiğine inanmak.tam olarak öyle değil di mi..doğrusu şu;ben nasıl yapıyosam doğrusu odur özgüvenine sahip olmak.ben de yok işte o.dolmasını sadece bir kere denemiş olduğumu söyledim ya,tavasını çok yedim.bi kere beyoğluna her çıkışımda bi tür gelenekselleşmiş hareketle,o balıkpazarına doğru uzanan sokağa girer,her seferinde fiyatları en ucuz nerde diye kontrol eder ve bi sandviç arası alırdım.bi sandviç, dedim.sıcak mı olsun,dedi.zaten ne sıklıkla yiyorum ki,bari sıcak olsun be,deyip beklemeye başladım başında.iki çubuk attı yeni yeni kızarmaya başlayan yağa.bunun şerre alemet olabileceğini düşünmedim;düşünmemeye çalıştım;düşünmemek için kendimle mücadele ettim.ama heyhat!sandviçin karnını yarıp açan adam,bir çubuğu yerleştirdikten sonra yapacağı hareket hakkında ikinci bir fikre ihtiyaç duymadan ikinci çubuğu da yerleştirdi sandviçin yumuşak karnına.ve otomatik olarak fırladı fiyat iki katına..her yaptığının yapılması gereken en doğru hareket olduğuna inanan adam moduna girerek,bi tanesini açıp limon sıkalım abi,dedim yine gözlerimi tavladan kaldırmadan;kaldırmadım çünkü ne diyo bu ya bakışlarıyla karşılaşmaktan korktum.evet bir role bürünmüştüm ve bu rolün gerçeklikte hükmünün geçmediğinin yüzüme vurulmasından endişe ediyodum.sen bu endişeleri çok yersiz buluyo olabilirsin.eminim sen aynı pozisyonda şöyle sıcak bi selam vermekle başlar,ardından ufaktan bi muhabbete bile girerdin..olamayanadama temas etmekten duyduğun hicabı hissediyorum.bi arada ortaköy’deki midye tavacılara dadanmıştım.okuldan çıkınca ortaköy’e kadar yürüyodum.sorsan zayıflama yürüyüşü.ortaköy’de sonlanan yürüyüşümü sandviç arası midye tavayla taçlandırıyodum.bu ne perhiz bu ne midye tava,soslu..o sosu bi kere de evde denedik,denedi kızkardeşim.malzeme tamamdı da galiba,oranları tutturamadık.o tadın yanına bile yanaşamadık.öyle beyaz beyaz olur ya sandviçin,yarım ekmeğin arasında..biz pişirirken o beyazlık yeterince kızarmadığını düşündürttü bize..ya yaktık ya pişmeden aldık.elimize yüzümüze bulaştırdık velhasılı kelam.özensizce bi tanesini seçip açıyo ve limon sıkıyo,buyrunlayarak uzatıyo..bira yanında meze olarak da çok iyidir.okulda içeceğimiz zamanlar,o büyük kitapçının bi arka sokağındaki midye tavacıdan yaptırırdık birer yarım,bol soslu.bizimkilerin özel tercihi değildi.ben yoğun bi arzuyla isteyince biz de ondan yiyelim bari derlerdi,derdi..şimdi değişti; kokçuyum artık..koparılmış üst tarafı bir kaşık gibi kullanıp ağzıma götürüyorum midye dolmayı,yürüyüşüme devam etmeye başlamışken.yoğun pirinç tadı,ekşi..sana bişi söyliyim mi;oda midye oda midye diyceksin ama değil,tava sekiz numaraysa dolma iki bilemedin üç numaradır.bu söylediğimde bu şekilde kayıtlara geçsin..

“Ne varsa sokakta var!”

biSGen | 29 August 2008 13:23

Hangar Sanat Derneği, 29-30-31 Ağustos 2008 tarihinde istanbul beyoğlu’nda bu yıl ikincisi yapılacak bir festival düzenliyor. Bakın basın bildirilerinde şöyle demişler:“Çok sayıda farklı dalda çalışan amatör ve profesyonel sanatçı bir yandan performanslarını sergilerken şenliği izleyenler düzenlenen çeşitli atölyeler sayesinde sokakta sanata katkıda bulunabilecekler. “
Şenliğe ait bazı detaylar:
program için buraya, katılımcılar için buraya, iletişim için ise şuraya tıklayınız.