bildirgec.org

belde hakkında tüm yazılar

Flamingoları kovan maymunlar..

| 18 August 2010 10:18

Bizim köyün avcıları da varmış.
Öğrendiğime göre, avcıların da tavcıları olurmuş..
Üstelik ava gittiklerinde kendilerini seferi zannedip oruç bozarlarmış!
Bu adamlar ne avlarlar?
Ne avlasınlar, envai çeşit kuşun olduğu yerde.. Tabiki kuş.
Yukarıda ” Tavcıları da varmış ” dedim ya meğer bu tavcılar, adamları gaza getirip üç beş yolluk için bu işi yaparlarmış..
Muhtara sordum,”Bu ne iş dayı, buralar sahipsiz midir? elin gavuruna toprakları sattık. İyi de adama Zambiya da bile böyle özgürlük vermezler yazık değil mi?”

“Sorma beyim, tur operatörleri bunları topluyo ormana götürüyo, jandarmaya haber veriyoz, onlar misafir deyu bişey yapmıyolar”

Alaçatı Bodrum Olur mu?

MerakliKedi | 04 September 2008 10:32

İki yıl önce gitmiştim ilk… Sessizliği, sakinliği, temizliği, düzeni ile dikkatimi çekmişti. Doğal kimliğini bozmamış ama modern görünümlü bir kentle karşılaşmıştım. Alaçatı böylece kalbimde yıllarca Cunda’nın doldurduğu, son zamanlarda yaşanan kalabalıklaşma ve bozulma ile oluşan boşluğu doldurmuştu. Bir Avrupa kasabası gibi, temiz, pak, bol çiçekli, düzenli, saygılı ve sevgi dolu bir belde idi.
Bu yaz başında bir daha gittiğimde, daha kalabalık geldi. Ürktüm… İki yılda yoksa bu kadar mı değişmişti. Ya bu hızla değişim devam eder de bozulursa….
Yaz sezonunu orada açmıştım, sonra bir yaz boyu yoğun tempoda çalıştıktan sonra esas tatili sezon kapanışında yine Alaçatı’da yaptım. Tam da Serdar Turgut’un Alaçatı da Bodrum’un yolunda mı ilerliyor diye yazdığı günlerde… Alaçatı’ya o ruhu veren Alaçatı Turizm Derneği’ni kuran ve yaşatan o kadınlar, oinsanlar varken olmaz diyerek okudum tüm yazıyı… Tatilin başında Dikili’deydik. Çok hevesli başladığımız tatil tesisin kötülüğü yüzünden ilk gecemizde otel değiştirmek zorunda bırakmıştı bizi. Biz de apar topar soluğu Alaçatı’da aldık. Hemen kendimizi Taş Otel’e attık. Rezervasyonumuz yok ama çok kötü bir tatil başlangıcı yaptık, bize bu tecrübeyi unutturacak bir odaya ihtiyacımız var dedik. Taş Otel her zamanki gibi doluydu. Ama o güzel kadın, o içten, o cıvıl cıvıl kadın bize biryer önermeden hemen durumun detayını öğrenmek istedi. Eğer problem Alaçatı’da yaşandıysa mutlaka müdahale edilmeliydi. Öylesine ilgili, öylesine kendini adamıştı ki, daha en başından bizi sarıp sarmalayıverdi. Sonra da bizi Sardunaki Otel’e yönlendirdi. Tatilin bundan sonrası fazlasıyla keyifli ve tatminkardı.
İşte böylesine beldesini sahiplenmiş insanların olduğu bir yer oranın bozulmasına izin vermez. Bodrum’da bir süredir Gümbet özelinde yoğunca yaşanan cinsel içerikli turizmi buralara getirmez, buraları meta haline dönştürmez bu güzel insanlar…
Biz turistler gittikten sonra da kendilerine yaşayacak bir Alaçatı bırakmayı hedeflemiş bu insanlar izin vermeyecektir bozulmaya…. En azından böyle inanmak istiyorum.

ÇIKRIK

teacher07 | 02 April 2008 13:19

Herkes heyecan içinde bekleşiyordu. Genç yürekler coşku dolu, biraz da ürkek… Listeler asılmış dediler,kapılara yürdü herkes.Onlarca genç yürek; heyecanlı, meraklı , ürkek… Yarınları hazırlamaya başlayacak olan öğretmenler. Görev yapacak köy okullarını öğrenmek içindi heyecanları..Okullarını öğrenenler, haritaların başındaydı hemen. Yakın mı ? Uzak mı? Yolu var mı? Sorulara yanıt aranıyordu. Oradaki bir yetkili eğitimci (!) açıklamalar yapıyordu. O’na , senin işin zor be öğretmenim dedi…Genç yüreği burkuldu ama, yine de ters bir bakışla savuşturdu yetkiliyi. Gidecek, çalışacaktı hangi şartlarda olursa olsun.