bildirgec.org

bahçıvan hakkında tüm yazılar

THE LAWNMOWER MAN (BAHÇIVAN)

emsvizyon | 31 August 2008 23:59

stephen king’in aynı adlı eserinden ancak esintiler taşıyan 1992 yapımı bu film, orta okul çağlarıma denk gelir.o yıllarda bahçıvan‘ı izleyen çoğu insan gibi ben de çok etkilenmiştim doğrusu. başrollerini pierce brosnan ve lost’da sempatik helikopter pilotu rolündeki jeff fahey oynuyor ( hele filmi izledikten sonra bu kişinin o olduğuna inanmak çok güç )… konusu kısaca şöyle; efendim pierce brosnan ( Dr. Lawrence Angelo ) bir firmada beyin fonksiyonlarını arttırma üzeirine deneyler yapan iyi niyetli bir bilim adamıdır, beyni daha fazla ve verimli kullanmayı sağlamay çalışan bilim adamımız bunun için sanal gerçeklik ve bir takım enzimler vs’ler kullanmaktadır.. kobayları da şempanzelerdir ( askeri birşeylerin kokusu duyulmaya başlandı değil mi? ) bahçıvan rolündeki jeff fahey ise zeka özürlü bir gençtir, evinde barındığı kişi tarafından sürekli dövülen bu genç yobaz bir adamın elinde kendince terbiye edilmektedir… gel zaman git zaman bilim adamımız bu gence acır ve onun zekasını biraz arttırmaya kararverir…

zeka arttırılırken :)
zeka arttırılırken 🙂

olay burda kopar… valla en son eleman kendini bir yerlere upload ediyordu… bence güzel film… halen çok etkileyici gelir bana, nedendir bilinmez ( ağaç yaşken mi eğilir yoksa :))

Erik Ağacı…

sekoci | 16 April 2008 19:45

Söyleyecek bir şey bulamamak ne kötü değil mi? Ne kadar sık bulamayız söyleyecek şeyleri. Yada ne kadar sık söylediğimiz şeylerin söylemememiz gereken şeyler olduğunu söyleriz. Ne kadar çok özür dilersek o kadar cesaretimiz artar o kadar yavşaklaşırız işte… Sıradan olmamak için çabalarken ne kadar sıradanlaşırız oysa. Geleceği yaratmak için geçmişten oluruz ve ne kadar kafamız karışır bu karmaşada biz ne yaptığımızı bildiğimizi iddaa ederken. İnatla ve ısrarla eleştirilmekten nefret ederken ne kadar çok eleştiride bulunuruz. Ve her ikisininde hiç bir şeyi değiştirmediğini ne kadar geç farketmeyiz. Yanlışın yanlış olduğunu anlamak ne kadar felsefik bir hüzün taşır irade için. Bu durumlarda susmayı tercih ederim genelde. Ve sustukça o kadar çok yalan söylerizki kendimize. Başkalarına söylenen yalanları tercih eder oluruz ve alışkanlık haline getiririz bunu…

gönül bahçesi

sbaskentli | 31 March 2006 00:21

Bir çiçek bahçesi değilmidir gönül dediğimiz duygu yoğunluklarını bize yaşatan ve bir o kadar da heyacan ile yüreğimizi titreten ruhumuza açılan kapı…..

Kimi bahçivanlar vardır bu çiçek bahçesini hoyratça kullanır her an ve her koşulda sürekli çiçekler eker bu bahçeye ancak hiç birisine de bakmayı büyütmeyi beceremez o hengamede ve nice fidanları tohumları heba eder hoyratça ve acemice ve hatta çoğu zaman kasıtlıca yapılan bir aldırmazlık sürüncemesinde…

Kimi bahçıvanlar da vardır ki elinde ki bu bereketli toprağın ne işe yaradığını bilmez .. Cennetden bir köşe olan bu bahçeyi yeşertmek yerine para kasalarının ve zamane bencilliklerinin biriktirdiği hurdalar altında koybolup gittiğinin farkına bile varamaz. an gelir ki anlar aslında yıllarca biriktirdiği o hurdaların aslında bu cennet bahçesinde yetiştireceği kendine ait bir sevgi çiçeği kadar değerli olmadığını ancak iş işden geçmiştir artık … toprak çoraklaşmış sular çekilmiş ve cennet bahçesi küsmüştür artık yıllardır sevgi ile beslenemediği için bahçıvanına..