Yazar Pamala Oslie , benim için çok önem arz eden iki kelimenin (-aşk, -renk) geçtiği, hatta geçmekle kalmayıp bu iki keliminin neredeyse şifrelerinin çözüldüğü bir kitap yazmış.
Bu iki kelime ayrı ayrı incelenmiyor, yazara göre bir arada çok şey ifade ediyorlar…
Olay şu; her insanın aurasının farklı bir rengi var…
Siz, bazı renklerden hiç etkilenmez iken, bazı renk insanların çok rahatlıkla etki alanına girebiliyorsunuz…
Dünya genelinde yapılan istatistiksel bir çalışma olan Dünyanın En iyi üniversitesi araştırmasında* tek türk üniversitesi olarak İstanbul üniversitesi yer aldı. İstanbul üniversitesiresmi sitesinden yapılan açıklama ise şöyle;
Dünya Üniversitelerinin Akademik Sıralamasını belirleyen kuruluşlar arasında olan Shanghai Jiao Tong Üniversitesi 2003 yılından beri her yıl düzenli olarak objektif kriteleri göz önünde bulundurarak Dünyanın en iyi 500 üniversitesi’ni belirliyor. Bu yıl da yapılan sıralamada dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına giren tek Türk üniversitesi olarak bir ilke imza atan ve bu başarıyı ardı ardına iki yıl gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi sistemli, yapıcı ve ilerici çalışmalarının meyvelerini almaya devam ediyor.
Ülkemizin ilklerine imza atan laik Cumhuriyetimizin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi sıralamada Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi arasında bu yıl 9.96 puanla 407. sıraya yükseldi. Bölge sıralamasında 69. sırada yer alan İstanbul Üniversitesi ülkemizde Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi sıralamasına giren tek üniversite olarak listede yer aldı.
araştırmanın resmi sayfasına şuradanulaşabilirsiniz.
http://www.mediacatonline.com/tr/news/details.asp?ID=7054
http://www.potkal.com/yazi_icerik.asp?yID=1315
Araştırmayı seven, deneyci, mucit ruhlu insanlar mısınız? Peki 1,000,000 $ kazanmak ister misiniz? Cevabınız “Eh, neden olmasın?” ise InnoCentive‘e bir gözatın.
InnoCentive 2001 yılında Indianapolis’te kurulan bir “açık inovasyon” şirketi. Şirket bugün Waltham, Massachusetts’deki merkezinden yönetiliyor.
InnoCentive bir inovasyon şirketi olmasına rağmen bir Ar-Ge kuruluşu değil. Misyonu, problemlerine çözüm arayan, aralarında Rockefeller Vakfı, Procter & Gamble ve Eli Lilly (yabancı gelebilir, ben Prozac‘ın üreticisi diyeyim) gibi alanlarında lider vakıf ve şirketleri, çözüm sunabilecek bireyler ve gruplarla buluşturmak. Şirket, bu yönüyle Web 2.0‘la hayatımıza giren ve henüz çok yeni bir terim olan (ilk kez Haziran 2006’da Wired Magazine‘de kullanıldı) bir ‘crowdsourcing‘ (bazı kaynaklarda ‘vatandaş bilimi (citizen science)’ olarak da geçiyor) proje ajanı.
Bilim adamları üşenmemiş ‘aşk‘ı da araştıralım demişler. İlk başta garip gelsede seyrettikçe ilginiz artıyor diyebilirim. Aşık olan insanın vücudunda gözlemlenen değişimler, nasıl aşık oluruz (adım adım canlandırma ve insan vücudundaki olaylar), aşkın gücü ve aşkın ölümü (sönmesi veya bitmesi) gibi konulara ışık tutmaya çalışmışlar.
En can alıcı bölüm ise denekler ile yapılan testler ve araştırmalar. Bazı ortam ve durumlarda ve kavga ile başlayan aşkların fazla uzun sürmediğini bilmekteyiz. Bununla ilgili güzel bir sallanan köprü testi bulunmakta.
Bir diğer test ise belli konularda konuşmaları istenen iki deneğin (bir bayan – bir erkek) aşık olan çiftlerde gözlemlenen vücut değişimlerini gösteriyor ve aşık çiftler gibi yakınlık (güven) hissi duyuyor olması.
Sydney üniversitesinde uzmanlar internetin hızını 100 kat artıran optik bir çip ürettiler. Bu çip saf camdan üretileceği için maliyeti ucuz olacak. Bu çipler yaklaşık olarak 17 dvd kapasitesine denk gelen 640 gb/s veri hızına olanak sağlayacaklar. Bu çipler yaklaşık 5 yıl içerisinde piyasaya sürülecek ve ilk ağ Japonya’da kurulacak. Proje 4 yıldan beri yürütülüyordu ve mutlu sonla noktlandı. Kaynak
Cardiff Üniversitesi araştırmacılarına göre; deriye temas eden metal takılar (küpe, piercing, kolye vs.) vücutta zincirleme bir şekilde gelişen olaylar silsilesi başlatıyor, yüzlerce kasın düzeni bozuluyor. Bir de sinir sistemi bu olumsuzluğu önlemek için devreye giriyor. Bunca stres vücutta bel ağrısı olarak kendini gösteriyor. Buyrun
http://www.2kadin.com/blog.192.htm
her organın besin renginin farklı olduğunu biliyormuydunuz ? bizlerden 3000 yıl önce çinliler keşfetmiş bunu.sebze ve meyvelerin renklerine göre hangi organa nasıl fayda sağladığını araştırmışlar.bugünde bunların doğruluğu anlaşıldı.ayrıca bu konu afrodizyaklar tarafındanda oldukça araştırılmış.merak ettikleriniz..
