bildirgec.org

akdeniz hakkında tüm yazılar

Bu Ne vahşet!

Chat Noir 1 | 08 July 2008 23:23

Dün akşam yumurcak tv’de bir program izledim.Çocuklar için hayvanları tanıtan bir programdı.Yunusları balinaları anlatıyordu. Araştırmacı yazar olan bir kadın, açıldığı tekneyle balinaların yunusların resimlerini çekiyor,aynı zamanda turist gruplarını da yunusların bulunduğu bölgeye onlarla beraber yüzmek için götürüyordu. Bu sevimli hayvanlara olan sevginin artması ve korunmaları için çabalıyordu. Programda yunusların kendi iletişim dilleri olduğundan, bir anne yunusun yavrusuna nasıl avlanmayı öğrettiğinden bahsediliyordu. Bu arada teknelerle yarışan, kuyrukları vasıtasıyla suyun üstünde durup insanlara hoşça kal diyen yunuslar gösteriliyordu. Bir anne ve yavru yunusun birbirlerine olan sevgi gösterilerini görmeliydiniz. Bu sevimli ve akıllı memeli canlılar, biliyorsunuz engelli çocukların tedavisinede de yardımcı oluyorlar. Çok cana yakın olduklarını zaman zaman insanların hayatlarını kurtardıklarını bile duymuşsunuzdur. İzlediğim bu programı da oyuncak sevimli bir fare sunuyordu. Neyse her şey çok güzeldi, sevimli yunuslar,deniz manzarası,yunusların sıçrayışları ve sevgi gösterileri derken program bitti.Kanallar arasında gezinmeye başladım.Liberty tv fr‘yi izliyordum.Kanalda Fransızca konuşuluyordu.Anlamasam da manzaralar çok güzeldi.Zenci bir kabile kanolarla yüzüyorlardı.Zaman zaman yeşillikler gösteriliyordu. Su çok berrak ve cam göbeği mavisiydi. Yerli kabilenin denizde yarış yapar gibi bir halleri vardı. Her kano da ayrı renkte bir bayrak vardı.Ben de bakıp ne güzel doğayla baş başa huzur içinde yaşıyorlar dedim.Teknolojiden uzaklar,bizim sahip olduğumuz pek çok şeyden yoksunlar ama bak ne kadar eğleniyorlar mutlular dedim kendi kendime. Kanolarıyla karşı kıyıya yakın bir yere vardıklarında bir tanesinin kanonun ortasına oturarak suyun içinde ellerini birbirine vurduğunu gördüm. Sanırım iki elinde de tahtaya benzer bir şey vardı. Ve ses çıkarıyordu. Sonrasında dikkatli bakınca sadece onun değil hepsinin aynı hareketi yaptığını gördüm. Birden bir yunus sürüsü belirdi. Suya bir dalıp bir çıkıyorlardı. Sonra bu vahşi yerliler kanolarından inerek yunusları yakaladılar ve beşer onar kanolarına çıkardılar. Olamaz dedim, benim yarış sandığım şey aslında bir av partisine doğru yola çıkışmış. Karşı kıyıya vardıklarında kanolarına aldıkları yunusları bir bir kıyıya serdiler. Biraz dinlendiler ve sonrasında kocaman bıçaklarıyla gelerek zavallı yunusların kafalarını gövdelerinden ayırdılar.Her yer kan içindeydi.Sahil şeridi kandan kıpkırmızı olmuştu. Bazıları yunusları kocaman bıçaklarıyla parçalamaya devam ederken bazı çocuk ve büyükler kandan kıpkırmızı olmuş suyun içinde yüzüyorlardı. Gözlerime inanamadım. Sanki koskoca okyanusta yiyecek başka balık kalmadı, ki yunuslar memeli canlılar ve son derece zeki ve insancıllardır. Bu vahşet görüntülerine daha fazla dayanamadım ve kanalı değiştirdim.Benim için ilginç bir tesadüf oldu doğrusu.Öncesinde yunusların ne kadar sevimli, akıllı, cana yakın olduklarını anlatan bir program, arkasındansa koca bir yunus sürüsünün katledildiği böyle bir vahşet. İnsanların ne kadar acımasız olabileceklerine bir kez daha şahit oldum. Ülkemizde ise 1380 sayılı su ürünleri yasasına göre yunus avcılığı yasaklanmıştır. Ancak Akdeniz ve Karadenizde mersin, kalkan ve kılıç balığı avcılığında kullanılan ağlar fok balığı ve yunusların hayatlarını tehdit etmektedir.Buradan balıkçılara sesleniyorum:lütfen çoluğumuza çocuğumuza ekmek götüreceğiz diye bu masum,sevimli ve akıllı hayvanların canına kıymayın.Ne deniz ne toprak ne de gökyüzü sadece bize ait değil.Yaşarken diğer canlılarında yaşam hakkına saygı göstermeliyiz. Hayatta kalmaya çalışırken böyle nesli tükenmekte olan hayvanların hayatlarını ellerinden almayalım. Torunlarınızın yunus ve fok balıklarını sadece ansiklopedilerdeki resimlerden görerek tanımalarını istemiyorsanız vicdanınızın sesine kulak verin ve balık avlarken bu canlılara zarar vermemeye özen gösterin. Unutmayın ki doğanın dengesini bozmak bindiğin dalı kesmektir ve önce size zarar verecektir.

Ben de Gemideyim!

pixage | 07 June 2008 12:12

Greenpeace diyor ki, Akdeniz ve içinde yaşayan canlılar günden güne yok oluyormuş. Eğer hiçbir şey yapılmazsa yakın gelecekte Akdeniz diye bir şey kalmayacakmış.

İçinde yaşayan binlerce canlı türüyle adeta bir cennet olan Akdeniz’in ölmemesi için yapabileceğimiz şeyler varmış. Mesela insan faaliyetine kapatılmış alanlar, yani deniz rezervleri oluşturmak… Mesela yerel balıkçıları konu ile ilgili bilinçlendirme çalışmaları yürütmek… Mesela Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin dikkatini bu konuya çekerek eylem çağrısı yapmak…

Bu amaçla yola çıkan, içi Greenpeace eylemcileri ile dolu Arctic Sunrise adlı gemi, belli başlı Akdeniz limanlarını turlayarak yerel halkı bilinçlendiriyor, 2009 Barcelona Konvansiyonu öncesi hükümetleri eyleme geçmeye çağırıyor.

Yaz geliyor, dikkat!

makaleci | 09 March 2008 14:28

Bu yıl sıcaklara çok dikkat etmek gerekiyor…

Özellikle akdeniz çanağında yaşayan bir olarak konuya dikkat kesildim, ama görünen o ki sıcaklar sadece akdenizle sınırlı olmayacak, tüm yurtta çok büyük sıkıntı hâsıl olacak.

Konuyla ilgili araştırma burada…

Böyle bir ortamda nelere dikkat edebiliriz, bir bakalım;

Burada hangi mevsimde ne tür gıdalar yiyebileceğiniz ile ilgili tavsiyeler içeren araştırma…

26. istanbul kitap fuarı

ordu | 05 October 2007 18:38

Önceleri taksim tüyaptadüzenlenen sonraları katılımcı ve ziyaretçi yoğunluğundan ötürü beylikdüzü tüyap fuar ve kongre merkezinde düzenlenenmeye başlanmıştı. İstanbul kitap fuarının 26.sı 27 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında düzenlenecektir.

Tüyap Kitap Fuarı
Tüyap Kitap Fuarı


Ayrıca Türkiye yayıncılar birliği tarafından onur yazarı olarak “Metin And” ve fuar teması olarak “Akdeniz’de Edebiyat; Edebiyat’ta Akdeniz” konusu seçildi.
Ayrıca fuara istanbulun belli noktalarından ücretsiz servis sağlanacak.

tatile giderken dikkat edin

garip adam | 01 October 2007 21:15

Üç milyon kere yuh!
Abi vicdan azabı çekiyorum. Güneyde otelde çalışıyorum. Müşterilere leblebi çekirdek gibi domuz eti yediriyoruz dana eti diye…
Hiçbir şeyden haberleri yok. Allah rızası için haber yap bunu. İnsanlar öğrensin” diyordu telefondaki ses…
Arayan Antalya’dan bir otel personeli… Aranan ise Deşifre’nin yapımcısı usta haberci Mehmet Ali Önel’di…
Mehmet Ali Önel, yeni yayın dönemine işte bu ortalığı sarsacak haberle gireceğini söylüyordu…
Güney sahillerinden gelen ihbarla ilgili yüzlerce telefon almıştı bugüne kadar. Ancak bu konuda kendilerine yardımcı olacak
birilerini bulamamışlardı. İlk defa bu kadar ciddi bir ihbar vardı. Karşıdaki ses “Ben yardım ederim” diyordu…
Atladı uçağa Antalya’ya gitti Mehmet Ali…
Dağlara çıktı domuz avcısı timlerle konuştu… Sahile indi otellerde çekimler yaptı. Ve önceki akşam bana olayı belgelediğini söyledi.
Tüylerim diken diken oldu M.Ali’yi dinlerken. Aman Ya Rabbi… İş bu kadar çığrından çıktı mı yani?…
“Herşey dahil 20 milyon liraya tam gün konaklama veriyor çok sayıda otel. 20 milyona her şey nasıl dahil olur” sorusu beynini
kemirmiş M.Ali’nin. Diyor ki;
“İhbarı araştırmaya başlayınca olayın dehşetini gördüm. Bazı oteller dağlarda köylülerden domuz avlama timleri kurmuş.
Yüzlerce köylü oteller için domuz avına çıkmış. Kilosunu üç milyon liradan otellere satıyorlar. Dana etinin kilosu 16-17 milyon,
domuz etinin 3 milyon lira. Merminin fiyatı 1 milyon lira… İşte ucuz tatilin perde arkası…”
Üç milyona domuz eti alırsan… Bir müşteri bir öğün yarım kilo et yese… Yemeğin maliyeti 1.5 en fazla 2 milyon… Biraz sıksan
20 milyona değil 15 milyona da düşürürsün günlük konaklamayı…
Bir otelin mutfağına girmişler sağlık ekipleriyle. Ahçıya önündeki eti sormuşlar. Adam “Halis muhlis dana eti” cevabını vermiş.
“Kokla” diye çağrı yapmışlar. Ahçı koklayıp “Mis gibi dana kokuyor” demiş. Alıp kesmişler eti, içinden mermi çıkmış. Tahlil yapılmış.
Sonuç; domuz eti…
“Bazı otellere sağlık ekipleriyle yaptığımız baskınlarda müşterilere dana diye yedirilen etler domuz eti çıktı” diyor M.Ali Önel…
Ve ekliyor;
“Akdeniz’den Ege’ye her yerde bazı otellerde insanlar aldatılıyor… Onların maskesini düşürüp, bu skandalı teşhir edeceğiz”…
Deşifre ucuz tatilin ve ucuz etin yahnisini deşifre edecek yakında…
Üç milyona domuz eti alıp insanları dana diye kandıranlara…

Üç milyon kere yuh!