bildirgec.org

ak parti hakkında tüm yazılar

Portre: Melih Gökçek

hayalicindegecti | 30 December 2008 16:53

Melih Gökçek (Biz İ‘sini kullanmayalım da Emin Çölaşan gibi korkunç rakamlardaki tazminatlara kurban gitmeyelim!!!) tam 3 dönemdir Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve şimdi 4. döneme talip.
Bunu kendisi, ‘Belediyecilik, yapılarak ögrenilen bir iş, okulu yok, 3 dönem bu işi yaptım, hala öğrendim diyemiyorum, bu yüzden bir döneme daha talibim‘ diye izah ediyor. Aslında onu siz de çok iyi tanıyorsunuz,

Kuğulu Park
Kuğulu Park

Kuğulu Parkı ‘kuşa çevirme’, Türkiye’nin yüz akı Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni ‘yok etme’ gibi eksik kalan girişimlerine tanık oldunuz. Başkentin havasını, sözde fakir fukaraya usulsüz dağıttığı kömürle nasıl zehirlediğini, başkentlileri Kızılırmak’tan getirtiverdiği arsenikli suya nasıl mahkum ettiğini gördünüz.
Peki şöyle biraz daha geriye gidip, Gökçek son 3 dönemde başkan olarak Ankara’da neler denemiş? Neleri başarmış? Nelerde yanılmış? Bir hatırlayalım mı?

1-Ankara ve yeşil alanlar:

DERİNLERDEKİ “SESSİZ” OPERASYON

antiemperyal | 03 December 2008 11:57

C.Eren ÇELİK

Mütekait “Genel Yayın Yönetmeni” Serdar Turgut bu gün Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde (02.12.2008) “TÜSİAD’I MÜSİAD’laştırma Operasyonu Mu Bu?” başlıklı bir yazı kaleme almış…

Serdar Turgut yazısında özetle; hükümetin kriz ortamındak bilerek tedbir almayarak, krizlerde yaşanacak sermaye transferi sayesinde merkezdeki sermaye yapısını değiştirme ve kendi ideolojik ve siyasal hegemonyasının ardından, kendi sermaye sınıfını kurabilmenin alt yapısını hazırlamakta olduğuna ilişkin kuşkularını dile getirmiş.

Lisansüstü doktorasını ABD’de ekonomi üzerine yapmış, Türkiye’de de bir dönem Ankara Üniversitesinde öğretim üyeliği görevinde bulunmuş olan Serdar Turgut’un bu yazısı ilk bakışta çok muhteşem bir tespitler silsilesi gibi dursa da kazın ayağı öyle değil.

Bu adam akıllanmaz

deLe | 04 November 2008 08:52

http://stargazete.com/gazete/yazar/bu-adam-akillanmaz-144168.htm

internette domainlerin tümden kapanmasına engel olmak istiyor musunuz ?

promoder | 28 October 2008 12:31

adalet ve kalkınma partisidöneminde kumar , fuhuş , çocuk istismarı ve müstehcenli konularında , ayrıca istihabarati zaafları engellemek amaçlı bazı internet kanunları çıkarıldı . ana denetim mekanizması telekom‘un da özelleşmesi ile telekomunikasyon üst kurulu ‘na aktarıldı .

bu kanunlar müyap , adnan oktar, digitürk , uğur dündar , ulusalcılar , tarafından kullanılarak direk veya en direk , neden gizleyerek veya açıktan , gerçekten sorumlu olan siteler kapatıldı .

“Affeder misiniz?”

aggali | 27 October 2008 15:38

AF; ne kadar ilginç bir sözcük. Genel anlamda af; işlenen bir kabahatten ya da suçtan dolayı alınan cezanın kaldırılması olarak nitelendirilebilir.

Ancak birinin ya da birilerinin affedilmesi için mutlaka bir kabahat ya da suç işlemesi gerekmez. Bazan yapılması gerekenler yapılmayınca da ortada affedilmesi gereken bir durum oluşabilir.

Affetmeye muktedir kişi ya da kurum kimdir? Ne yer, ne içer? Affedilecek kişide ya da kişilerde bulunması gereken özellikler nelerdir? Bir kişinin affedilmesi için ne gibi niteliklere haiz olması gerekmektedir? Gördüğünüz üzere liste ve kriterler istenildiği gibi belirlenebilir.

CILKI ÇIKAN “DÜELLO”

antiemperyal | 30 September 2008 10:38

C.Eren ÇELİK

Yahu şu medyamız ne de meraklıymış kamuoyu önünde yapılacak bir düelloya. Meğer yıllardır bunu bekler dururlarmış da haberimiz yomkmuş.

Eminim tahmin etmişsinizdir… Şu son günlerin siyaset arenasındaki en flaş gelişmesi olan Fırat-Kılıçdaroğlu tartışmasından, pardon “düellosundan” bahsediyorum.

“2 yiğit çıktı meydane, ikiside birbirinden merdane” naraları kıvamında köşe yazıları bu “düello” dan günler sonra bile hala yazılıyor, tv. programlarında kimin kime kaç “gol” attığı konuşuluyor.

İyi, tamam… İki siyasetçinin birbiri hakkında bazı iddiaları varsa ve iş çığırından çıkıp artık kamuoyu zihninde ciddi soru işaretleri oluşmuşsa bu 2 siyasinin çıkıp seviyeli bir uslüpla kamuoyu önünde tartışmalarına, iddialarını kamuoyu önünde dile getirmelerine diyeceğimiz bir şey yok.