Sinema ve müzik sanatının harmanlanmasıyla sunulan müzikal filmler, bazen öykünün şarkılarla bütünleştirilmesiyle bazen de sanatçının biyografik yaşamını konu almasıyla karşımıza çıkıyor.
’90’lı yıllar müzik/ müzikal filmlerin kilit noktasıydı.
’90 öncesinde çekilen filmler özgüven, aşk, sevgi, cesaret, sadakat, masumiyet, gurur temalarını yoğun şekilde işlerken, ’90’ sonrasındaki yapımlar daha modern bir çizgide ilerliyor. Gerek çekim teknikleri gerekse karakterlerin iç dünyaları, içinde bulunduğumuz teknoloji çağının birer kopyası olarak her yıl beyazperdedeki yerini alıyor.
The Phantom Of The Opera: İlk sahneye koyuluşundan yıllar sonra tekrar beyazperdeye uyarlanan film Andrew Lloyd Webber’in en ünlü müzikal eserlerinden birisi.
Amadeus: Wolfgang Amadeus Mozart’ın yaşamını anlatan biyografik film 8 dalda Oscar Ödülü kazanan iddialı yapımlardan birisi.
Wizard Of Oz: En iyi aile filmi olarak seçilen yapım, bizleri büyülü bir dünyaya götürürken masalımsı bir şekilde hayatın güzelliklerini sıralıyor.
Rumba: Aşkın en saf halini anlatan yapım aynı zamanda rumba dansını ekrana taşıyor.
Copying Beethoven: Beethoven’ı ve 9. senfoni dönemini anlatan film müziğin aşkını iliklerimize kadar hissettiriyor.
The Wall: Pink Floyd’un müziklerinin eksik olmadığı film Pink karakterinin yargılama, hesaplaşma ve tükenişe doğru giden hayatını konu ediyor.
Cabaret: Dramatik müzikal tadındaki film hala tiyatroyla ve oyunlarla tekrarlanan yapımlardan birisi.
Flashdance: Genç bir kadının dansa olan tutkusunu konu alan yapım aynı zamanda feragat, imkansızlık, kendine güven öğelerini işliyor.
Singin’in The Rain: Sessiz sinemadan sesli sinemaya geçişi anlatan romantik film klasikler arasında yer almaktadır.
Dirty Dancing: Dans ve müzik ağırlıklı film, toplumsal sınıf ayrılılıkları ve ilk aşk üzerine dikkat çekiyor.
Evita: Arjantin’in First Lady’si Eva Peron’un yaşamını anlatan filmde Madonna başrol oynuyor.
DreamGirls: Hırslı bir menajeri ve üç kadından oluşan müzik grubunu konu ediniyor.