bildirgec.org

2007 hakkında tüm yazılar

Sıradışı bir proje Grindhouse (2) : ”Grindhouse : Death Proof (Ölüm Geçirmez)”

gorcun | 25 May 2009 12:44

Death Proof
Death Proof

Grindhouse serisinin Planet Terror’ den sonraki bir diğer filmi olan Death Proof (Ölüm Geçirmez)projenin diğer yapımcısı Quentin Tarantino tarafından çekilmiş. Bu filmde Dublor Mike (Kurt Russell) adlı bir psikopat katil kendi özel arabasını monte ettiği mekanizmadan dolayı ‘Ölüm Geçirmez’ olarak adlandırır.

Arabayla ne kadar kaza yaparsa yapsın oturduğu yerden ona hiç bir zarar gelmemektedir. Bu şekilde yollara çıkan Mike gruplar halinde özgürce dolaşan kadınları öldürmektedir. Filmde 2 grup kadınla tanışırız. Bu iki gruptaki kadınların özellikleri devamlı içki içen, uyuşturucu kullanan özgürce yollarda dolaşan ve kendi hallerinde takılıp yaşayan gençler olmalarıdır. Bu iki grubun hikayesi filmi ikiye böler.

Bir bardan diğer bara giden ilk grubu oldukça acı bir son bekler. İkinci grup ise yine yollarda çene çalan kızlardan oluşmaktadır. Ama bu kızlar Mike’ ın amaçlarını gerçekleştirmesi için daha çetin ceviz kızlardır.

Death Proof
Death Proof

Film bir Quentin Tarantino filmi olduğu için bolca geyik muhabbeti ve ilginç diyaloglara sahiptir. Genellikle filmlerinde erkeklerin dünyasını işleyen Tarantino bu kez bol kızdan oluşan filmi kız muhabbetleriyle doldurmuştur.

Mutluluk (2007)

queennothing | 15 May 2009 12:56

Abdullah Oğuz‘un yönetmenliğini yaptığı 2007 yapımı “Mutluluk“, hala Doğu’nun bir çok yerinde geçerli sayılan ‘töre‘ kavramına çarpıcı bir örnek niteliğinde.

Zülfü Livaneli’nin romanından uyarlanan “Mutluluk“ta Özgü Namal, Murat Han ve Talat Bulut başrolleri paylaşıyor.

Ailesi ve köy halkı tarafından ‘kirli’ ilan edilen ve töre gereği ölüm kararı verilen Meryem, kendisini dinlemeden öldürmeye karar veren töreler ve köy halkına karşı direnmek yerine, korkuyla ‘o an‘ı beklemektedir. Meryem‘i öldürecek olan kişi ise Cemal‘dir ve genç kızın infazı İstanbul’da olacaktır.
Büyük gün geldiğinde MeryemCemal ile birlikte İstanbul yollarına düşer. Denizle, martılarla ve İstanbul’la tanışan Meryem, tüm saflığı ve iyi niyetiyle Cemal’in elinden kaçmak yerine teslim olmuş bir şekilde ‘o an‘ı beklemektedir.

Geç gelen film : The Simpsons Movie (Simpsonlar: Sinema Filmi)

gorcun | 11 May 2009 10:01

The Simpsons Movie
The Simpsons Movie

The Simpsons Movie (2007), ünlü Simpson ailesinin 1989 yılında ilk ortaya çıkışından itibaren gittikçe artan popülerliğine ve başarısına rağmen oldukça geç gelen uzun metrajlı ilk sinema filmidir. Film, benim gibi serinin hayranları arasından olanlarında merakla beklediği bir projeydi. Simpsonlar, baba Homer, anne Marge, çocuklar Bart, Lisa ve en küçükleri Maggie’den oluşan ailenin Springfield’ta yaşadıklarını komik, absürd esprilerle ve eğlenceli bir şekilde anlatan 20 dk’lık kısa çizgi filmlerden oluşuyor. Ana karakterlerin yanı sıra kasaba sakinleri ve bir çok yan karakterinde olduğu serinin 20. sezon bölümleri Amerika’ da Fox kanalında hala aynı kalitesiyle yayınlanmaya devam ediyor.
Sinema filminin konusuna gelince, Homer Simpson’un sakarlığı ve umursamazlığı sayesinde tüm Springfield’ı etkileyecek şekilde büyük bir felaket oluşur.

The Simpsons
The Simpsons

Nükleer santralde çalışan Homer’ ın domuzsal nükleer atıkları (!) çevredeki nehre (müthiş bir operasyon sonucu suç ortağı domuzla) boşaltması sonucu yaşanan çevre kirliliği Springfield’ın karantinaya alınıp ortadan kaldırılmasına kadar varan tehlikeli sonuçlara yol açar. Bu arada Springfield halkı da durumu öğrenip Simpsonlar’ın kapısına dayanırlar.

Harlem’den yayılan zehir : ”American Gangster (Amerikan Gangsteri)”

gorcun | 10 May 2009 15:20

American Gangster
American Gangster

Amerikan Gangsteri (American Gangster), 1960′ ların sonunda Harlem ‘de doğup büyük bir çevreye yayılan Frank Lucas’ ın yaşadıklarını anlatan 2007 tarihli Riddley Scott’ ın yönettiği bir filmdir. Frank Lucas filmde gösterildiği üzere sıfırdan başlayıp bir uyuşturucu imparatorluğunu kuran patrona dönüşür. Bu açıdan Scarface’ teki Al Pacino’ nun canlandırdığı Tony Montana karakterine de benzer.Patronu Bumphy Johnyson’ un izinden giden Frank Lucas (Denzel Washington) önce kendi bölgesindeki uyuşturucu patronlarını saf dışı eder. Daha sonra gözü yükseklerde olduğundan işin daha ilerisine giderek Güneydoğu Asya’ da uyuşturucunun geldiği merkezden kendisi direk uyuşturucuyu saf haliyle ucuza alarak en kalitesiz ve en pahalı şekliyle Mavi Büyü (Blue Magic) adıyla Amerika sokaklarında satışa sunar. Kısa sürede zengin olan ve uyuştucu baronları arasına giren Frank Lucas’ ın karşısında da ciddi bir rakibi vardır.

American Gangster
American Gangster

Dedektif Richie Roberts (Russel Crowe) yozlaşmış polis teşkilatı içinde kendi yaşamıyla çelişkili olarak son derece dürüst bir polistir. Ahlaki olarak karşı olduğu olayların üstüne gitmekte çekinmeyen Roberts, Lucas’ın dikkatsizliğinden dolayı farkedip peşine düşer.

Sıradışı bir proje Grindhouse (1) : ”Grindhouse : Planet Terror (Dehşet Gezegeni)”

gorcun | 07 May 2009 09:47

Planet Terror
Planet Terror

Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez’ in birlikte yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği Grindhouseprojesinin bir parçası olan Planet Terror (Dehşet Gezegeni) Robert Rodriguez’ in çektiği filmdir. 2007 yılında hayata geçirilen Grindhouse projesi, ismini eskiden Amerika’da çekilen şiddet, seks, çıplaklık dolu 3.sınıf aksiyon filmlerinin ardarda gösterildiği sinema salonlarından alıyor.

Planet Terror
Planet Terror

Tam da bu geleneğe uygun şekilde tüm ayrıntıları ve incelikleriye çekilen iki film Planet Terror (Dehşet Gezegeni) ve Death Proof (Ölüm Geçirmez)‘a türün aynı zamanda hayranı olan yönetmenler tarafından büyük özen gösterilmiş. Planet Terror, Texas’ta eski bir askeri üste Abby (Naveen Andrews) liderliğindeki bir çeteyle, Yüzbaşı Muldoon’ un (Bruce Willis) liderliğindeki askeri grup arasında çıkan çatışmada biyolojik silah olarak tasarlanan bir kaynaktan yayılan gaz sızıntısının şehre yayılması sonucu insanların zombiye benzer yaratıklara dönüşmesini konu alır. Filmde şehre kısa sürede yayılan gazın etkisiyle tüm insanların et yiyen yaratıklara dönüşmesiyle bunlara karşı hayatta kalmaya çalışan bir grup insanın mücadelesi anlatılır.

İçerde olmak istemeyebilirsiniz : À l’intérieur (İçerde)

gorcun | 27 April 2009 09:26

À l'intérieur
À l’intérieur

Fransız sinemasının son dönemdeki şok edici filmlerinden biri olan À l’intérieur (İçerde) 2007 yılında Alexandre Bustillo ve Julien Maury adlı yönetmenler tarafından birlikte çekilmiş oldukça sert bir gerilim filmidir. Yönetmenlerin çektikleri ilk ve tek filmdir. Film dramatik bir şekilde kötü sonuçlanan bir kaza sahnesiyle başlar. Kazada kocasını kaybeden genç kadın Sarah (Alysson Paradis) hayatına karnındaki bebeğine rağmen umursamaz ve depresif bir halde devam eder.

Doğumuna bir gün kala yine evinde kendi içine kapanan Sarah ‘ın o gece bir ziyaretçisi olur. Bu ziyaretçi yabancı kadın (Béatrice Dalle) o gece Sarah ‘a hiç beklemediği çok farklı bir gece yaşatacak ve geçmişiyle ilgili bazı yaraları deşerek gecenin gidişatını kötü bir şekilde etkileyecektir.

À l'intérieur
À l’intérieur

Filmde oyuncuların özellikle katil rolündeki Béatrice Dalle’nin performansı oldukça etkileyicidir. Film başlangıç yazılarının akışından da anlaşılacağı üzere bol kanlı ve şiddet dolu bir filmdir.

İnsanlığa ciddi bir uyarı : Zeitgeist the Movie

gorcun | 15 April 2009 17:03

Zeitgeist the Movie
Zeitgeist the Movie

Zeitgeist; zamanını ruhu anlamına gelen bu sözcük bizlere yaşadığımız zamandan ve çok daha öncelerinden beslenen ve gelişen düşünce akımlarıyla dünya üzerinde nasıl bir hakimiyet kurulmaya çalışıldığını ve insanların bunlara karşı koymaksızın kabul ettiği, ona göre yaşadığı günümüz dünyasını anlatan belgeselin ismi. Peter Joseph’in kurgulayıp yazdığı ve ortaya çıkardığı bu belgesel ilk olarak internet üzerinden Google video’da gösterime sunulmuş ve çok kısa sürede gördüğü yoğun ilgi sayesinde tüm dünyanın ilgisini çekmiş.

Üç bölümdenoluşan belgesel, ilk bölümde din olgusunu eski inançları hristiyanlık karşılaştırmalarıyla ve benzerlikleriyle ele alarak toplum üzerindeki etkisi anlatılıyor.

Zeitgeist
Zeitgeist

İkinci bölümde ise 11 Eylül saldırılarının aslında gösterildiği gibi olmadığını, perde arkasındakileri ve ulaşılması istenen hedefleri gerçekleştirmek için uygulanan planları komplo teorisi niteliğinde çeşitli görüntülerle kanıtlar eşliğinde sunuyor. Arşiv görüntülerinden yararlanılan belgeselde George W.Bush, Adolf Hitler, Usame Bin Ladin gibi önemli kişilerin görüntüleri de yer alıyor.

Zeitgeist
Zeitgeist

müzik severler için dokunaklı bir biyografi: Control

nazokiraze | 20 February 2009 11:04

Bir biyografi filmi hakkında bu yazımız. Siyah-beyaz çekilmiş, 2007 yapımı, kısa bir süre müzik piyasasını sallamış olan bir punk grubunu anlatan filmin adı Control

Müzikseverler tarafından ilgiyle izlenen film bir zamanların ünlü grubu Joy Division‘u anlatıyor. Grubun kuruluşundan, grup üyelerinin hayatlarına ve problemlerine kadar her ayrıntı anlatılıyor. Joy Division, müzikte Post-punk tarzını ilk başlatan grup olarak bilinir. Film anlatım bakımından pek çok övgü almıştır.

Ping Pong Playa

mnc | 30 January 2009 13:25

Ping Pong Playa basket sevdalısı, çinli ama bir zenci ruhu taşıyan Christopher ‘C-Dub’ Wang’ın (Jimmy Tsai) bir komedisi. Kankası siyahi Kevin (Romeo Brown) bile onun kadar siyahi ruhlu değildir.
Film Jessica Yu‘nun bir filmi. Yanılmıyorsam film kanada’da geçiyor. Gecenin bir yarısında izledim baya kahkaha attığım bir film.

Chris, ailenin en tembel üyesi, üstelik küçük bir çocuk gibi mısır gevreği, oyun konsolu, basketbol ve tembellikle gününü dolduruyor.
Boyu nedeniyle çinlilerin baskete 1-0 yenik başladığını düşünüyor ama bu bir engel değil iyi olduğundan ve en iyisi olacağından emin.

Egosunu kabartan şey ise yendiği ergen bile olmayan küçük çocuklar.

Mr. Brooks (2007)

turictanyel1 | 29 January 2009 10:11

Marshall (William Hurt) Mr.Brooks’un cinayet işlemeye, karagaşa yaratmaya sevk eden, olağan görünümü altında yatan benliğidir. Mr.Brooks, Marshall’ın etkisine çoğu zaman karşı koyamaz. Bu yüzden hep vicdan azabı çeker. İşlediği profosyonel cinayetleri en ince ayrıntısına kadar düşünüp ardında iz bırakmadan yok olması, profosyonel dedektif Atwood’un (Demi Moore) dikkatini çeker.Mr Brooks cinayet işleme şeklini tıpkı aşık olmak gibi tanımlar: ‘Bir sürü aday ile tanışırsın, hepsi güzeldir bazılarından hoşlanırsın ama doğru insan değillerdir.Derken özel biri karşına çıkıverir ve kalbin güm güm atmaya başlar ve doğru insanın o olduğunu anlarsın.’
İçindeki öldürme hazını keşfettikten sonra kendi öldürme stilini yaratır ve gözüne kestirdiği çiftleri, uzun bir araştırma, planlama aşamasından sonra öldürür. Öldürmek için sevişmelerini bekler. Kurbanların kanlarıyla parmak izini alır ve duvara ya da masa lambasına izini çıkartıp, resimlerini çeker Hiç kimse sanki o odaya girmemiş gibi ayrılır ve evine gider.Artık günah çıkarma vaktidir. Ağlar, vicdan azabı içindedir, Tanrı’dan onu affetmesi için dua eder.