bildirgec.org

1992 hakkında tüm yazılar

Quentin Tarantino

Pentimento | 24 October 2008 14:54

“Ruanda’da filmlerimi tek bir kişinin bile izlediğini sanmıyorum ama orada 500 bin kişiyi kurşuna dizdiler.”
Quentin Tarantino
İşte Tarantino’nun, filmlerinin izleyenleri kötü etkilediğini düşünen sevmeyenlerine verdiği cevap.

Quentin Tarantino
Quentin Tarantino

Okulu bıraktıktan sonra porno filmler oynatan bir sinemada çalışan Tarantino o zamanlar sürekli sinemadan bahsederek kafa açan bir hayalperestten başka bir şey değildi. Bugün Hollywood’da onun için “mümkün değil” kelimesi söz konusu bile değil.
Tarantino’yu diğerlerinden farklı kılan şey hiç şüphesiz kendi gerçekliği içerisinde son derece tutarlı karakterler yaratabilmesidir. Yarattığı kötü adamların cool ve karizmatik özelliklerinin yanı sıra, bu adamların düştükleri komik durumları ve çaresizkilleri de izleyiciye aktarır. Ayrıca sıradanlaşmaktan korkan diğer sinemacılar gibi filmlerinde popüler kültür öğelerinden kaçınmak yerine bunları çok yerinde ve hakkını vererek kullanarak oluşturduğu gerçek dünyanın daha da kusursuzlaşmasını sağlar.

Rezervuar Köpekleri
Rezervuar Köpekleri

Bu bahsedilenleri yönetmenin Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs, 1992), Ucuz Roman (Pulp Fiction, 1994) gibi filmlerinde belirgin şekilde görmek mümkündür.
Tarantino Liseyi bırakıp porno filmler gösteren bir sinema da yer gösterici olarak çalışmaya başladıktan sonra hayatı boyunca sürekli sinemayla yatıp sinemayla kalkmasının da verdiği bir dürtüyle, burada oynatılan porno filmlerin estetiği üzerine kafa yormaya başlar. Daha sonraları da burada çalıştığını hiç saklamamış ve bundan utanç duymamıştır. Gençlik dönemi süresince irili ufaklı bir çok işte çalışmıştır fakat o sıralar asıl hedefi oyuncu olmaktır. Dolayısıyla oyunculuk dersleri almaya başlar. 1984’te Manhattan Beach Video Archives isimli bir videotekte çalışmaya başlar. Burada o kadar çok film izler ki ünlü olduğunda dünyanın en çok film izleyen adamı şeklinde bir efsanenin ortaya atılmasının sebebi budur. Tarantino yönetmen olmak istediğine de burada karar verir.
Senaryoları karışık, anlaşılmaz ve şiddet içerdiği gerekçesiyle sürekli geri çevirilir. Mükemmel bir oyuncu kadrosu ve kısıtlı bütçesiyle adını duyurduğu filmi Rezervuar Köpekleri’ni çektiğinde, film Sundance, Cannes, Toronto ve Montreal Film Festivallerinde gösterilerek ses getirir. İkinci filmi Ucuz Roman sayesinde de Tarantino kendini izleyici kitlesine tam olarak anlatır. Sonradan Tarantino’nun özgün anlatımı dünyanın dört bir köşesinde taklit edilir ve sinema dünyasına vurduğu damgayla 90’lı yıllardan bahsedilirken Tarantino ismi es geçilemez hale gelir.

Nosferatu (1922)

heavybear | 09 July 2008 10:36

Yönetmen : Friedrich Wilhelm Murnau
Oyuncular:Max Schreck, Gustav von Wangenheim,Greta Schröder, Alexander Granach

IMDB sayfası
İzlemek için

Bram Stoker‘ın Drakula isimli kitabından bir uyarlamadır. Ancak Alman yapımı olan filmde söylenmeyip telif haklarından kaçınılması için bu durum kullanılmıştır. Ama daha sonra Bram Stoker hakkını almış ve yasal olarak da hakkını kazanmıştır. Siyah beyaz ve sessiz olarak çekilen film günün şartları göz önünde bulundurulduğunda gayet güzel bir film olarak nitelendirilebilir. Ayrıca filmin gidişatına göre değişen müziklerde izleyenleri germektedir. Akılda kalıcı olarak da en çok müzikler ön plana çıkmaktadır. Filmin çekimlerinde kullanılan ışıklar siyah beyaz olarak çekilen filmi daha da ilgi çekici hale getirmiştir. Özellikle Graf Orlok (Drakula), filmin vampiri, iş üstünde iken onun gölgesinden takip edilmesi zamanının korku filmleri vizyonunu geliştirmiştir.

Braindead

emrextreme | 02 July 2008 10:04

Braindead
Yönetmen: Peter Jackson
Oyuncular: Timothy Balme, Diana Peñalver, Elizabeth Moody, Ian Watkin, Brenda Kendall, Stuart Devenie

Özet:
Film, Sumatra yerlilerinden kaçırılarak Yeni Zelanda’da bir hayvanat bahçesine getirilen bir maymunun, filmin kahramanı olan Lionel’ın annesini ısırmasıyla ve annesinin zombiye dönüşmesiyle başlar. Filmin sonuna doğru neredeyse şehrin yarısı zombiye dönüşür.
Filmin klişe zombi filmlerinden farkı aşırı kanlı bir film olması ve görüntülerin şaşırtıcı şekilde mide bulandırıcı olması ve her nasılsa güldürmeyi de başarmasıdır. Korku/komedi dalındaki filmin yönetmeni “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesinden tanıdığımız Peter Jackson.
Film yapılmış en kanlı film olarak tanınıyor ve “Gore Flick” kategorisindeki kült filmler arasında.
İçerdiği rahatsız edici görüntüler nedeniyle herkese tavsiye etmiyorum.

Beyazlar Beceremez (1992)

chuckie | 17 June 2008 12:12

Beyazlar Beceremez(White Man Can’t Jump) eğlenceli bir sokak basketbolu filmi. Ron Shelton yönetmen koltuğunda oturuyor aynı zaman da senarist de kendisi. Wesley Snipes(Sidney) ve Woody Harrelson(Billy) başrolleri paylaşıyor. 115 dakikalık filmin ana konusu beyaz bir basketbolcu olan Billy’nin başta Sidney olmak üzere diğerleriyle arasında ki ilişki üzerine. Film hakkında ki yorumlar da oldukça güzel. Bence basketbolu seviyorsanız, komedinin ve basketbolun bir arada olduğu bu filme bir göz atın. İyi seyirler.

Lorenzo’s Oil

bLackie | 11 June 2008 12:46

Augusto Odone ve Michaela Odone çifti, çocuklarında beliren garipliklerden şüphe duymaktadırlar. Doktora gittiklerinde ise bir felaketle karşılaşırlar. Oğulları Lorenzo’ya genetik piyango vurmuştur. 5 yaşındaki çocuklarına konulan ADL (genetik mutasyon sonucu nörolojik sistemin çökmesi) hastalığı teşhisi ve biçilen 2-3 yıl ömür karşısında Odone çifti amansız bir mücadeleye girer. Doktorların, bilimadamlarının, destek gruplarının tüm cesaretlerini kırmalarına rağmen tıp konusunda hiçbir bilgisi olmayan Odone çifti çocuklarını yaşatmak için kararlıdırlar.
Tamamen gerçek bir hikayeden alınan 1992 yapımı bu filmi George Miller yönetiyor. Nick Nolte ve bu film ile oscar adayı olan Susan Sarandon‘un muhteşem performansları görülmeye değer.

Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri)

queennothing | 05 June 2008 09:40

1963 doğumlu Amerikalı yönetmen Quentin Tarantino, 1987 yılında ilk yönetmenlik denemesi “My Best Friend’s Birthday”den sonra 1992 yılında “Reservoir Dogs” ile sinema dünyasına gerçek anlamda “yeni bir tat” getirdi.
Pulp Fiction”, “Natural Born Killers”, “Death Prof”, “Jackie Brown” gibi sinema dünyasında ‘kült’ olmuş filmlerin arkasındaki başarılı isim Tarantino, kimilerine göre bir “dahi”; kimilerine göre ise “anlamsız filmlerin yönetmeni”.

Çeşitli film festivallerinde toplam 6 ödül kazanan “Reservoir Dogs”, ‘90’lı yılların başında amatördüm’ diyen Tarantino’yu izleyicilerin gözünde haksız çıkarıyor.
Joe Cabot, işlerini oğlu Eddie ile birlikte yürüten ünlü bir mafya babasıdır. İsrail’e gidecek fazla miktarda elmasların bulunduğu mağazayı soymak için oğlu Ed’in de bulunduğu 6 kişilik bir ekip oluşturur. Joe’nun en önemli kuralı, işin büyük bir gizlilik içinde gerçekleşmesidir. Bu yüzden ekipteki herkese gerçek isimlerini kullanmayı

yasaklar ve onlara birer lakap takar;
Mr. White” (Harvey Keitel), “Mr. Orange” (Tim Roth), “Mr. Pink” (Steve Buscemi), “Mr. Blonde” (Michael Madsen), Quentin Tarantino’nun canlandırdığı “Mr. Brown”. Sadece oğlu Eddie Cabot (Chris Penn) kendi ismini kullanabilecektir.

Rezervuar Köpekleri” adlı altı takım elbiseli adamın, büyük bir ‘profesyonellikle’ planladıkları soygun işine, polis baskını engel olur. Bu baskınla, ekipte bir ‘köstebek’; yani polis olduğunu anlarlar. Sığındıkları depoda ‘aralarındaki polisin kim olduğunu’ anlamaya çalışırken yaşanan trajikomik olaylar, vazgeçilmez Tarantino diyalogları ve her anı sürprizli geçen aksiyon sahneleriyle bir “suçlu-polis” filmi.