Az önce TV açık bir halde nette dolanırken kulağıma gelen müthiş bir eserle irkildim.
Söyleyen:Burhan Çaçan
Klibi yayınlayan:Kral TV
Nakarat Sözleri:
Liseli vardı ya,ah o liseli
Kısacık etekli,dar elbiseli
Liseli vardı ya,ah o liseli
Lisenin en şirin,en güzeli
Bu liseli fantezisinin yurt genelinde nasıl yaygın olduğunu,özellikle fantezi ve arabesk dünyasında(Orhan Gencebay kategori dışıdır,zira onun ideali vardır) liseliye acayip acayip şarkılar düzülmesinin ne manaya geldiğini bir an düşünüp,her haltı tahlil etmeye çalışmanın bir işe yaramayacağına kanaat getirdim…
yorumlar
demiyor da arkadaş, liselilere hastayım diyor. böyle dedikten sonra bir an düşündüm. aslında bu da var ama bu kadar basit değil. daha çok minibüs, taksi şoförlerinde rastlıyorum ben bu liseli muhabbetine. galiba şöyle bir durum var. adam köyden bi kızla evlendirilmiş, ya da bi akrabasıyla filan. aynı hayatın içinde sıkışmış durumda. hayat kadınları, travestilerle yatıyor ama o iş de manevi bir tatmin sağlamıyor. kaçamak yapınca başına bela olmayacak, seksin yanısıra biraz duyarlıca, hisli bi şeyler paylaşabileceği (çay bahçesine filan gitmek, adamımızın hiç bilmediği konulardan, inceliklerden bahsetmek)bir ilişki özleminde bu arkadaşlar. ancak bu sübyancılık tespitini değiştirmez. öff, ne diyorum ben ya. banane. ne bok yerlerse yesinler..
…Türk şarkılarının büyük bir çoğunluğu hep aşk temasını işliyor.. yok ben sana hasretim, aramazsan arama, seni seviyorum, seni sevmiyorum, oynatmaya az kaldı doktorum nerde [ bu diil tabi 🙂 ], …
neden bu böyle.. sonra üstüne üstlük yabancı müzik dinleyenlere anlamını bilmediğin sözleri dinleyerek ne zevk alıyorsun demiyorlar mı??? diyorlar…
Yani liseli olayına değilde, yabancı müzik dinlemek olayına. Bende çok eleştri alırım çevremden yabancı müzik dinliyorum diye. Müzik dediğin sadece sözden ibaret değildir ki. notaların daha doğrusu seslerin uyumudur bana göre. bu yüzden bu uyumu gösteren herşey müziktir benim için. Öylede olması gerekmez mi?