“kökü dışarda” deyimi moda olmuş, siyasi literatüre yerleşmiş, nerdeyse halk mizahının bir parçası olmuş..
Hakikaten de milletimiz “kökü dışarda” olan hiç bir şeyden hazetmez!.Erkek milletiz!Kökledik mi tam gaz, içerde olmalıyız..Dışarda kalan şeyler bizi bozar, mahçup eder..İlla ki kökümüz içerde olacak..Bu deyim siyasal edebiyatımıza , 1946 yılında TBMM’nin on ikinci otırumunda yapılan bir konuşma ile girmiş; Gaziantep milletvekili cemil sait barlas “Marko paşa” dergisinin yayınlarını kasdederek, “kökü dışarda” bazı muhalifler diyerek eleştiriyor..Derginin yayımcılarından Sabahattin Ali ise vekili şöyle yanıtlıyor,” İstiklalimiz üzerine en küçük bir gölge düşmesin dediğimiz için mi kökümüz dışarda? Yoksa iktidarınızı dalkavukça övmediğimiz için mi kökümüz dışarda?”
“Marko paşa”nın aynı sayısında, Aziz Nesin’in de hayli nükteli bir cevabı yayınlanır..” Sayın demeye dilim varmıyor sana. Yabancı ideoloji diye bir ucube icat ettiniz. Bütün dünya size pabuçlarıyla güldü. Bugün sayenizde maskaraya dönen demokrasiyi, acaba bey pederiniz mi icat etmişti? Bir “kök” tutturmuşsunuz; kökü dışarda, kökü içerde, kökü havada ve sizler gibi kökü suda !. Neden kökümüz dışarda? Biz hürriyetlerin yüzüne çul mu örttük? Ceplerimizde firar pasaportları mı taşıdık? cüzdanlarımızda yabancı bankaların hesap defterleri mi var? Tapuları karılarımızın üzerine yapılmış apartmanlarımız mı var? Topunuzun köküne kibrit suyu!”.
Bu yazıların çıktığı sabah, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin tutuklanır..Bundan sonra neler mi olur? Sabahattin Ali’yi ölüme götüren yol açılır, Aziz Nesin defalarca cezaevine girer çıkar, tartışmanın mimarı Gaziantep milletvekili, Cemil Sait Barlas ise ticaret bakanlığına yükselir..siz siz olun ne kıçınızı açıkta bırakın ne kökünüzü dışarda..