Hayatta anlatılabilmesi o kadar zor tadlar ve duygular var ki işte bu tadları ve duyguları insanlara anlatabilmek, taddırabilmek gereçekten tecrübe, birikim, olgunluk ve ruh dinginliği ister. (Birazda allah vergisi diyelim) Bir zat’ın sanatçı unvanını hak edebilmesi için bu unsurlarla donanmış olması gerekir.Sanat icra edebilmek için ifade yeteneği şarttır. Bazı duyguları, tadları ifade edecek kelimeler arar ama bulamazsınız. İşte böyle durumlarda imgeler devreye girer.Örneğin Murat YILMAZYILDIRIM‘ın;“Galata’nın ışıkları indirir perdelerini uyuyan geceye”si,
“Öpüşünce şarkımla diller gül kuruyacak geceye ağlamadan”ı,
Feridun DÜZAĞAÇ’ın (İlgili linkler 1 | 2)“Işıklarla oynuyorum karanlıklara kalarakGözlerimi açtığımda bana bakıyorsun ağlayarak”ı,
“.. geveze susuşlarını bile özledim”i,
Ahmet TELLİ‘nin“Gürültüsüz sözcükler bulalım yeni seninçlere benzeyen”i,
Cemal SÜREYA‘nın“Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayızBirden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun”u,
Turgut UYAR‘ın“Şimdi gemiler geçer uzaklardanGönlüm güvertede sereserpedir”i,
İsmet ÖZEL‘in“Kadını bir gürültüye sapladılar.Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtıkahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılarfırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılarbombalar, bö sesleri, savaş alaborası”Yaşamak bir tıkırtıydı aldırmadılar.”ı,
Edip CANSEVER‘in“Bir ağaç sürüsünün üstündenÇok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstündenKesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneşVotka bardağımın içine”si
gibi imge dolu sözcükler ve mısralar.
“İmge”nin anlamı birçoğumuz azbuçuk da olsa biliriz. Peki “İmgelem” nedir?
Ek$i’den gnke’nin anlatımıyla İmgelem:Şiir alanında tercih edilen anlatım türü. Şiir, anlatılamayan birşeyin anlaşılır kılınması için yazılan; tek-tek mısralarıyla değil, bütününde bir melodi aranması gereken edebi yazım türüdür. çeşitli sembollerle göndericinin, alıcıya vermek istediği şey, düz yazıyla anlatamadığı duygularıdır. Çünkü düz yazıda kullanılan kelimeler, yalnızca tek bir anlam ifade eder. Oysa kelimelerin başka anlamlara gelmesi mümkündür. Kelimeyi aya benzetirsek, etrafındaki hale (bkz: Ek$i’de “hale“. TDK’da “hale“), o kelimenin anlamlarıdır. Düz yazıda bu anlamlardan yalnızca biri kullanılır ve kesin bir yargı ifade eder. Örneğin “pencere açık” cümlesinden yalnızca pencerenin açık olduğu anlaşılır. İmgelemli anlatımda ise, yani en yalın haliyle kullanıldığı şiirde, bu kelimeler etrafındaki tüm anlamlarıyla yani halesiyle birlikte kullanılır. Şiiri okuyan kişi, göndericinin yanı şairin anlatmak istediği duyguyu bu haleden (kelime anlamlarından) uygun olanı seçerek anlar. İmgelem anlatımın özelliği budur. Bu türü en başarılı kullanan şair (bkz: İsmet ÖZEL)dir. Diğer başarılı şairler Sezai KARAKOÇ, Turgut UYAR, Edip CANSEVER ve Ahmet TELLİ dir.
Debbie MacInnis’ın anlatımıyla imgelem:Duyularımızı kullanarak zihinlerimizde bir şeyin temsilini yaratma sürecidir. İmgelem, bir şeyi zihnimizde resmettiğimiz ve onun nasıl göründüğünü, nasıl bir his verdiğini, tadının nasıl olduğunu, vb. hayal ettiğimiz zaman oluşur.
Şiirde imgelem kullanmaya geçiş süreci ve en çok kullanan şairler hakkında bilahare birşeyler yazacağım. Şimdilik hem ipucu olması hem de ön bilgi olması açısından google’dan “şiir, ikinci, yeni, yenici, şiirde” kelimelerini bi aratın derim. 🙂
yorumlar
Cahit Zarifoğlu’nu da tavsiye ederim.Tam bir imgesel şairdir.Hızla Akan MızrakSabahtırAlkışlar geceninSıcak damları sükûn yapılarıylaAydınlatır bir ucundanKahvaltı sofrasında çay tasınıDüzgün uysal Işıklı bir de ağızGizlice götürür hücreyi bütüneVe akla her gelen telgraf telindeÖpüşür iki güvercinİncelmiş ve yumuşamış gagalarıylaBu geçen mızrakKalın kararlıAtanın değer biçilmez atıylaKuşkusuz yolunda gerekMızrak geçer ışığıGeçer geceyi dolduran karanlığı daCahit Zarifoğlu
düne kadar kimse farkında değildi Cahit ZARİFOĞLU’nun. Yeni yeni keşfetmeye başladılar. Özelliklede islami kesim hemencecik sahiplendi bile 🙂
böyle blogları…
Birgün sen geçmis zamandınBense yanında anlamlarınGezinirken uzaklarda, akşamlarım.Bir durak var yüreğimdeBeklerken hep geciktiğimSürüklerken beni sana mevsimleri Zaman siler demiştin – Murat ÇelikBu da bir imgelem sayılıyor değilmi?
şairlerin en zarifini hatırlatmak kimin aklından geçti.edebiyat dünyasının gözüne parmak sokanlar, onun gibileri hiç bir zaman görmeyecek galiba……her şey karıştı çünkü öldünartık kimse bulamaz kendinieller birbirinin içindesenin ölmüş elin yapışırbenim tetiğimin üzerine
Belkide hoş bir imge bırakıp kubbeye göçüp gitmektir hayat.Yarına bizden ne kalacak, unutulup gitmek endişesi(“Görün ki alkışlanasın”), zekayı kelimeyle harmanlayıp( ve zeka babacan tavrıyla tiksinti verir) taze acılara, küllenmiş duygulara fırlatılan bir molotof kokteyli veya harareti dindirecek bir bardak su.Bazen biz çekeriz acıyı şiirlerle.şairin dediği gibi;”Acı duymak ruhun fiyakasıdır”Bizi anlatmasından çok şairin bizi anlaması önemlidir.Derdine ortak bulma insiyakı.Bazen bir duvar yazısı bir şiirden çok kıymetlidir bizim için.Bir hakikati anlama saadeti.Şiierde bu keskin virajlarla, tatlı bir meltemle ama hepsi bir ahenkle gelir.Türküde müzikle.Sabahın bu vaktinde Cengiz özkan, uyukudan daha çok beni anladığı için “bir ay doğar ilk akşamdan geceden” türküsünü dinliyorum.Bir yandanda şairin”Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?-Yaşama!-Ya bileydim?Yazar: MıydımHiç: Şiir.”şiiri aklıma geliyor