bildirgec.org

zoey

11 yıl önce üye olmuş, 8 yazı yazmış. 364 yorum yazmış.

Toprakkıran

zoey | 07 January 2009 15:54

Olmakla olmamak arasında
Grinin alanında
Oluverdi
Grilik dumanını sundu ona her çektiği nefeste
ve alınan nefesle verilen nefes her zamanki gibi değişkenliğinde muhafaza ediyordu mevcudiyetini
Ve sen ey adem!
Sana sunulanların dahilinde yaşıyorsan hayatı bence sunduklarını da düşünmelisin…Eşitleme ya da doğru orantı denen bilimsel denklemlerin etiketlemesine mani ol hayatını ve bırak uçurum sunsun sana eşitsizliğin hazzını…
Kanlar dökülmüş çocuklarından bu yana ey adem…
ve diğer çocukların dökmeye devam edecek…Eğer fıtratı buysa bünyelerimizin yazık ki soykırımını yapamadık ademin…

39

zoey | 24 October 2008 16:58

Su almak için gittiği mutfağından yatağına doğru ilerlerken tüm dağınıklığını bırakmak istiyordu mutfağında…
Bu belkide kendine tanıdığı son şanstı..
ve dedi bir sigara daha yakmalı;ama öncelikle sigarayı bulmalıydı…Dağınıklığın depolandığı yerde efkar dağıtma bahanesiyle bulunan sigarayı mutfakta bulmak çok zor olmicaktı onun için.İşte orda pencerenin hemen solundaki mutfak dolabının rafında duruyordu üstünde sevdiceğiyle…Bu açıdan bakıldığında yakışan bi çifttiler;sigaranın her daim romantik sevgilisiydi kibrit..
İki sevgiliyi bir daha mutlu etmek onuda iyi hisettircekti sanki;bir sigara çekip aldı paketten ve sevgili öpücüğünü sundu ona ve aşk alevi sardı yeryüzünü.3 dakika ama sadece bir dahaki vuslata kadar…Ve çekti sandalyeyi masanın yanından, izlemeye başladı;ama gözü hep tezgahtaydı
tezgahın üstünde bir bardak bile kendine mesken bulamazdı…Öyle bir yoğunluk…Düşündü;39 yıl…Bir sürü kalabalık 39 yılın içinde ve şu an o 39 yıla eklemeye cesaret edemeyeciği bir gün gibi bir bardağı kabullenemiyordu tezgahı!
Oysa sadece bir saate toparlayabilirdi bu dağınıklığı ve yeni bardaklar yeni tabaklar meskenlerine kavuşabilirdi…Ama musluğu açabilmek…Kirleri akıtabilmek ve köpürtüp durulayabilmek…Ve tabiki bunları yapmayı isteyebilmek…Nasılsa hep tekrarı olmayacak mıydı…
Bir nehirde iki kez yıkanılmaz demişti filozof haklı mıydı ?Peki bunca akışkanlığın içinde hâlâ aynı kirle koruyabiliyosan kendini akıp gitmesinin bi anlamı var mıydı?
Sorular cevaplarını değil sadece tekrar soruları doğuyordu ve bu kısır döngü sadece aşinalığını muhafaza ediyordu…
Ve bu noktada kabulleniş en anaç çözüm gibi şefkatli elerini gezdirirken başında o sadece düşünüyordu ne kadar daha varsın ki?…
Ve 3 dakika nihayete erdi…
Ve değişen ya da dönüşen hiçbişi yoktu…

Domateslerim Hormonsuz Olsun

zoey | 30 July 2008 17:01

domatesleri kader rendesinde rendeledim
bir kaşık olasılık salçası koydum renk versin diye
bir tutam biberiye ekledim ağzımda tadı kalsın tadının
birazcık fesleğen annemin öğüdü
bir diş sarmısak ayıp olmasın diye
tuzu pul biberi sırf alışkanlığ hayatın
ve
midye makarna…

biraz içine sızarım belki bu sosla….

İMKANSIZLIKSIZLIK

zoey | 24 June 2008 09:50

sana seni öldürmek istediğimi tüm samimiyetimle söylesem samimiyetime binaen buna izin verir misin?çünkü seni gerçekten öldürmek istiyorum
ve bunu yapamassam eğer bu durum bi tramva doğurabilir ve zamanla şizoit bi duruma dönüşebilir içimde…bunu istemezsin değil mi?
eğer ben seni tanıyorsam istemezsin ve bu yüzden;sadece benim iyiliğim için değil seninde ilerde bi gün “keşke buna izin verseydim” dememen için;yani senin içinde istiyorum bunu.çünkü sen iyi bi insansın yani benim gibi değilsin…neye göre mi o bildiğin kurallara göre işte…yolları gri yapan;koluma saat taktıran;gece olunca uyumam,sabah erkenden işe gitmem gerektiğini;paraya kutsal kitap kadar ihtiyacım olduğunu;big brotherin izin vermediklerine karşı çıkılmayacağını söyleyen kurallar gibi…kurallar o kadar çok ki…mantık kavramının egale olduğu tek diyar bu kurallar diyarı.ve ben şimdi seni öldürmek istemekle bütün kuraların dışına çıkacağım!buna izin verir misin?…seni öldürmeme izin verir misin…bana kendimi ilk ve son kez özgür ve samimi hissettirmek ister misin…bunu başkasından isteyemem…son kez soruyorum seni öldürmeme izin verir misin anne?

not:bu hikayedeki tüm unsurlar ve kişilikler hayal ürünüdür.

yalan ne de güzelsin…

zoey | 17 June 2008 14:33

-yalancısın biliyosun dimi?
-evet biliyorum ne olacak?ben böyle gayet iyiyim…sanada tavsiye ederim şiddetle!
-iğrenç ötesi bir varlıksın
-teşekkür ederim.
-ama hep böyle dört ayak üstüne düşmeyeceksin biliyorsun dimi.bir gün gelecek o zaman her şey boka saracak sen için.
-hııııııııı tabe tabe çok duydum ben bunları.38 yaşındayım ve hala bekliyorum o günü
-bende bekliyorum sabırla.
-merak etme eğer ölmüş olursan kabrini ziyaret eder haber ederim sana “bak dediğin oldu 50 yıl sonra olsada oldu” diye
-sen nasıl bi varlıksın ya?
-hıımm olmam gerektiği gibi tabiki
-lanet olsun o zaman!
-bilmukabele…
-erdem bu güzelim…
-yalanın erdemi mi?
-haaa bak şahane bi kitaptır o da dimi
-evet
-o zaman neymiş?
-neymiş?
-yalanın erdemi şahane bişeymiş…
-bi daha lanet olsun…
-bilmukabele

Ne dir bu nor mal?

zoey | 14 May 2008 12:39

hayat bi muallaksa ‘ne’dir nedir?
ne ye de eklersek bu nedir olur ya hani o zaman nedir bu…ve sorarım size nedir bu nor mal?ve tabi nor öbeği var bi de….(zoey)

Nor du ay bot of yu
Nor mandiya yani nor man dı ya o hesap.
Nor ad ren alin yani ren(bir geyik cinsi) alin heye can lan??? (untouchablezen)

dokunulmaztekamül sana bir sır vereyim mi?bu kop oğlan normandiya’ya üçüncü dünya savaşını başlatmaya gitti.Yüce Yaradan yardımcısı olsun.
ve dokunulmaztekamülün yukarda bahsettiği ren(bir çeşit geyik) o cins-ü hayvan belirsizlik normundan istifa edip burjuva köpeği olmaya hak kazanmıştır.kopanisti bunu protesto amaçlı salsaya başlamıştır…(zoey)

Danaya Mektup

zoey | 19 April 2008 23:18

“atladığımda farkettim hayat çok güzel” demişti tom tom
demek atlamak gerekiyor……………
hadi zoey iş başına!!
derken zoey uyuya kalır-hep böyle uluorta yerde uykuya kalıyo bu kızcağız-
uyandığımda kendimi bir otobanın ortasında buldum.arabalar, korna sesleri, bağırışlar…lanet olsun nerdeyim ben…ne oluyo burda diye bağırmaya çalıştığımda sadece bi dana sesi duydum.Yüce Tanrım neler oluyor böyleee?…koşmaya başladım;arabaların aralarından geçmek neden böyle zordu?kütlesel bir fazlalık hissediyordum mevcudiyetimde….sonra bi aracın yanına gittim.aracın içindeki kadın korkulu gözlerle bana bakıyodu.”defol pis sığır” diye bağırmaya başladı.ne sığırı ne diyorsun sen kadın demeye çalıştığımda gene o dananın sesini duydum.sonra birden arabanın camından yansıyan aksimi gördüm.işte orda koca bir dana bana bakıyordu!!!
bir kez daha lanet olsun;
ben bir dana olmuşum…
yoksa gregorun laneti miydi bu?onu odamdaki döşemede sıkıştırıp ezip geberttiğim günden beri her şey boka sarmaya başladı hayatımda.ve şimdi de bir danayım…
koşmaya başladım tekrardan, bu otobandan çıkmalıydım bi şekilde.arabaları ezip geçmenin bu kadar kolay olabileceini bilmezdim doğrusu…trafiği aştım sanırım ve ilerde ormanlık bir alan gördüm oraya doğru hızla yol aldım.insanın dört bacağı olunca daha da bi hızlı koşuyomuş.eee dana olmanında güzel yanları olmalıydı zati…sanırım ben sevmeye başlamıştım bu danayı…ben olan dana susanmıştı sanırım ki gördüğü ilk su birinkitisinden su içmeye başladı.tamamen içgüdüselmiş bu sanırım.nasıl su içebilirim diye düşünmeden su içer vaziyette buldum kendimi tıpkı su birikintisinin beş metre ötesindeki otları yemeye nasıl başladıysam.ohhh..karnım doymuş susuzluğum gitmişti yan gelip yatma zamanıydı.hey gidi günler insanken ne severdim yemek yiyip uzanmayı kanepemde…
derken uyandım!
rüyanın içindeki RİYAnın içindeki rüyaymış bu meğer…

NOT:bu yazımsı şey letter to dana eşliğinde meydana gelmiştir…ilgililere duyrulur.

Olasılık&Varsayım

zoey | 04 April 2008 02:57

olabilirliği yüksek bir konuda
olunabilmesi muhtemel
olunabilir bir durumda
olunduğu kadarıyla
“ol” dum işte

baktım arkamdan işler dönmüş baya bayaa
böle hikayeler yazılmış;paslar atılmış
partiler yapılmış
ağaçlarda yaşanmış
koğuşlar dolmuş taşmış
firketelerle çeyizler yapılmış genç kızlar kocaya kaçmış
kaynanalar ihtiyaçtan satılığa çıkarılmış
akşam haberlerinde part time göreve başlanmış
manikür pedikür yapılmış
mektuplar postalanmış
ama en çok şu tımarhene….
büyücü var yaaa
büyücü
seni kırovliye havale ediyorum
o verecek cezanı….

velhasılkelam
ne oluyo burda leeyynn edalarıyla gelmiş bulunmaktayım…