Kemerlerinizi bağlayın, uçuyoruz!
Hovercraft’ların tarihine hiç göz atma fırsatınız oldu mu? İlk hovercraft patenti, 1955 yılında İngiliz mucit Christopher Cockerell tarafından alınmış. Zamanının cidden çok ilerisinde bir dizaynın sonucu üretilmiş bir icattır kendileri. Amfibik yapısı ile bir ilk olmasının yanında o devirde toplu taşıma aracı olarak da gayet başarılı bir şekilde insana hizmet etmiş. Ta ki toplu ulaşımda rakipleri çok daha az yakıt tüketene ve tek dalda daha başarılı olmaya hedefleninceye kadar…
Birgün herkes uçacak demişmiydim?
İsminden midir ya da kaderinden mi bilinmez ama yine bir ilk hovercraft’larda yaşanıyor. Bu karada ve suda giden ürünümüz artık uçabiliyor da! Rudy Heeman tarafından Yeni Zelanda’da tasarlanan bu icat Flying Hovercraft (bkz yazı sonu notu) gibi çok yaratıcı (!) bir isme sahip. Flying Hovercraft W.I.G. (wing in ground) adı verilen bir yapı sayesinde 70km hıza ulaşıldığında yerden üç metre havalanabiliyor. Bu noktada bir uçak gibi flap’larını kullanarak süzülebilen alet uçmayı son derece kişiselleştirmiş durumda. Hem de kaptanlık lisansı gerektirmeden…
Aman abi nettin yaw? Uçurma kafaları…
Biraz teknik detaya girersek havalanma fikrini uçaklarda yaşanan ve (yer etkisi) ground effect diye adlandırılan bir etki üzerine kurulmuş. Bu etki piste inmekte olan uçaklarda rastlanan ve kanatlarla havanın yer arasında sıkışması sonucu bir nevi hava hastığı yaratmasıyla oluşuyor. Rudy ise bu etkiyi uçan hovercraftında sürekli kılarak yer ile arasında mesafeyi koruyabiliyor. Tabii bu etki kısa kanatları yüzünden onun en fazla üç metre yükselmesine olanak tanımakta.Motoruna göz attığımızda 1.8 litre Subaru motoru kullanan alet saatte 100km yapabiliyor. Uçarken en fazla 160 kilo ya tekabül eden iki kişi taşıyabilirken sadece hovercraft olarak kullanıldığında üç kişi kapasitesine çıkabilmekte. Yakıt tüketimine bakarsak, Hovercraft olarak saatte 10-20lt uçarken saatte 30lt 96 oktan yakıt tüketmekte.
Kaynak