bazı şarkıları dinleyince dünyadan tamamen uzaklaşabilen bir arkadaşım vardı,kendi kendine dalar giderdi.Bir başka arkadaşımda play-station oynarken kayboluyordu,bir diğeri sabahtan akşama kadar dalga teorisiyle uğraşıyor,momentuma kütleyi nasıl dahil edebileceğini düşünüp duruyordu,başka birinin kendini notaya,solfeje verdiğini hatta uluslar arası başarılar elde ettiğini biliyorum.Bir diğeriyse kendini yamaç paraşütüne adamıştı,bütün rutin işlerini bitirip haftasonunu beklemeye başlardı.Bu örnekleri o kadar arttırabilirim ki..Faydalı ya da faydasız,veya kimine faydalı,kimine faydasız..Öyle ya da böyle kimi insanlar bir şeylere tutkuyla bağlanabiliyorlar.Hayatlarının merkezine koysalarda koymasalarda,kimi insanlar kendilerinden uzaklaşabilecekleri dünyalar bulabiliyorlar kendilerine..Bu azmi,çabayı nereden nasıl temin edebildiklerine anlam verememişimdir.Ben de bir şeylere ne zaman tutkuyla bağlanabilirim.Galiba bunun tek nedeni maymun iştahlı oluşum ve hiç bir şeye karşı kendimi yetenekli görmeyişim.Tutkuyla yapabildiğim yegane şey okumak.Ama sanki bu da işin kolayına kaçmakmış gibi gelmiyor mu?ben uzaktan okur,önceden birilerinin yaşadığı heyecana ucundan kıyısından ortak olurum.Üstelik burnum bile kanamaz,oturup çalışmam,kafa patlatmam gerekmez…Burada hazır yaşanmışı var.ben dışardan seyredersem yeter mi?