kafamızdan geçemnleri bazen dıaşrıdan söylemek isteriz bazen işte bu sitede bu işe yarıyor diye ibliyorum bendüşüncelerimi rahat raht söylemek için evet ebn karamsar bir adamım bu ülkede zaten kaç kişi toz pembe görüyor ki ortamıherkes esoruma cevap vermeye çalışmış bazısı beni intahar meyillisi sanmış bazısıda kendi dertlerini ve yaşadıkalrını anlatmıl ben sizden beni sordum kendinizi anlatın demedim kiböyle bir hayatım var ve ne den yaşama gerekli sizce dedimyazımı öylesine okuyup cevap yazmış bir çoğu bazıları düşünmüş de tabi ama benim cevabı değil kendi yaşadıkalrını anlattmış onlarda:(evet hayat bir terazidir bence poztif v enegatif kısımalrı vardır .işte ben soruyorum pozitifler bende çok az olmasına rağmenneden hala bu anlamsız hayat devama ediyorum ???????bu soruyu intihar edeceğimden değil sadece soruma cevap bulmak için soruyorumdüşünceleriniz bekliyorum
yorumlar
🙂 just for smile
senin derdini çözemedim. Bence psikolağa git burda olmuycak bu.Aslaında cogu kişi sana örneklerle durumu anlatmaya calıstı . Ama en iyisini Orhan Veli şiiriyle cevap vermeyi secen arkadaş yaptı.. Anlayana artık ..Herkes aynı pencereden bakamıyor hayata .. Seninle benzer durumda olan binlerce kişi vardır .. Ama buna rağmen genelleme yaparak sunun için yasamalısın demek yanlıs olur .Çünkü diğerleri bundan yaşıyor gibi bir ornek vermekde yanlıs .. yaşa gitsin yaw .. Hiç olmaktan iyidir..Bi de ilk actıgın baslık altından devam edersen daha iyi olur ..Yorumlara cevap yazmak için yeni başlık acmana gerek yok diye dusunuyorum .. tabi istersen ac bana ne dirlik düzen acısından şeyettim..
en çözümsüz dertler kendi yarattıklarımızdır.bunlardan bazılerı uzun zaman içinde öylesine kök salar ki içimize, denizin içindeki “balık” gibi varlığımızla bütünleşir.ve bir gün gerçek sorunlarla karşılaşınca, kural olarak, olduğundan fazlasını hissederiz.işsiz kalırız, evimiz kötüdür, standartlarda, yaşamın çeyreğini harcadığımızın dank etmiş oluruz ve etrafımızdaki tüm duygusal destekler alıp başlarını bir bir çıkıverirler hayatımızdan.sonra bissürü bilirkişi türer etrafta.herbiri hayatın anlamını bir köşesinden tutup, anladıkları kadarını sana aktarmaya çabalarlar.boşunadır haliyle bu her daim eksik çaba.ben de o bilirkişilerdendim etrafımda gelişen bir çok nevroz için şu ana kadar.zaten nevrozun en iyi yanı iletişimi kendi iç dinamiklerinde daha iyi kurabilmesidir.yani bir nevrotiği ancak bir başka nevrotik en iyi anlar ne yazıkki.doktorlar ise farmakolojinin rahat koltuğundan kalkmazlar nevroz söz konusu olduğunda.o yüzden ilk tavsiyem doktora gitme.sana vereceği antidepresan sana plastik görüşler kazandırır ancak.peki bu desteksiz dünyada ve bu koşullar altında insan, neyden güç alıp yaşayacaktır.ilk olarak sana bi kitap tavsiyesi(felsefi ve öztürkçe deyimlerden başın ağrımazsa) : nietzsche – sisifos söyleni.burada hayatın nedenini değil de felsefi olarak nerede “dur”duğunu okursun.intiharın yüzde doksan nedeni ise gururdur.kişi işsiz kaldığı yada benzeri bir durumla karşılaştığı ve çözemediği için değil hayatını(tüm biriktirdiklerini) yaşadığı o ana sığdıramadığı için yaşamdan çekilir.(neyse sıkıldım) sıkıldım çünki sorduğun sorunun cevabı yok.fazla kişisel.yazdığım kadarı bir bütün olarak sana bi şey vermeyecektir.(bunu kendimden biliyorum)ama anahtarın küçük yontuları halinde çözüme yardımcı olabilir.daha saçma bi cevap için:(ilk insanlar bundan yirmi bin yıl önce erecticus değillerdi değil mi?tek unvanları sapiensti.elleri üşüdü diye doğruldular.yada bir şey taşımak için.teknoloji işte tam da orada başladı.hayvanlardan farkımız aslında ellerimizi kullanabilmemiz.sonrası fasafiso.bu fasafisoyu durdurmanın alemi yok.işte o yüzden yaşa.)
neye yorum ekleyeyim
neye yorum ekleyeyim
neye yorum ekleyeyim?