Puslu ve paslı herşey adınaYine yorgun,yine dalgın bir güne merhaba!Yorulmuş yolcularla girdik gün doğarken sabaha.İndik,bindik bazen de kederlendik.Bezginmiyiz,gezginginmiyiz biz hiç bilemedik.Yuttuk biz bazen en acımasız anları .Sindirdik.Yoksa ,yoksalarlamı kandırdık bu anlamsız yaşantıyı..Önce bezedik halka halkaÇalıştık yaşamaya.Apansız saplantılarla boğuştuk,yorulmadık.Her gün kirli perdelerle karşıladık.Bir elimizde sigaramız,bir yanımızda hayaller.Dağıldık durmadan,parçalandık.Oysa biz değimliydik kibrit kutularıyla oynayan.Hayallerimizi saklamadık mı ?Kibrit kutusunun içinde bir yere.Kırk çöp.Kırk anı deeğilmiydi? Yarısı duyguyla bezenmiş,yarısı sadece kibritten bir çöp.Anılarımızda bir gün bu taneler kadar anlamsızlaşmaz mı?Bir hikayecik vardı diye başlayan hayatlar,Sayfa sayfa kitaplar,romanlar,alabilirmiydi yaşanmışlıkların yerini.Sonra bir gün geldi büyüdük.Emirganın dili olsa ne derdi?O eşsiz Tarabyanın sahilleri,Ortaköy kumpircileri,Yürümenin zevki İstiklal caddesi ,eşsiz Kadırga …Nargileden alınan bir yudum öylece.Eminönü vapurları kalkmaz oldu şimdi.Martılar aç kaldı sen gittin diye,Kestane çıtırdamaz mısır patlamaz oldu.Patlasa da zaten tadı farklı oldu.Sen gitin gideli bir değişiklik oldu.Daha bir yaşlanmışım sanki,ayaklarımı bastığım toprakların bir kıymeti yok sanki.Senin bedenin gibi ,onlar da soğuk şimdi.Ne kibrit kutusu,ne de avutucu yaşantılarDoldurmuyor hayalini kurduğum seni ,sevgimizi,ne de günleri.Uyumak hiç bu kadar güzel gelmemişti bana.Hiç olmazsa sen varsın rüyalarım da.Gel yine oldu mu?Sualsiz,çıkarsız,beklentisizce gel.Hilesiz ,tüm benliğinle gel.Sevdalar bitmeden, umutlar sönmeden,gün doğmadan gel.Tüm anlamsız her şey adına gel.