Sevgili Günlük ,Yazı yazmak istediğim halde yazamadım uzunca bir süredir . Pek yoğun geçiyor işlerim .Sonra ev hayatım .İş yerinde yürüttüğümüz projede arkadasım #t ve benim üzerimdeki proje yükünü azaltacaklarına baska projeleri de ekliyorlar nitekim .Bununla ilgili 4 kasıma proje toparlama toplantısı yapmaya karar aldık ..İşlenmiş demir gibi ışıldarken yada bir makina edası ile stop düğmesine basılmadan calistiğimi hissediyorum .Özel hayayım ise karısık .Erkek arkadasımla gizli bir boykota üye olduk görüşmüyoruz. Maaile bize geldi bizimkiler. İş ve ev arasında gidiyorum . Nasıl bir şey uzun süredir yanlız yasadığım için sık sık ailemin yanına gitsem de uzaklasmıs olduğunuz gerçekliğini yitiremiyorsunuz. Ne onlar sizin bıraktığınız gibi nede siz .Öyle bir bocalamadayız ..Bazen mutlu bazen sıkıntılı oluyor. Ama söyle bir gerçekte varki .Aile gibisi olmuyor .Annem rahatsız halen biraz dinleniyor. Zaman mı annemi yoksa annem mi kendini çok yordu bilmiuoum . Erken yıprandı annem .Ve onun bu durumu beni çok üzüyor. Tansiyon şimdi kireçlenme .Insanlara söylüyorsun belki biraz derdini hafifletmek için anlamıyorlar günlük .Ne var ciddi bir şey değil diyorlar .İnsan gözünün önünde annesinin acı çektiğini görünce , ondan gidenleri , o sağlıklı güzel günlerinizi hatırlayınca hiç de hafiflemiyor söyledikleri. 5 sene sonra söyle olurmus kendine bakarsa sorun değilmiş miş miş..hiç bir söz hiç bir gerçekliği silemez .Ama hiç kimsenin gerçeği de acısıda sizinki ile örtüşmüyor.O yüzden daha az anlıyoruz karsımızdakini belki de kimbilir..Suan aklımda söyle bir an var.Daha sakarya ya yeni gelmişiz .Ufağım babam bisiklet sürmesini öğretiyor.Mavi yanlarında destekli olan bir bisiklet . Annem de lojmanın bahcesinde bize yemek yapıyor .Öyle bir pozumuz var . En güzel anlarımızdan belki de ..Ailemi düşününce çok şanslı bir çocuk ve genç olduğuma inanıyorum. Çünkü çevremdekilerine bakıyorum , biz çok mutluyduk annemin ve babamın aileleri bize karışmadıklarında .Sonra birden hayat dedemi aldı bizden .Annem için zor zmanlar basladı..Hala Artvin’de dedemin köyüne girdiğimizdeki annemin feryadı aklımda. Haber verdiler .Dedem ölmüş ama biz ağır hasta diye gidiyoruz. Sakaryadan artvin’e gece 11’de baslayıp ertesi aksam saati hatırlamıyorum karanlıkta biten bir yolculuk yaptık .Sonra köye bir araba bulduk .Dedemlerin ev köyün ilk girişindeki ev bir yamaçta. Evin bütün ışıkları yanıyordu. Ve bir sürü insan vardı .O zaman annem anladı bir şeyler var diye. Ama insan konduramıyor ki sevdiine ölümü. Taki köşeye dönene kadar .Dedemlerin bahcsinin ucunda annesi ve babasının yanında mezarı açılmıştı . Sonra bir sürü feryat figan.. Ölümü ve bir ölüyü gördüğüm ilk andı .İlkokul son sınıftaydım . Ben ne zaman toparladım kendimi bilmiyorum. çocuksanız 1 saat sonra bile gülebiliyorsunuz.Ama bir cenazeyi kaldırmanın yükünü ve annemin uzun sürecek buhranın dan dolayı çok çabuk toparlayamadım kendimi.Annem se 1-2 sene sürecek bir depresyona girdi. Oandan sonra o eski insan değildi .O eskiden gülen kızan ,bağıran coşan insan değildi .Çok sinirli bir kadına dönüştü sonraları . İşte o milattan sonra bugüne kadar geçen bir süreçte annemi hasta etti.. Umarım bundan sonra sağlığına sıhhatine kavusur canım annem ..Neyse işte aksam durup dururken bunlar geldi aklıma .Son zamanlarda kırgınım biraz neye olduğunu bilmiyorum ama . Belki yanlız kalışlarıma kırgınımdır . Yanlız diyince hem kitaplarım geliyor aklıma .Yine işte öyle bir andı . Kitap okuyor bir yandan da düşünüyorum .Genelde böyle anlarda çevreme soğuk ve duyarsız kalabiliyorum .Hep düşünüyorum hayatımda olanları insanları , işimi geleceğimi , bugünümü. Bazen yanlız bir odada sessiz ,sadece nefes sesinizi duyduğunuzda kaldığınız siz işte. Ne düşünülürse onu düşünüyor insan .Bir hayat yaşıyorsun ama ellerinin boş kalmasını istemiyorsun .Herkes gibi.Yapabileceğiniz daha fazla iken daha azı ile yetinme zorunda kalmak insanı hep üzer zaten..Erkek arkadasımın salı doğum günüydü .Bizimkiler burada olduğu için görüşemedik . Zaten zamanlarımız da uymuyor.Ben calisirken o uyuyor , o dolasırken ben uyuyorum .Ben dinçken o yorgun , o dinçken ben yorgun oluyorum . Yani ne konusabiliyor ne görüşebiliyoruz . Ben gmail’e bağlanıp onun bağlanmasını bekliyorken onun baska isi oluyor .Yada klasik cümlelerimiz ve vedalarımız … Ama Her şey bir gün güzel olacak öyle değil mi günlük …Evet her şey bir gün güzel olacak , sağlıklı ve mutlu kalacağız .Sonra işte bu yazılarda bizde yalan olacağız.. Ve Dünya bir gündür o da bugündür. Aslında hiç bir zaman bu sözü unutmakta istemiyorum .Yorumsuz bir hayat yaşayabilmek istiyorum.