“ Seçim de yaklaştı! Bir vatandaş olarak soruyorum size: “Kaçımız Afşin’in Keçisi olmuş sandık başına gidiyoruz …Oy atmaya mı yoksa kendimizi oynatmaya mı BU KADAR KOŞULLAN MIŞIZ? ”AFŞİN’İN KEÇİSİ“ Bir zamanlar Afşin adında muhterem bir kişi varmış. Yaşamını idame ettiği medresede eğitim vermek isteyince ahaliye haber salmış. Okuma-yazmaya istekli çoluk çocuk, yaşlı genç demeden herkesi medresesine çağırmış. Günler geçmiş, gelen giden olmamış. Bakmış bu böyle olmayacak: beslediği bir keçisi varmış, onu ahırından çıkarıp boynuna geçirdiği iple medreseye getirmiş ve karşısına aldığı keçiye başlamış tüm bildiklerini anlatmaya. İş bu ya her anlattığı bilgiden sonra keçiye anlayıp anlamadığını soruyor ve anladığını görmek için bir eliyle tuttuğu ipi çekiyormuş. Böylelikle keçi başını sallıyor ve Afşin de keyifleniyor ipin ucunun elinde olduğunu unutuyormuş. Gel zaman git zaman günler böyle geçmiş. Afşin anlatmaya devam etmiş, keçi de dinlemeye…Artık yapmak istediği şey öyle bir hal almış ki keçi ipi çekmeye gerek kalmadan her söylenene başını sallıyormuş. “Bu hikayenin sonunu siz tamamlamak ister misiniz?