çok garip… çok… son 3 gecedir yürüdüğüm bir orman yolu var kendisinin bundan haberi yok ama hayatımın en güzel anlarını geçirdim orda. kendisi çok endişeleniyor beni kullanıyor olmaktan. orman yolunu işkence sanıyor. belki de anlamıştır yüzümden onu bırakırken. arkamı dönüp giderken gözümdeki ışıltıyı görmüştür belki. kulaklıklarımı takıp 3 gündür “inadına” dinlediğim “without you i’m nothing” çalarken onunla eve kadar elele yürümüş yanağına bir öpücük kondurmuş (bugün o beni öptü yanağımdan) olmanın verdiği inanılmaz huzurla ve de kendimle başbaşa o orman yolundan geçerken ben dünyanın en mutlu insanıyım. her seferinde aklıma “peki yarın ne olacak? ne yapıyorsun? neden?” soruları gelse de bunları düşündüğümde sonra tekrar seni düşündüğümde ve sonra da “az önce düşündüklerim ne kadar boşmuş… ben aşık oluyorum… gerisi umurumda değil…” diye bırakıverdiğimde kendimi neredeyse sonuna gelmiş oluyorum yolun. zaten bi kaç adım sonra onu arıyor/mesaj atıyor “geldim… merak etme… ii geceler” diyorum. ardından eklemek isterdim… “seni seviyorum…” ama yapamam… çok üzerdi o zaman bu onu. hayır aşık etmeye çalışmıyorum seni bana… sadece çok isterdim seni seviyorum diyebilmek… merak etmesin yürürüm ben her gece orman yolundan sadece kendisini 5 dk. daha görebilmek için. elini 5 dk. daha tutabilmek için. her parmağına teker teker dokunabilmek için. aslında kendisine bakmak için girmiştim buraya yazı yazarken buldum kendimi. o umarım okumaz bunu… hiç istemiyorum acı çeksin. lütfen sessizce fısıldasın bana giderken “seni seviyorum” diye. yalan olsa bile böyle çıksın dünyamdan. 🙂 🙂 mesaj attı şimdi, şu an “bana karşı ne hissediosun?” diye. bu sefer tutmadım içimde söyledim… seni seviyorum dedim.. sanırım çıkacak dünyamdan sessizce. ama böyle olsun sonum. eğer yaklaşmışsam dibe geri dönüş çok daha uzun ve zahmetli bir yol. neyse… “her an aşık oluyorum sana daha çok. sürekli seni düşünüyorum. her an…”