yaşlanıp öleceğiz.hayatın tek ve en önemli gerçeği bu.gerisi boş.
bugünlerde yogunlukla hissettiğim şey bu . başka da önemli birşey yok aslında hayatta.çünkü ne yaparsan yap bu değişmiyor ve giderek yaklaşıyor.
yaşlanıp öleceğiz.hayatın tek ve en önemli gerçeği bu.gerisi boş.
bugünlerde yogunlukla hissettiğim şey bu . başka da önemli birşey yok aslında hayatta.çünkü ne yaparsan yap bu değişmiyor ve giderek yaklaşıyor.
yorumlar
keşfettiysen daha fazla düşünme. keyif almaya bak
öleceğiz.
işte benim dediğim de bu ya..eğlen gül oyna ama hala ölüyon..düşünmemek te imkansız..her taraftan birileri patır patır ölüyor..yakın akraba felan ölünce insan hissediyor ama aslında her zaman bu var..neyse..
her insan evladının başını bir dönem meşgul eder. sonra kendiliğinden geçer. sonra ilerde ahkam kesersin şöyle:”her insan evladının başını bir dönem meşgul eder. sonra kend…”
öleceksek ölelim.
Ölmesek neler olurdu bir düşünsene. Lisede öğrendiğimiz farelerle yapılan populasyon deneyini hatırlayalım: ilk başta herşey güzel giderken, nüfusun artmasıyla azalan yiyecek bulabilme oranı sonucu fareler birbirine giriyordu. Yani eğer doğal yollarla olmazsa, biz hallederiz gibi.
Paso savaş olurdu belki o zaman. Ya da sadece bu iş için görevlendirilmiş insanlar olurdu, vaktin geldiğinde gönderiverirlerdi seni. Vaktinin gelip gelmediğini anlamak içinde sana bi sayaç verirlerdi belki. Her yaptın eylemin bir kredisi olurdu. Kredin dolduğunda adamlar gelir, yapılması gerekeni yaparlardı. Belki o zaman daha mı iyi anlardık zamanın değerini be? Bakardık kredi doluyor falan, daha mühim işler yapardık. Ama belki de ahlaki ve kültürel sebepleri öne sürerek kredinin miktarını öğrenmene izin verilmezdi. Yani yine ne zaman öleceğini bilemezdin. Ama o zaman bununda piyasasını yapanlar olurdu. Belki gerçek belki sahte, fahiş fiyata senin kredinin şu andaki durumunu söyleyen korsan insanlar olurdu. Heralde Türkiye`de bu işi cinciler üstlenirdi.
Neyse, fazla mı dağıttım ben?
uyu biraz istersen 🙂