Yıl 1968, ABD-VİETNAM SAVAŞI…
Yarım milyona yakın ABD askeri Vietkong gerillalarıyla savaşıyor. Bir türlü temizlenemeyen bu gerillalar için ABD, “ceset sayma” adıyla yeni bir yöntem geliştiriyor….
Askere, “ ÖLDÜRME SERBESTİSİ” tanınıyor…Yani sivil asker ayırımı gözetmeden “atış serbest”…
16 mart 1968
My Lai köyü, charlie bölüğü tarafından sarılıyor…Ama köyde bir tek Vietkong gerillası yoktur…Amerikan askerleri köyde kimi bulurlarsa katlediyorlar…504 insanı,kadın,çocuk, yaşlı demeden vahşice öldürüyorlar, zevk için ırza geçip, evleri tarıyorlar…

Olay,tarihe “MY LAI” katliamı olarak geçiyor…

Hikaye bu!Komuta heyetinde,geçen dönemin dış işleri bakanı o günlerde yüzbaşı rütbesiyle başkan yardımcılığı görevini yürüten Colin Powell vardır…

Powell, 25 yıl sonra My Lai katliamını şöyle tarif ediyor; “ Kızıl derili toprağında gibiydik.Her taraf Vietkong kaynıyordu,yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu”
Değişen bir şey yok; 25 yıl sonra ABD işgal kuvvetlerinin, Bağdat’ın İshaki bölgesinde uyguladıkları katliam ile Afganistan’ın sivil halkına uyguladıkları vahşet aynı…Dünya, MY LAI, katliamını gene ABD’li bir gazeteci sayesinde öğrendi. AP adına Pentagon muhabirliği yapan Seymour Hersh…

Pulitzer ödüllü S.Hersh , ulusal kimliğini bir kenara koyarak, Washington’un dünyaya uyguladığı tacizci ve sadist politikalara “karşı durmaya” devam ediyor…Kimi ülkeler kurumlarının karakterini aynen halkına yansıtır…Biz böyle bir karaktere sahibiz, gerçekten de öyle değil mi?Suçluluk kompleksi, sorunları örtbas etme, yüzleşmekten kaçınma…Bunları dile getirenlere “vatan haini” etiketini yapıştırma kolaycılığı…
Kimi ülkelerde ise, halkın karakteri kurumları etkiler…Mesela Alman halkının karakteri Nazi imparatorluğunun gelişip büyümesinde önemli bir etkendir.ABD’ye baktığımız zaman, bu etkileşimden hiç birini göremiyoruz. Washington, Amerikan halkına aldırış etmiyor, Amerikan halkı da Washington’a…Belki de pragmatik Amerika’yı yaratan sistem böyle işliyor..
ABD’de Seymour Hersh gibi araştırmacı ve hümanist gazeteciler, kendi devletine karşı en acımasız eleştirileri yapan yazarlar hep olacaktır…Ama bunun yanında mazlumların tepesine balyoz gibi inen bir Washington’da olacaktır…En azından şimdilik!..