tchort (emperor, satyricon, carpathian forest, blood red throne) green carnation grubunu kurdu. sonra ara verdi. bu ara in the woods… oluşumuna sebep oldu. ama hayatını dolayısıyla bizleri de etkileyen kızının ölümüydü. daha sonra ise oğlunun dünyaya gelişi. (blessing in disguise kapağındaki çocuk: damien, oğlu ve omen‘e gönderme ve albümdeki the boy in the attic…) bu ölüm ve doğum green carnation grubunun 60 dakikalık tek şarkıdan oluşan (oha!) light of day, day of darknessşaheserinin yaratılmasına sebep oldu. antik çağlardan bu yana ilk defa bir obua bir heavy metal albümünde yer alıyordu; damien’ın doğum anı. damien alexander albüm belirli bir kategoriye sokulamaz zaten, bir yaşamı anlatıyor, ölümü ve doğumu. light of day, day of darkness yetenekli bir müzisyenin yaşama dair ağıdı ve umudu. kotarması ve dinlenmesi zor bir albüm. arkasından blessing in disguisegeldi. kelimelerin kifayetsiz kaldığı, vaatlerin verildiği an. garip bir ruh hali. tchor’un acısı ve sevinci, bizim haz almamıza neden oluyor.cruachaneski the pogues cadısı (hem grup eski hem de cadımız) shane macgowanceltica‘nın bir zamanlar omuz verdiği kelt klanı cruachan yeni albümünü çıkardı. ısrarla adımı vermek istediler. sen keltlerin anadoludaki gururusun dediler. gerek yok dedim. baktım ki bir karanlık çöktü gözlerine. ‘hadi’ dedim bir kağıt mendil uzatarak. ‘kabul ettim. yürüyün.’ pagan dediler.isveçli kardeşlerimiz beseech hüznün ve gazın beraber gittiği iyi albümler çıkarmışlardı. yenisi geldi: drama.drama diyince aklıma geldi. bjk takımının başına ırkçı lothar matthaeus yerine aklı başında del bosque getirildi. bu akıllı karar nedeniyle kendilerini kutluyorum. gerçi yeni başkanları yıldırım demirören, geçtiğimiz yıllarda almanyadan aldıkları devasa defans oyuncusu necat için ‘futbol oynayamazsa basket oynatırız ehhehe’ diyen bir kişiliktir. yeni beşiktaş yönetimi daha ilk gün çaya karıştırılan bir ilaç (nasıl bir nostaljik tekniktir?) vasıtasıyla gerçekleştirilen tecavüz eylemi nedeniyle bir istifa yaşamışlardı.cumartesi günü euro 2004 başlıyor. thierry “sen insan değilsin” henry (tieri anri diye okuyunuz, uzun kavgalar sonunda böyle karar verildi bre) ve saz arkadaşları favori ancak pagan kulunuz portekiz, hollanda, danimarka, çek cumhuriyeti gibi hareketli futbol oynayan takımlara odaklanmış durumda. artık gelenek halini almış, pazar günleri uygulanan ‘pagan baba gel gol at gel asist yap hey hey ho’ şenlikleri uyarınca hayatı ve kadınları sokaklarında öğrendiğimiz kadıköy esnafı avrupa takımları ile bizim muharebemiz arasında tercih yapmak zorunda kalacaklar. yazık onlara.kadıköy dedik de sanatkarlar sokağı (eski ali suavi sokağı) içinde sevgili anarşist dostumuz michael dickinson’ın ‘dop bush, dombili bush, puşt bush’ sergilerinden sonra “gelme bush” isimli kolaj sergisi var. gidin görün ben gördüm. bu sıcakta sıkıcı olur derseniz (ben dedim) isis’in bahçesi pek güzel bu aralar. kafa dinlemek ve kadıköy gökyüzünü izlemek hoş oluyor.hamdi abi ile adı geçen mekanda demlenirken, yüzünün gölgesi kültablama düştü. ‘söyle’ dedim ona hiç bakmadan. ‘pagan’ dedi. ‘ciğerim’ dedi. ‘diğerim’ dedi. ‘şu tariflerinden verecektin ne oldu’ dedi. gözlerim külleri uzayıp giden sigarama kilitlenmişti. dünya buna henüz hazır değil dedim. ölümün yeni bir başlangıca, başka dünyalara açılan bir kapı olduğunu, bir zamanlar yıldızlarla dolu göğün örtüsü altında bir çember yapacak şekilde dizilmiş, ortasında ateşler yaktığımız zamanlar geçti hamdi abi dedim. külümü yere atıp devam ettim. artık dünya geçti. noldor bir söylence oldu, tanrılar daha az görünür oldular ve savaşçılar ve denizden gelen kadınlar ve sokaklar ve… hamdi abi hırçın bir ses tonuyla sesimi kesti. ‘alt tarafı bir yemek tarifi verecektin. yengen adapazarına kına gecesine gitti aç kaldık evde ne saçmalıyorsun’ dedi. ‘hamdi abi oysa ben, oysa ben altın yolun tarifini istedin sanmıştım.’ nefes alış verişini dinledim bir süre. fonda love song çalıyordu tori amos söylüyordu. gözlerimi masaya yaklaşan boz kumruya dikerek ağır ağır konuşmaya başladım.pagan usulü yemek hamdi abi, bana ters ama istiyorsan (ki hamdi abi sırça kaşının tekini kaldırmış ters ters bakıyordu) pagan usulü barbekü karides yap hamdi abi büyük karidesler, kuyrukları temizlenmiş, sonra bacon dilimleri, ikiye bölünmüş halde olsunlar bir de herhangi bir barbekü sosu baconları ortadan ikiye kes ve hafif ateşte biraz pişir. baconı karidese sar ve bir kürdan ile şişe geçir. barbeküsü sosu dök ve ızgarada ya da fırında karides pembeleşinceye kadar pişir, çok pişirme tadı bozulur. yanına portakallı domates çorbası iyi gider 100 gr. kuru soğan, 100 gr. havuç, 10 gr. defne yaprağı, 5 gr. tane karabiber, 50 gr. margarin yağ, 10 gr. salça, 200 gr. domates, 40 gr. portakal suyu, birer tutam fesleğen, tuz, karabiber400 gr su lazım abi sonra yağı bir tencerede eritip ince doğranmış kuru soğan, havuç, defne yaprağı ve tane karabiberi kavurup domatesi de ilave et. ununu ve salçasını koy. tuz, karabiber ve fesleğen ekleyip, portakal suyu ve su katarak kaynat. kaynadıktan sonra süzdür ve üzerine fesleğen serp. çikolata aromalı likör (godiva olsun) üzerine bir çay kaşığı koyu krema koy, öyle iç. ne diyim ben sana.doom metalin babalarından candlemass, messiah marcolin ile yeniden toplandı ve aynı hızla dağıldı. oha. mevsim değiştikçe denizin çağrısı kuvvetleniyor. hem eskilerin dediği gibi, ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?