öyle gözüküyor ki hiç sağlam eleştiri görmemişsiniz. bu konuşmada sağlam olan tek şey aköz’ün göbeği. onun dışında kendisinin, yapılan röportajı özetlemekten başka söylediği hiç bir şey yok. sadece “şaklaban” diyerek sağlam eleştiri yapılmaz. öyle olsaydı bu sitedeki bir çok kişi eleştiri yapıyor kabul edilebilirdi. “mahalle delikanlısı” hareketleriyle yaptığı bu kuru konuşması yerine, geçen hafta yazdığı akıllara durgunluk veren şu yazıyı koysaydınız bize tartışmak için daha iyi bir alan yaratırdınız. sorunu kökten çözen bu yazısında diyor ki kendileri, artık mahalle diye bir kavram yoktur, bu yüzden mahalle baskısı diye bir şey de yoktur. buyrun burdan yakın.
Adam mahalle baskısı geyiği yapanları, amiral gemisinin kaptan koltuğunda oturup toplumu bilinmez maceralara doğru itenleri gayet basit önermelerle ve ıspatlarla deşifre etmiştir. Asıl amaçları hakkında bilgi vermiştir.Senin dediğin yazı da ise bizzat Mardin Hoca’nın olabilir dediği mahalle baskısının olmayacağını ıspatlamıştır.
toplumun amiral gemisinde oturanlarda neymiş ki? beylik laflar durumu kurtarmıyor maalesef. verdiğiniz linkte emre aköz şerif mardin’in söylediklerini kekeleyerek tekrar edip, bulduğu tek neticenin türbanın üniversitelerde yasak olmaması gerektiğini söylüyor. diğer taraftan kendinizin verdiği linke tıklayıp tekrar röportaja bakarsanız, şerif mardin’in aslında tek ve net söylediği şeyin, “önümüzdeki dönemde kadınların çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacağı” olduğunu göreceksiniz. burda türbandan falan bahsetmeden sadece kadınlardan bahsediyor dikkatiniz çekerim. ama bundan kimse sözetmiyor o ayrı.benim verdiğim linkte de mal bulmuş mağribi gibi mahalle yoktur, mahalle yoktur diye bağırıyor. plazada oturmaktan mahalle kavramını sadece mahalle’nin muhtarları üzerine kurguladığından olsa gerek. mahalle’nin mahal kökünden geldiğini, dizilerdeki gibi o mahalde yaşayan insanların tümünün birbirini tanımadığını, ama istanbul’da dahil olmak üzere bir mahalleye giderken saçınıza, başınıza, giysinize, tavrınıza dikkat etmeniz gerektiği gerçeğini değiştirmiyor bu durum. yani ben saydım mahalle yoktur sözü bize hiç bir şey anlatmıyor pratikte.ve son olarak, verdiğiniz linkleri muhakkak iyi okumalısınız. kendinizin mimlediği bu röportajda -sizin deyiminizle- mardin hoca’nın “mahalle baskısı” lafı etmediğini, “mahalli çıkarların milli çıkar haline gelmesinden” bahsettiğini göreceksiniz. takipçisi olduğunuz medyadan gelen şiddetli rüzgarlara göre nasıl savrulduğunuzun umarım farkına varırsınız. daha önce türkiye’deki dinamiklere ışık tutan bir röportaj diye mimlediğiniz yazıdaki çıkarımların şimdi yanlış olduğunu söylüyorsunuz. üstelik bunu söylerken de şerif mardin’in söylediklerini de yanlış okuyorsunuz. bu nasıl bu muhaliflik ben çözemedim.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
öyle gözüküyor ki hiç sağlam eleştiri görmemişsiniz. bu konuşmada sağlam olan tek şey aköz’ün göbeği. onun dışında kendisinin, yapılan röportajı özetlemekten başka söylediği hiç bir şey yok. sadece “şaklaban” diyerek sağlam eleştiri yapılmaz. öyle olsaydı bu sitedeki bir çok kişi eleştiri yapıyor kabul edilebilirdi. “mahalle delikanlısı” hareketleriyle yaptığı bu kuru konuşması yerine, geçen hafta yazdığı akıllara durgunluk veren şu yazıyı koysaydınız bize tartışmak için daha iyi bir alan yaratırdınız. sorunu kökten çözen bu yazısında diyor ki kendileri, artık mahalle diye bir kavram yoktur, bu yüzden mahalle baskısı diye bir şey de yoktur. buyrun burdan yakın.
Adam mahalle baskısı geyiği yapanları, amiral gemisinin kaptan koltuğunda oturup toplumu bilinmez maceralara doğru itenleri gayet basit önermelerle ve ıspatlarla deşifre etmiştir. Asıl amaçları hakkında bilgi vermiştir.Senin dediğin yazı da ise bizzat Mardin Hoca’nın olabilir dediği mahalle baskısının olmayacağını ıspatlamıştır.
toplumun amiral gemisinde oturanlarda neymiş ki? beylik laflar durumu kurtarmıyor maalesef. verdiğiniz linkte emre aköz şerif mardin’in söylediklerini kekeleyerek tekrar edip, bulduğu tek neticenin türbanın üniversitelerde yasak olmaması gerektiğini söylüyor. diğer taraftan kendinizin verdiği linke tıklayıp tekrar röportaja bakarsanız, şerif mardin’in aslında tek ve net söylediği şeyin, “önümüzdeki dönemde kadınların çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacağı” olduğunu göreceksiniz. burda türbandan falan bahsetmeden sadece kadınlardan bahsediyor dikkatiniz çekerim. ama bundan kimse sözetmiyor o ayrı.benim verdiğim linkte de mal bulmuş mağribi gibi mahalle yoktur, mahalle yoktur diye bağırıyor. plazada oturmaktan mahalle kavramını sadece mahalle’nin muhtarları üzerine kurguladığından olsa gerek. mahalle’nin mahal kökünden geldiğini, dizilerdeki gibi o mahalde yaşayan insanların tümünün birbirini tanımadığını, ama istanbul’da dahil olmak üzere bir mahalleye giderken saçınıza, başınıza, giysinize, tavrınıza dikkat etmeniz gerektiği gerçeğini değiştirmiyor bu durum. yani ben saydım mahalle yoktur sözü bize hiç bir şey anlatmıyor pratikte.ve son olarak, verdiğiniz linkleri muhakkak iyi okumalısınız. kendinizin mimlediği bu röportajda -sizin deyiminizle- mardin hoca’nın “mahalle baskısı” lafı etmediğini, “mahalli çıkarların milli çıkar haline gelmesinden” bahsettiğini göreceksiniz. takipçisi olduğunuz medyadan gelen şiddetli rüzgarlara göre nasıl savrulduğunuzun umarım farkına varırsınız. daha önce türkiye’deki dinamiklere ışık tutan bir röportaj diye mimlediğiniz yazıdaki çıkarımların şimdi yanlış olduğunu söylüyorsunuz. üstelik bunu söylerken de şerif mardin’in söylediklerini de yanlış okuyorsunuz. bu nasıl bu muhaliflik ben çözemedim.
bu bu vebusafsata yapıyorlar canım…
rauf un her tarafı sağlam olsa ne yazar, eleştirse kim takar?
bekledim bir gösteren çıkar diye ama yok. neyse.asıl link bu. buna konuşun.
hade bakem, düdüğü öttürdü hakem! konuşun. yazsanızda olur.