hepimizin etrafında tanıdığımız en az bir kpss mağduru vardır hatta eğitim fakültesi mezunuysak mağdur benim diye parmak kaldırmak farz olmuştur artık.öss gibi bir sınavı kazanmış olmanın hazzını yaşıyorsunuz (boşuna). bizim yaşadıklarımızı bizden sonra gelen öğrenciler yaşamasın diyorsunuz (boşuna). eğitim fakültesini tercih edip, dört veya beş sene üniversite eğitimi gördükten sonra onurlu bir törenle diplomanızı alıyorsunuz (boşuna). önünüze kpss diye bir sınav koyuyorlar ki hayatın adı oluyor (en dolusundan).boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı! hesabı arada derede ne yapacağını şaşıran bir öğretmen olarak beklemek hayatı D:???
kadrolu öğretmen olarak atanmak için, eğitim konusunda senden ahım şahım artı bilgisi olmayanlar tarafından hazırlanan, cevapları sır gibi saklanan bir sınavdan neredeyse full yapıp en az 80 puan (branşlara göre değişiyor) almak zorundasınız.peki bu sınavda senelerce yetişen bir öğretmende neyi ölçüyorlar?1-öğretmenlik formasyon bilgisi :=)2-matematik bilgisi :=)3-türkçe bilgisi :=)4-tarih bilgisi :=)5-coğrafya bilgisi :=)6-anayasa bilgisi :=)kpss’ ye uzak arkadaşlar bu sınavı dpy sınavıyla falan karıştırmasın bu gördüğünüz kpss sınavının içeriği evet devlet parasız yatılı sınavına gider gibi bütün öğretmenler toplanıp bu defalarca çözdükleri soruları bir daha çözmek zorunda kalıyorlar.
ölçsünler ölçsünlerde bu bilgiler zaten o sınava giren bütün öğretmenlerde var ama sözel branşa sahip öğretmenler sayısal alanda, sayısal branş sahibi öğretmenler sözel alanda birbiriyle yarışıyor bir de beden eğitimi, görsel sanatlar, müzik, din ve ahlak bilgisi öğretmenleri ise sayısal-sözel arasında kalıp hepsinde yarışıyorlar. çelişkiler diz boyu batmayalım diye yüzeysel olarak inceleyelim.ilginçlikler çok tabi ama mesela matematik öğretmeninin matematik konusunda kendini kanıtlamasını isteyen devletimiz, görsel sanatlar öğretmenimizin resim konusunda kendisini kanıtlamasına ihtiyaç duymuyor. öğretmenlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğunu ağızlarından düşürmeyen, bir öğretmen öğrencilerine karşı her zaman ilgili ve alakalı olmalıdır diyenler, sınavda malesef bu kutsallıkları hiiiiç aramıyorlar.kadrolu olarak atanamayıpta sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlerimiz ise hala harıl harıl kpss’ye çalışıyorlar kadroya geçebilmek için. peki sözleşmeli olarakta çalışamayıp, ders ücreti karşılığı öğretmenlik yapan arkadaşlarımızın hali? inanın en fazla 500ytl alıyorlar ayda :(ne kadrolu, ne sözleşmeli, ne de ders ücretli olarak yer bulamayan arkadaşlarımız ne mi yapıyor? kurtlar sofrasının tam ortasına düşüyor. 🙁 sabah 8 akşam 8 çalışmak, stajerliklerinin 2 yılın sonunda kaldırılacağını kabul etmek, sigortalarının yatıp yatmayacağının meçhul olduğunu bilmek, her an işinden kovulma riskiyle yaşamak zorlarına gitmiyormuş gibi, maaş olarakta yol parasına kanaat etmek zorunda kalıyorlar. dershane öğretmenlerimiz ne yazık ki en azından bir işte çalışabilmek için sırtlarından para kazanılmasına razı olmak zorunda kalıyorlar.devletimiz malesef kendi memurunu hemde senelerini verip öğretmen olan memurunu, küçülttükçe küçültüyor ve onlardan bir nesil bekliyor.saygıdeğer öğretmenler! bu haliniz devletin eseridir ama gönlümüzdeki tahtınızı hiç unutmayın ve gelecek nesillerimizi devletin gözündeki değerinizle değil bizlerin kalbindeki değerinizle yetiştirin.