herhalde düşünen, olayları sürekli irdeleyen, sıradan günlük yaşam sınırları dışında farklı bir anlayışa sahip

insanların hepsi için geçerli bu. bilginin karşı konulmaz çekiciliği, yaşamın gizemi, sorular ve verilmesi gereken

cevaplar. işte tüm bunlar insanın, kavrayabilen insanın, zihninin kapıları aralamakta(açmakta).

bu açılışın kesinlikle

bir sonu yok, tabii ölümü saymazsak. o zaman tüm kapılar bir daha açlımamacasına kapanıyor. belki de tek son bu.

bunun dışında açmaya başlamışken kapıları, geri dönüş zor. ne kendini yeni kapıları açmaktan alıkoyabilirsin, ne

de açtıklarını kapatabilirsin? işte bu noktada bu sözdeki gerçeğin karşıtı var olabilir mi diye bir soru takılıyor akla.

“kapıları kapatırsam? kapatabilirsem!” mümkün mü? mümkünse sonuçları neler? yine bir seçim verilse hangisi

kabulünüz olur “evet ben kapıları açmak istiyorum” mu yada “hayır bırakın kapıları kapalı kalsınlar” mı?

aslında bilinmezliğin gizemi, çekiciliği ile karşılaşıldığında kimsenin kapıları kapalı tutmak isteyeceğini

sanmıyorum. ancak bu noktadan sonra, karşılaşılacaklar sorun olabilir. gerçeği söylemek gerekirse sorunlardan

ziyade eylemi gerçekleştiren kişide çözülüyor problem. güçlüysen, cesaretin varsa (kimine göre içinde biraz delilik

varsa) kapıları açmanın pek güçlüğü yok. belki bazı zamanlarda, bunalırsan kapıların kapalı olduğu bir hayat

istersin. ama seçimini yapmışsındır ve geriye dönüş yoktur ve bazı sıkıcı dönemleri atlatıp yoluna devam edersin.