Şu kesin ki bu dünyaya herhangi bir seçeneğimiz olmadan geldik. Biz küçük birer sperm hücresi iken tek amacımız bizim gibi yumurtaya ulaşmaya çalışan diğer spermlerden daha hızlı olup onları alt etmekti. Durumun en kritik noktası ise bu denemeyi sadece bir kez yapabiliyor olmamızdı. Başardık. Şimdi ise yaşamda tek bir şansımız var. Bir kez daha yaşayamayacağız ve kimse de ölümsüz değil. Bu nedenle yaşamı eğlenceli kılmak ve her anımızdan keyif almaya çalışmak hakkımız. Her ne kadar “hakkımız” derken birinci çoğul şahıs eki kullansamda aslında şu anda kendi kendime konuşuyorum. Her neyse… Konuya geri dönersek, aslında kesinlikle “Carpe Diem” destekleyicisi veya uygulayıcısı olduğum söylenemez. Çoğu zaman sonrasını düşünürken bugünü mahvetmek gafletinde bulunmaktan kaçmam.Bugünün önemini kavramak ve gelecekle ilgili plan yapmayı unutmamak klişe gibi gelse de yapmamız gereken tam anlamıyla bu. İnsanlar genellikle yaşadıkları anın tadını çıkartmaktan kaçınmazlar. Ancak asıl mutluluk için sabretmek bir şarttır. İnsanlar genellikle her şeyi bir seferde ellerine geçirmek isterler. Oysa ki acele işe şeytan karışır.Biz şu yazının başında bahsettiğim sperm hücreleri iken böylesine karmaşık bir dünyaya geleceğimizi bilsek diğerlerine üstünlük sağlar mıydık? Ama onları yendik. En azından bu hepimizi kazanan yapar… yahut kaybeden.