bildirgec.org

sabır hakkında tüm yazılar

Simetri Hastası!

Cali Kusu | 30 April 2011 12:06

Sabrımı deniyor cahil zaman. İki de bir basıyor damarıma. Cahilliğine veriyorum. Basit tebessümlerle affediyorum. Her affedişimde tekrarlıyor hatasını. Ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum ki. Sürekli bir mesafe koyuyor onunla arama. Onu benden kıskanıyor mu acaba? Yok artık!

ANNELİK

esra7909 | 26 April 2011 11:33

Bir çocuk düşünün…Doğdu doğalı hastanelerde ameliyat masalarında olan bir çocuk.Annenin onu yaşatma sağlıklı tutma çabası.Çoğu zaman yalnız mücadele etmesi.Kalp,böbrek,koah hastalığı bunun yanında da ağır zihinsel özür.Anlatırken bile içi acıyor insanın…6 yaşında ve yaşıtları okullarda eğitim alıp sokakta oynarken o sadece evinin camından balkonundan bakıp kendince sesler çıkararak eğlenmeye çalışan bir melek.Doktordan beyaz önlükten hatta korkan bi çocuk…Abisi ile bile doya doya oynamayan yorulan tıkanan bir kardeş.Annenin kimseye anlatamadığı korkuları,kendini anlatamadığı yakınları,eşi bile anlamazken diğerleri nasıl anlasın…

Ben Birşeyler Yapacağım !!!

Cali Kusu | 02 February 2011 09:22

Güzel bir fikrim var benim, bi an önce uygulayıp paketleyeceğim sonra rafa kaldırıp tozlanmasını bekleyeceğim. Tozlanan fikirlerimi temizleyip tekrar tekrar ortaya sereceğim kirli çamaşır serer gibi milletin gözününe girsin die çabalayacağım. Sabah erken kalkıp süperman olacağım, geceleri örümcek adam, canım isterse bazende kedi kız olabilirm. Bu benim fikrim herkes gibi erken kalıkıp şarkıcı olabilirim…

ben mi ağırım kurşun gibi, yoksa mermi gibi mi sözler?

scapegoat35 | 05 January 2011 16:50

günlerdir dalgın dalgın geziyorum.

neden birisine yardım ettikten sonra, yardım ettiği kişiyi ezer ki insan? ya da yaptığı iyiliğin yükünü hissettirir? o zaman bu iyilik olur mu ki?
olmaz olsun dedirtmez mi insana? al diyetini deyiverip kolunu kesesi gelmez mi insanın?

sabır sarı…

witamin | 26 June 2010 10:44

Bahara dönüktü yüzüm,
yeşil yapraklarım,
pembe düş tozu çiçeklerim,
biriktirdiğim çiğ damlaları,
güneşe açılan kollarım,
senin içindi.
geçti…

Güneşi beklerken yağmur, meltemi beklerken bora,suyu beklerken ateş,seni beklerken…
ve döküldü düş tozu çiçeklerim,
kollarım teslim zamana..
bu yaz da yere bakacak gözlerim,sözlerim,özlerim…

sonbahara dönüktü yüzüm,
sabır sarı yapraklar,
yağmura dayanan kollarım,
daha çok zaman vardı yaza,
yaz vardı öyle değil mi ama?

Küçük kırmızı kar tanesi…

| 08 September 2009 13:32

Bir işte ne  kadar tez canlı olursam o kadar mesafe kaybına uğruyordum. Heveslerim tarif edilemez bir hıçkırıkla son buluyordu. Herşey bir an evvel olsun bitsin düze çıkayım istiyordum. Amansız bir Aşk’ın pençesine düştüğümde “Sabır”” kapılarını açmamıştı henüz bana. Şımarık bir kız çocuğu gibi reddedilmeye hiç ama hiç alışkın değildim olmadım da. kapattı bana kapılarını.. Ne kadar çırpındım bilemezsiniz.. Söylediklerimi anlamıyor anlasa bile ertesi gün olduğunda farklı bir insanmış gibi benimle farklı bir havada sohbet ediyordu. Çok içerlemiştim çok. Dayanamıyordum . Dayanılacak gibi de değildi zaten. İçimi ona açmadım. Küçük düşüremezdim kendimi. Diyorumya ilk kez başıma geliyordu böylesi. İnanmak istemiyordum. Kim ile dertleştiysem paralel görüşlerle ; Bu adamdan sana yar olmaz  demişlerdi. Buna asla inanmadım inanmak da istemedim ayrıca . Rabbim bu hadise süresinde   bana o kocaman sabrı verdi.  Dile kolay bir sene…Sabrettim sabır ne güzel şeymiş ya beklemek. Koşa koşa annesine sarılan bir çocuk gibi hızlı fakat bir o kadar uzun. Hani kavuşamazsın ya. Ama o umudu taşırsın. Sonunda ne oldu biliyormusunuz . Kabüllendim sahiden de bu adamdan bana yar olmazdı . Olmadı . Zorla güzellik olmuyor. Sittin sene de geçse olmayacak . Ama asla unutmayacağım. Hayata daha sağlam basmaya başladığım o günlerde faydasını şu aralar çokça  gördüğüm Sabır hediye edildi bana tarafından . Çok teşekkür ediyorum ona eğer beni duyuyorsa, bu yazı bir gün eline geçerse sahiden minnettarım. Sabır en büyük erdemmiş bende gökyüzünden düşen küçük kırmızı  kar tanesi :))

Bayan sürücünün anıları 1

nacak | 22 May 2009 12:58

Ehliyeti aldığım ilk gün …..
Ehliyet kursundan direksiyon hocamla konusuyoruz .
-Aman kızım trafiğe çıkacağın gün bana haber et olur mu ? diyor bana . Hemen balıklama atlıyorum.
-Hayırdır hocam , neden ?
-Ben o gün trafiğe çıkmayacağım .
Gülüyoruz hep birlikte .

Arabayı aldığım ilk günler …
Geniş , boş bir pazar alanında çalışmaya başlıyoruz .Sonra bir bakıyorum dikiz aynasından . Arkamda kocaman bir konvoy oluşmuş .Ben sağa dönüyorum arkamda koca bir konvoy -ben diyeyim 10 araç siz deyin 20 araç – sağa dönüyor . Sola dönüyoruz yine hep birlikte , konvoydakiler ve ben . Ne oluyoruz anlayamadım önce . Acaba trafiğe çıkacak olmamı protesto etmek için toplanmış bir grup mu ? Ya da direksiyon hocam mı ayarladı bunları ? Bu düşünceler arasında bir sağa bir sola dönerek pazar yerinin içinde habire dolaşıyoruz.

Sonra anladı gariplerim benim acemi bir sürücü olduğumu ve pazar yerinde çalıştığımı . Meğer belediye hemen yakındaki ana yolu kapatınca , ara yola sapan herkes soluğu pazar yerinde almış. Durum anlaşılınca beni takip etmekten vazgeçip ayrıldılar artık peşimden …

Bana neler oluyor rabbim???

gazikayhan | 22 December 2008 13:34

İnsanın sabredemeyeceği şeyler öyle çok ki, musibetlere karşı sabır, nimetlere şükrünü eda etmede sabır, kullukta sabır, günahlara karşı sabır..İnsan bütün bunlarla nasıl başedeceğini bilemiyor. Yeri geldiğinde isyan ediyor, yeri geldiğinde yaşamaktan bile imtina edebiliyor.

Gerçekten de insan farkında olsa da olmasada bir şekilde bu yollarda yolculuk edip, kimi zaman pişiyor kimi zaman da başkaları tarafından pişiriliyor.. Tabi bazılarımız pişerken fokurduyor, bazılarımız ise sesini bile çıkarmıyor..

Kurbandan önce aziz doktorlarımızın her defasında artık bu “son” dedikleri yeni bir operasyon yaşadım, her ameliyattan önce sevdiklerime onları son görüşüm diye bakıp vedalaşmıştım.. Ancak bu son ameliyatımda öyle birşey yaşadım ki, günlerdir Allahım bana neler oluyor bana ne yaptın, bu ben miyim? Demek ve haşa isyan noktasında olma durumundayım..

hüzünn

zeys | 05 October 2008 11:37

Çocukken.. çoocuk cagımdayken aklım henuz bır cok seye ermemısken herseyden uzakken yazılarım olurdu sonu bır turlu gelmeyen yazılarım..yazardım hepp..başlık genelllıkle aynı olurdu..
merhaba benle kalan tek sey kagıdım kalemım ve beyaz bır kagıdım..arkaası ıse hep aynı gelırdı o saf dusuncelerım soylerdı kı hayatım da keske boyle beyaz bı kağıda benzeseydı hayatı hep bı beyaz kagıda benzetırdım sankı kalem ben kagıt ta hayattı..ama anladım kı ..her zaman kalem ben olamıyormusum kagıt da her zaman hayatım olmuyormus….saat bılemıyorum kactır kaca varıyordur.. tek bıldıgım ..dudaklarımın büzülüşü aglamaktan korkum.. aglamaktan korkuyorum ..cok fazla aglamıyorum aglayınca da bı turlu susamıyorum..cok sey ızlıyor cok olaya tanıklık edıyorum ama sadece ızlıyorum bazen o hıc sevmedıgım dızılere takılıyorum.. sonra bı huzunle fırlayarak kalkıverıyorum cunku bana hersey benı ,hayatımı ,kararlarımı ,huzunlerımı ve en cok ta kırılan umutlarımı isteklerımı hatırlatıyor..her sahne bende buyuk bir ız bırakıyor..kactıgım hıc bırsye pesımı bırakmıyor..azmedıyorum ama kapılarım hep aynı yere cıkıyor..acılan kapıda gene aynı ruzgar ve gene aynı agacı goruyorum ruzgara kapılmıs yapraklarını savurmus solmus gene aynı ağacı goruyorum..
yıllarr cok hızlı gecıyor..benı benden alıyor yasam denılen sey..ıcımdekı saflıkları temızlıklerı sılıp supurmeye baslıyor..cunku o saf dusunceler o kadar cok yıkılp kırılıyor kı anlıyor.. uzulmemek kırılmamak yıkılmamak ıcın onlar gıbı olmalı ıncıtmemek ıcın kendını ıncıtmeyı unutmalı.. hayatından hayat feda etmeyı unutmalı..kendın ıcın yasamalı ..once kendın dıyor hayat…önce kendın..