Arkadaşlar mezun oldu. Ben daha olamadım. Aslında çok da üzülüyo değilim 1 sene uzadığına. Zaten ben gibi birçok arkadaşım ve zaen mezun olucak duruma çok olan arkadaşlarım var. Yalnız kalıcak değilim. Ama ailemdeki psikolojik baskıdan bunalım. Bide geçen gün mezuniyet töreninde arkadaşımın babası “sıkma canını ya biter” dedi. Sıkmadığım halde canım sıkıldı bir anda 🙁
Tatu’nun not gonna get us isimli klibi bana Jean-Christophe Grangé’ın Leyleklerin Uçuşu kitabını hatırlatıyor. Bir acaip oluyorum. İki kız kaçıyorlar. Sınıf fotoları falan gösteriliyor klipte. Bir acaip oluyo içim.
Bir arakadaşım var böyle arada bir ingilizce konuşuyo kıl oluyorum, boğasım geliyor o anda. Geçenlerde tavla oynuyoruz beraber oyun boyunca kullandığı kelime ve cümlelerin belki %90 ı ingilizceydi yaa. “ohh yea” “It’s time to eat” “fayf five” … Hoşlanmadığımı kızdığımıda belli etmeye çalıştım ama nafile. Zor tuttum kendimi patlalamamk için. Şimdi konuşsam bişey söylesem onun düşüncesinde kötü olucam, haksız olan ben olucam. 🙁
Bide geçen gün bir hocamızın arabasına bindim. Koltukta kitapları vardı. elime aldım tutuyorum. Arabadan aynı yerde inicektik. inerken “hocam alıyım mı bunları dursunlar mı burada” diye sordum. Bana “wait wait” dedi ya gayet ciddi. Geçen sene amerikaya gitmişti. Onun etkisi galiba diye düşündüm. Ama bana bunun gibi olaylar hiç gerçekçi gelmiyor. Çocukluğunuzdan beri Türkçe konuşup Türkçe düşünüyorsunuz. Sonra bir senede ingilizce gelip bunun üzerine yuva kuruyor, arada bir karıştırıp ingilizce cümle ve kelime kullanıyorsunuz. olucak iş değil. Mantıklı değil bir kere. Neyse.. Bide üstüne milli eğitim bakanı geçen gün marifetmiş gibi edebiyat liseleri açılacağını söyledi. haberleri dinlerken aa ne güzel bir şey diye düşündüm. ardından bombayı patlattı ağırlıklı olarak fransızca! şok oldum ya.
yorumlar
geçen sene falan olsaydı okulumun uzaması sonucu küçük bir kalp krizi, mide kanaması vs. yaşardım. şuan gayet serin kanlı yaymış kaseyi yatıyorum. yaz okulunda karın ağrısı bir dersi veremezsem okul bir dönem daha atarak bir yıl uzamış olacak.saçma sapan derslerden okulu uzattığıma mı? yoksa gerzek tiplerin mezun olmasına mı? yanmaktasa benim gibi okulu uzatan, sevdiğim arkadaşlarımla bir sene daha birlikte olabilmenin güzel olacağını düşünüyorum.geçenlerde okulu bitiren bir arkadaşım mesaj atmış “özledim sizi napıyorsunuz, günlerim sıkıcı geçiyor” diye bende halimizden çok memnunuz, iyiki uzatmışım okulu sefam olsun temalı bir cevap yazdım.aile cephesinden yaklaşınca teyzem iyi ki uzattın diyor bırak rahat oku falan keza eniştle de öyle, pederin haberi yok geçen gün attığım e-maili okursa olucak ancak çokta umrumda değil zaten.rahat olmak lazım bu konuda, kaybedilen şeyler değil de nelerin kazanabilineceğine bakılmalı.ingilizce mevzusuna gelince bende zil-zurna sarhoş olunca ingilizce konuşmaya başlıyorum yarım yamalak. onun dışında ise teknik mevzular olmadıkça kullanılması hoşuma gitmiyor pek ama eşşekliğim tutup muhabbet arasında bir kaç cümlede sokuyorum mutlak. bunun sebebi sanırım sürekli yabancı sözlü müzik ve tv kanalları seyretmem. bu italyan kanallarındaki yemek programlarının etkisi büyük..
zevk almaya bak.ne hayatı zindan ediyorsun kendine, olan olmuş, bundan sonra aklını başına topla bare.bu ahkâm’ı da saklayayım arada bana da lazım 🙂
güzel kitap…