Bilirsiniz, her dinin kendine özel “belirli gün ve haftalar”ı vardır. O dönemlerde inananlar dinin buyurduğu şekilde davranır, dinine daha da yakınlaşır.Buraya kadar her şey normal. Inanan var inanmayan var orası apayrı pek tabi. Ama “İnanıyorum” diyenlerin arasında aşağıda betimlemeye çalışacağım türde bünyelerin ortaya çıkması beni rahatsız ediyor.Ülkemizde yaygın olduğu ve en azından diğerlerinden daha fazla bilgiye sahip olduğum için islam dininden ve şu “Kampanya fırsatçıları” müslümanlardan örnekler vereceğim.En iyi örneği kandiller. Hepsinin doğuş nedeni farklıdır. Bu neden ile bağıntılı olarak belirli bir öneme sahiptir. Ve her kandilde “Bugün bütün duaların kabul olacakmış”, “Bugün sabaha kadar namaz kılarsan tüm günahların affedilecekmiş” benzeri öğütler işitiriz. Bu öğütlerin verdiği mesajların doğru olup olmadığından bahsetmiyorum. O inanç ile alakalı. Üzerinde durmak istediğim konu insanların bu özel günleri, dönemleri algılayış biçimi.Yukarıdaki öğütleri işiten birçok müslüman o geceyi dinine adar. Dualar eder, namazlar kılar. Bu vazifeleri zaten yapmakta olan ve o günün anlam ve önemini içlerinde hissedenlere söyleyecek tek bir kelimemiz bile olamaz. Fakat günün nasıl ortaya çıktığını bilmeyen, o günden önceki günlerde dini ile alakalı en ufak bir eylemde bile bulunmayan ve ertesi gün yine din ile ilgisiz rutin hayatına geri dönen insanlara şaşırıyorum.Evet bu tür günler ruhları dine ve Allah’a yakınlaştıran günlerdir. Belkide o güne kadar hiç din ile alakalı olmamış insanların bile Allah’ı bulmasına etken olabilirler, bu çok güzel. Ama bu günlere, ünlü bir giyim firmasının sezon sonu indirimine girdiği öğrenildiğindekine benzer bir heyecanla yaklaşmak son derece riyakarca geliyor bana.”Aman kaçırmayalım bu fırsatı, bugüne kadar olan günahlarımızı sildiriverelim” telaşı ile kılınan namazdan, edilen duadan nasıl bir hayır beklenebilir acaba? Pek tabi bunu Allah’tan başka hiç kimse bilemez ama en azından kulağa hiç hoş gelmiyor.Ramazan’da birçok müslüman oruç tutuyor. Acaba içlerinden ne kadarı Ramazan’ın doğuş hikayesini biliyor? Neden aç kaldığının farkındalar mı? Yoksa bayram namazı öncesinde açıklanacak olan, “Bu ayda tutulan oruçlar bire bin sevap kazandırır” cümlesini duyar duymaz hesaplanmaya başlanacak “kısa ayın karı” mı var aklımız da her aç kaldığımız gün.Evet, dinin gereklerini yerine getirmek gerekir. Gerekleri layıkı ile yerine getirenler için de ne mutlu. Ama din, inanç ruh gerektirir. Ruhu besleyen ise anlamdır. Yanlızca anlamlı yapılan eylemler ruhu besler.Bana kalırsa herkes islamiyete sıfırdan başlamalıdır. Hiçbir şey bilmiyormuşcasına kendi hür iradesi ile, bağımsız bir açıdan bakmalıdır. Dini ve inançları için araştırmalı, beyni ile kavramalı, öğrenmelidir. Sürekli verileni almaktansa, kazıyarak edinilen inançlar çok daha sağlam olacaktır.Nufus cüzdanlarımızın dini kısmında islam yazmasa idi acaba yine müslüman olur muyduk? Asıl düşünülmesi gereken soru budur bence.*
yorumlar
din cok geniş bi konu oldukça da göreceli!! o yüzden birak onlar vicdanini rahatlatsin!! sen inandiğin yolda devam et ve içten ol!!
Aslında sıradan, bir yenilik ortaya koyamayan bir yazı gibi görünüyor.Ama iki önemli konuyu barındırıyor.Birincisi inaçta samimiyetsizlik. Öyle insanlar var ki, sanki Allah (CC)onların ibadetine muhtaçmış gibi (Haşa, Allah, tüm eksik sıfatlardan münezzehtir.),inançlarını ve inançlarının gereği ibadetlerini hafife alıyorlar.Benim de (özellikle Ramazan arifesi şu günlerde) çokça duyduğum muhabbetler debu mantığa dayanıyor.Bunun en önemli sebebi bence, Allah’ı(n gücünü) hakkıyla taktir edememektir.Biz islamı ana-babamızdan miras aldık, hazıra konduk.İslam öyle derin, öyle geniş bir okyanus ki……bizler, bir çamur kuyusunda mandalar gibi tepinmekten, bu okyanusu göremedik.Dini hocaya, Kur’an’ı duvardaki asılı bez çantaya mahkum ettik.Peki ne kazandık? Üç kuruşu kasada biriktirirken milyarlık zararla karşılaşıncaastık suratımızı.Biz, kendisini unuttuğumuzu bile hatırlamazken,bizi unuttuğundan yakındık, isyan ettik……bizi, aklı, unutmayı ve hatırlamayı Yaratan’a.İşte birilerinin çokça dile getirdiği”Madem öyle, neden İslam ülkeleri bu halde?” sorusunun cevabı da burada gizli.İkinci önemli konu ise bireysel olarak islamı keşfetmek.Bu, Dünya için küçük, fakat bizim için çok büyük bir adım olacaktır.Bu sitede, başka bir yazıya yorum yazarken, kendi keşfimden de bahsetmiştim.Eski günlerimi düşünüyorum da…aklımdaki birkaç çelişki yüzünden islamdan soğumuştum.Ben birkaç çelişkiden kaçarken, sayısız çelişki arasında boğuluyordum.Hapiste olduğunu anlayamayan insan, özgürlük için mücadele edemez ki!
<em>her koyun kendi bacağından asılır…</em> diye sadece bir cümlelik yorum yapmak geçti içimden.Lakin, yazıyı bir defa daha okuyunca şu geldi aklıma.Ulemanın, ya da herhangi birinin uyarısı ile sadece özel günlerde yapılan ibadetler… Hmm, hiçte hoş gelmiyor kulağa değil mi ? Peki ya sevgili <strong>@linnux</strong> böyle bir uyarı ile, <blockquote>eski günlerimi düşünüyorum da şimdi…</blockquote> diyor olabilir mi ?Yani o günah-sevap terazisinin sevap kefesini, biraz daha yukarı kaldırmak isteyenlerden birisi bile, o <em>özel günler</em> geçtikten sonra dahi, sevap kefesini kaldırmaya çalışmaya devam ediyor olamaz mı?Burada kendi söylemimde kısmen tezata düşüyorum sanırım; <blockquote>Her koyun kendi bacağından asılır…</blockquote> derken… İslamdaki hümanizmi bir anlamda yok sayıyorum aslında…Bence riyakarlık sıfatı verdiğimiz davranış gurubundan, birilerinin de riya yapmaksızın kurtulabileceğini düşünmemiz gerekli. Hatta bunun içine kendimizi de katarak, dua etmemiz, daha yerinde olacaktır sanırım…not: <em>sevgili <strong>@linnux</strong>;ne yazık ki ben hala eski günlerimi düşünüyorum da…” diye cümleler kuramıyorum henüz.</em>