Bu hafta gazetede bu konuyla ilgili yazıyı görünce şok oldum. Çünkü uzun zamandır çevremden birkaç tanıdık kişi bu hastalığa yakalanmış gibi. HİKİKOMORİ : elini eteğimi çekmek anlamına geliyor Japonca da. Odaya kapanıp sadece müzik,internet ve tv seyrediyor hastalar. Odalarından dışarıya 6 ay çıkmayanlar varmış. Diğer ülkeleri bilmiyorum ancak Türkiye de 5.000 civarin a Japonyada 14 Milyon civarında HİKİKOMORİ hastası olduğu biliniyor. Ve bunlar kendi aralarında sohbet siteleri kurup internet üzerinden bir birleri ile sürekli olarak diyalogdaymış.Hatta bildirgec.org sitesinde de bunların yazıştığı bir bölüm var sanırım. Genelde aşağılanan, alay denilen, arkadaşları içinde küçük düşürülen kişilerin tercih ettiği bir davranış şekli olarak da adlandırılıyor. Önceleri davranış bozukluğu olarak belirtilen hastalık zamanla daha da önemli boyutlarda inceleme gereksinimi uyandırmış. Bir odaya kapanıp aylarca dışarı çıkmamak yemeğini bile kapıdan almak tuhaf olsa gerek. Bakın bir Japon hikikomori annesi şöyle anlatıyor : ‘’ilk önceleri okula gidiyor geliyor sanıyorduk, sonradan anladık ki hiç gitmiyormuş, 6 ay kadar önce bu odaya kapandı ve bir daha hiç çıkmadı. Yemeğini kapı altından veriyorum. Bazen elini uzatıyor avcumun içine alıp öpüyorum’’. Yani durum bu. Giderek yayılan bu davranış şekli için Japonya etkileyici önlemler almış. Ve hızla yayılıyor. İnzivaya çekilmek bazen güzel ama uzun süreli inziva gerçekten hastalık gibi görünüyor.Ancak bu hastalığa neden olan olayları Japon sağlık örgütleri şöyle açıklıyor : ağır ders şartları ve rekabet, ailelerin çocuklara ders yaptırma baskıları, ve yoğun sınav trafiği. Ve bu işin sonunda intihar eden çocuklar bile varmış. Ve ilginç olan bu hastalığa kapılan çocuğa suç bulunmuoy. Suç tamamen anne ve baba da ama öncelikle anne de bulunuyor. Bu yüzden anneler dikkat !! 14 yaşında b.r çocuk bu hastalıkla kendi okulundan bır kız öğrenciyi ve 11 yaşında bir erkek öğrenciyi boğazından keserek öldürüyor. Ve buna benzer bir çok olay (otobüs kaçırmalar, göz çıkarmalar, boğmalar) ve yakalanan çocuk şöyle bir açıklama yapıyor : ‘’ 6 yaşındna bu yana sınavlara giriyorum ve annem her gün daha çok baskı yapmaya başladı.ve okula gitmemeye başladım. Sonra bu olayları yapıp odama kapandım’’. Çocuğun odasından sayısız cinsel içerikli cd ve buna benzer bir çok cd bulunmuş.BASKI KURMADAN EĞİTELİM..
yorumlar
hastalık yüzde 80 oranında erkeklerde görülüyor.önceleri depresyon ya da kişilik bozukluğuna bağlı ortaya çıktığı düşünülen hastalık şimdilerde ayrı bir hastalık olarak incelenmeye başlandı.bazı kaynaklarda kayıp kuşak da deniliyor.neden en çok japonlarda görülüyor sorusunun yanıtları japon edebiyatındaki yalnızlığın yüceltilmesi gibi detaylarda aranıyor.hastalar bakıma muhtaç ve japon geleneklerine bağlı olarak aile bakımı üstleniyor.
İnzivaya çekilmek, toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak demektir. İnsanlarla iletişim içine girmemek ve kendi içine kapanmak gerektirir. Ruhu temizlemek gibi bir işlevi, oruç ile yakın bağı var. Kendini uyuşturmak (alkol, seks, uyuşturucu madde veya internet ile) ile inzivaya çekilmeyi karıştırmayalım.Üstelik inziva kavramı tümüyle tezat içeriyor bağımlılık kavramı ile.Bağımlılıkların tümü kötüdür. İnzivaya çekilmek ise tabir caizse yaşama bağımlılığından kurtulmak için yapılır.
süper teknoloji sahibi ve süper gelenekci olmalarinin cok büyük etkisi var…..fakat ……..bu bir tek japonyada degil dünyanin genelinde yayginlasan bir hastalik….teknolojik olarak asiri modern gelisimle dogru orantili…birey yanlizliginin hirsini kendinden cikartiyor…aile para kazanmakla meskul……sevkat eksikligi ,ilgisizlik……aile kurumu ne kadar önemli…sevgi nekadar önemli saglikli toplum icin saglikli aile iliskileri cok önemli…
ancak araştırmalarda sevgi veya şefkat denmiyor. çocuk üzerinde baskı deniyor. yani anneler bazen aşırı sevgiden de baskı yapıyor olabilirmi ?
bende cocukluguma söyle bir bakiyorum sahiden hepimiz baski gördük …ilk okuldan üniversiteye kadar yok kollej sinavlari yok dersaneler anadoli lisesi sinavlari…üniversite sinavlari yok özel dersler..bizim evde tek konusulan dersin varmi dersini yaptinmi …..sinavlarin nasil notlar ne?????? ….hepimiz bu baskiyla büyüdük…….üstelik benim annem calisan bir kadindi….!!!!demekki sevgiyi,sevkati ve baskiyi dengelemek lazim…biz cocukken bu kadar lüx ve teknoloji yoktuolsaydineler olurdu bilmiyorum????bende bir anneyim.kolleje giden bir oglum var.odasinda xbox ,playstation..elinde devamli oynadigi su salak oyun adini simdi hatirlamiyorum….cocuga kitap aliyorum20 sayfa okuyup atiyor…..ama dersleri cok iyi masallahhhve dikkat ediyorum pc de sadece bilim teknikle ilgileniyorbelgesel seyrediyor tvdeyasami baska sekilde görüyorfakat kendince pirensipler edinmesine izin veriyorumtek istegim biraz daha fazla okumasi ama yapmiyor….bende kasmiyorum….sevkat verince herseyi vermek yada ayarlamak cok daha kolay oluyor sevgisiz olan hersey acitiyorsevgiyle verilen hersey cok güzelinsani besleyen tek sey sevgihele cocuklariiiiiiiiii …………..mutfaktaki ciceklerim bile sevkat istiyor sevkatle konusuyorum yahu devamli cicekler aciyorlar kaktüslerim bile….bambularim 1.80 cm oldular yani inan bana sevkat dostummmmm sevgi ve sevkat bizi besleyen.
haklısın. anlamadığım tek konu şu : şimdiki çocukların tamamı sanal dünya bağımlısı. yani aile sevgi gösterıyor çocuğa fakat o çocuk kendi içinde nasıl bir dunya da yaşıyor. yıllar sonra kendi anne babası gibi olabilecekmi ? görüyoruz hep. anneyle babayla paylaşım sıfır. tek paylaşım sanal dünya,oyunlar felan filan.çocugun uzaklamşası aileleri üzmüyormu ?
buna engel olmak bizim elimizde ,ben oglumla bunu kontrolde tutabiliyorum…birlikte spor yapiyoruz,sinemaya ve alisverise gidiyoruz yemek yapiyoruz…..oturup iki büyük insan gibi dünya dertlerinden ve dünyayi bekleyen komplo teorilerine kadar fantaziler üretiyoruz….yani ona birey gibi cocugum gibi ve rakadasim gibi davranirken benleyken nerde ne yapmasi gerektiginide yani saygi sinirlarinda veriyorum….ve hep söylüyorumannecim hayatin nezaman bitecegini bilmiyoruz…..hersey ne kadar aniden yok olabiliyor ..insanlar pat diye ölebiliyor …eger ölürsem bir gün ve senin büyüdügünü göremeyebilirsem …senle yaptigimiz herseyi düsün ….ve senle konustuklarimizi……okumayi ve kendini gelistirmeyi sakin ama sakin birakma…üniversite egitimini almani cok istedigimi ve okumanin cok önemli oldugunu unutma….aldigin diploma yada yaptigin kariyerden önemlisi ..dogru bir birey yapacaktir okumak seni…..istersen balikci istersen …hic ol….ama gelismis bir beynin olsun ……yasami analiz et kikendinin farkina var…..ben cocuklarimiza ne kadar yakinsak ..onlarla ne kadar iyi bir iletisim icindeysek onlarin ne teknolinin nede uyusturucunun müptalasi olmasini engelleyecegimize inananlardanim…paylasimlar cok önemliniceligi ve kalitesi cok önemlive birey gibi davrandigimiz zaman ..cok kolay algiliyorlaraile olmakdemek bütün bu degerleri örebilmek demek…..
bana böyle konşuma yapan bir anne düşündüm bir an..sanırım ağlardım..güzel düşünceler..
bu da wiki’denBu çocuklar banyo da mı yapmıyor? Tuvalete de mi gitmiyor? Leeeeş. Bana bir yandan da Silent Hill 4: The Room‘u hatırlattı. Ne de olsa bir Japon firması olan Konami’nin bir oyunu.Sık sık mekan değiştiren çocuklardaki kendini bir yere veya bir topluluğa ait hissetmeme duygusu da buna yol açabilir kişisel deneyimlerimce.