HAL’i HAL yapan elbette zekasıydı… HAL neydi peki? O insanlarla iletişim kurabilen, bir bayana o gün ne kadar güzel olduğunu söyleyebilen, bir erkeğe bel altı şakası yapabilen, dahası bütün bunları önceden yaşadığı(!) deneyimlere bağlı olarak gerçekleştirebilen bir bilgisayardı… Aslında bir bilgisayar değildi, O bambaşka birşeydi ya, neyse…Yine de, bir bilgisayarın veya diğer söylemle bambaşka bir neysenin (nesnenin) önceden gördüğünü öğrenmesi dışında bir de ukala ukala size hava basması yeni bir düşünce değildir. Bu tarz bir hava basma olayını elbette Alan Turing zaten tasarlamıştı, ama o günlerin teknolojik yetersizlikleri nedeniyle uygulayamamıştı..Bilgisayarlar için beşinci nesil veya geleceğin bilgisayarı tanımı yapmak oldukça zordur. Şimdilik sonsuz gelecekte bir yerdedir. Çünkü, erişeceğimizi en son noktayı simgelese de, kesinlikle en son nokta olmayacaktır… Geleceğe ait bilgisayarların bazı fonksiyonlarını günümüz bilgisayarları oluştursa da, gerçek anlamda beşinci neslin bitip de, altıncı neslin hangi zamanda başlayacağı bilinmez. Ama, şunu açıkça belirtmek gerekir ki; gelecek nesil bilgisayarların mimarisi, şu ana kadar (ve şu andan sonra) geliştirilen yapay zeka sistemlerinin ve uzman sistemlerle ilgili konulardan elde edilen bilgilerin bir sentezi olacaktır.Günümüz teknolojisini biraz kurcalayalım; elbette günümüz teknolojisiyle HAL üretmek bir ihtimaldir ama sadece bir ihtimal. Ancak, bu bilgisayarın bütün sistemleri ayrı ayrı incelendiğinde ortaya çıkan her bir ayrık modelin günümüz bilgisayarları tarafından sağlanabileceği görülür..Bir örnekle biraz geçmişe gidelim; Kasparov bilgisayarla oynadığı ilk santranç maçında (1994, Münih Pentium 90, Fritz programı) bilgisayara yenilmişti. Sonra, aradan bir kaç yıl geçti ve bu kez (sanıyorum 1996) Deep Blue adlı IBM’in teknoloji harikasını yendi.. Eh, yenilseydi yenilen pehlivan doymuyormuş demek ki diyebilirdim ama bir yıl sonra bir rövanş maçında Deeper Blue (1997) ile bir şampiyon sıfatı ile oynadı…Şimdi bu Deeper Blue (daha derin mavi), yapay zeka olarak insana yakın tasarlanan bir bilgisayardı. Ama sadece santranç yetenekleri gelişmişti. Öyle ki, mağrur Kasparov Usta’nın onyedinci hamlesindeki hatayı resmen kokladı. Zaten Kasparov’u bilgisayar karşısında bitiren bu hamle oldu. Hey gidi Büyük Usta!Konuyu dağıtmayalım, beşinci nesil veya geleceğin bilgisayarları başka neler yapabilir? Kesinlikle hüküm yürütebilir, kararsızlığa düşmez.. Diyelim ki kararsız kaldı, bu durumda bile bir karar verebilir, doğru veya doğruya en yakın.. Dikkat yanlış demedim, çünkü beşinci nesil bir bilgisayar yanlış karar vermez.(Devamı haftaya…)