Fright Fest (Korku Festivali)
Fright Fest (Korku Festivali)

Korku filmi meraklısı ve takipçisi biri olarak Londra’da düzenlenen Fright Fest 2009’dan seçtiğim bir kaç filmi fragmanlarıyla birlikte tanıtmaya çalışacağım. Ama öncelikle Fright Fest’in ne olduğu hakkında kısa bir açıklama yapmak isterim. Fright Fest (Korku Festivali) ilk olarak 2000 yılında düzenlenen daha sonra geleneksel olarak her yıl düzenlenmeye devam eden sadece korku filmlerinin gösterildiği bir festival. İngiltere’nin Londra kentinde düzenlenen etkinlik, Cuma günü başlayıp Pazartesi günüde dahil olmak üzere 4 gün sürüyor ve 9 yıldır devam eden festival boyunca bir çok ünlü yönetmenin (George Romero, Rob Zombie, Paul W.S. Anderson, Park Chan-Wook, Danny Boyle, Guillermo Del Toro, Brian Yuzna, Neil Marshall, Uwe Boll…) yanı sıra adı duyulmamış amatör yönetmenlerin filmleri de gösterimde yer alıyor. 2006 yılından itibaren Perşembe günü de eklenerek festival süresi 5 güne çıkarılmıştır. Festivalin yapıldığı yeni yer İngiliz sinema dergisi The Empire’in bulunduğu mekana taşınmıştır. Festivalde ilk defa; büyük çaplı yapımların gösterileceği ana gösterim ve küçük çaplı yapımların gösterileceği keşif gösterimi olmak üzere 2 bölüm olacaktır. Toplamda 35 film festivalde yer alacak ve ben aralarından seçtiğim 13 filmi bu yazıda tanıtacağım. İlk olarak ”Smash Cut” filmiyle başlıyorum.

Smash Cut
Smash Cut

1- Smash Cut : Lee Demarbre’nin bu korku türü hicvinde 1972 tarihli kült korku filmi ”The Last House on the Left”le (Soldaki Son Ev) tanınmış David Hess, ”The Hills Have Eyes” (Tepenin Gözleri) filminde oynamış Michael Berryman ve porno oyuncusu Sasha Grey bulunuyor. Korku filmleri yönetmeni Able Whitman (David Hess) filmlerine yapılan eleştiriler ve gelen tepkilerden sonra insanları öldürerek vücut uzuvlarını filmlerinde kullanmaya başlar. Yönetmenin bu yeni ”gerçekçilik” buluşu genel anlamda kabul görür. Ta ki özel dedektif Isaac Beaumonde’nin (Jesse Buck) ve cesur gazeteci April Carson’un (Sasha Grey) kayıp insan şikayetlerinden dolayı şeytani yönetmenin yerine gitmelerine kadar. Korku-komedi türünde olan film Herschell Gordon Lewis’in kariyeri ve filmlerinden esinlenilmiş. Kanlı sahneleri bolca içinde barındırıyor. Filmin resmi sitesi için buraya bakabilirsiniz.http://www.youtube.com/watch?v=us8SZyVT2_g

Dead Snow
Dead Snow

2-Død snø : İkinci Dünya Savaşında, Rusya ve İngiltere arasındaki iletişimi kesmek için Norveç’teki dağlara gelen Nazi askerleri Øksfjord köyünü yağmalar ve köylülere tecavüz ederler. Köylüler, askeri güçlerle birlikte Nazileri öldürmeyi başardıktan sonra köy huzura kavuşur. Yıllar sonra bir grup tıp öğrencisi dağlara kayak ve tatil yapmak amacıyla gelirler. Bilmedikleri şeyse yıllar önce asker olarak bölgeye dehşet saçmış Naziler, bu sefer zombi olarak geri döneceklerdir. Hızlı, şiddet dolu, eğlenceli ve bol kanlı bir Norveç yapımı karşımızda. İlk gösterimi Sundance Film Festivali’nde yapıldı ve olumlu tepkiler aldı. Başta yönetmen Tommy Wirkola olmak üzere oyuncuların tümü Norveçli tanınmamış isimler.http://www.youtube.com/watch?v=TRQuW03sZtg

Case 39
Case 39

3- Case 39 : Alman yönetmen Christian Alvart’ın 2005 tarihli ”Antikörper” filminden sonra çektiği son film olan ”Case 39” (Dava 39) gizemli küçük çocuk üzerine kurgulanmış hikayelerden biri. Sosyal hizmetler görevlisi olan Emily (Renee Zellweger) 10 yaşındaki küçük kız Lillith’in (Jodelle Ferland) ailesi tarafından şiddet gördüğünden ve öldürülme tehlikesi yaşadığından dolayı onlardan uzaklaştırmak ister. Ve doğru aile bulunana kadar kendi yanında kalmasını sağlar. Ama aslında olanlar farklıdır ve Lillith kısa süre sonra Emily’e gerçek yüzünü gösterecektir. Kızın isminin Lillith olması da şüphesiz yönetmenin önceki filmi ”Antikörper”deki gibi dini bir gönderme olarak görülebilir.http://www.youtube.com/watch?v=9wtgVerQuso

Dread
Dread

4- Dread : Anthony Di Blasi’nin ilk yönetmenlik deneyimi olan ”Dread” korku roman yazarı Clive Barker’ın kısa hikayesinden uyarlanmış. Film, üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların nelerden korktukları üzerine çalıştıkları projeyi konu alıyor. Stephen (Jackson Rathbone) yeni tanıştığı evinin alt katında tek başına yaşayan Quaid’in (Shaun Evans) teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen’in sınıf arkadaşı güzel ve sempatik Cheryl’de (Hanne Steen) projeye katılır ve üçlü insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlarlar. Sıra üçlüye geldiğinde genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfedeceklerdir. ”Dread”, psikolojik olarak etkileyici ve farklı bir korku filmi izlenimi veriyor.http://www.youtube.com/watch?v=x-5O_FmynRg

The Descent : Part 2
The Descent : Part 2

5- The Descent – Part 2 : İlk filmin başarısından sonra ikincisi de çekilen ”The Descent”, macera amaçlı bir mağaraya giden altı gözüpek kadının mağarada kaybolduktan sonra, mağarada mutasyona uğramış yaratıklarla karşılaşmalarını son derece gerilimli bir atmosferle anlatıyordu. Çıldırmış, korkmuş ve kafası karmakarışık bir şekilde mağaradan kurtulan Sarah (Shauna Macdonald), orada neler olduğunu ve neden üzerinde kan lekeleri bulunduğunu hiç bir mantıklı açıklamayla anlatamaz. Ve kurtarma ekibiyle kalan arkadaşlarını kurtarmak için tekrar mağaraya geri gönderilir. Mağaraya varıldığında Sarah’ın aklında mağarada yaşanan korkutucu olaylar canlanmaya başlar ve yaşananları hatırlar. Bir kez daha grubun şüpheli ve güven vermeyen kişisi olan Sarah, tehlikeli ve acımasız mutantlarla umutsuz ve son bir savaş için ekibi yaratıkların olduğu bölgeye çeker. Kadroda ilk filmdeki oyuncuların yanı sıra yeni isimlerde bulunuyor. Yönetmen ise ”The Descent” dahil ”Eden Lake” ve ”Stardust” gibi etkili bir çok filmin editörlüğünü yapmış olan Jon Harris. İlkinin hayranlarından biri olarak şüphesiz merakla beklenecek devam filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim.http://www.youtube.com/watch?v=eG3NRdPqKbs

Pontypool
Pontypool

6- Pontypool : Bruce McDonald’in yönetmenliğini yaptığı Kanada yapımı bu film zombi alt türünün etkili ve farklı örneklerinden biri olarak göze çarpıyor. Grant Mazzy (Stephen McHattie), karlı ve sıradan bir günde Ontario kasabasında bulunan tek kilisenin bodrumunda radyo programına başlar. Ancak kısa süre sonra günün sıradan ve sessiz gidişatı değişir. Ard arda telefonla katılan dinleyiciler kasabada ölümcül bir virüsün hızla yayıldığını söylerler. Zaman geçtikçe küçük binada mahsur kalan radyocu ve ekibi ya kurtarma ekipleri tarafından kurtarılmayı bekleyecekler ya da ölümcül virüse karşı kendi çabalarıyla mücadele etmek zorunda kalacaklardır. ”Pontypool”, bu festivaldeki gösteriminden sonra 4 Nisan 2010’da İstanbul Film Festivalinde’de Türk seyircisiyle buluşacak. İlgi çekici filmlerden biri.http://www.youtube.com/watch?v=RsGPsbAd7Dc

La Horde
La Horde

7- La Horde : Fransız gerilim sinemasının son örneklerinden biri olan ”La Horde”, ”Frontier(s)” (Sınırda) filminin yönetmeni Xavier Gens’in prodüktörlüğünü üstlendiği bir yapım. Filmin iki yönetmeni Yannick DahanBenjamin Rocher senaryosunu da yazmışlar. Polis teşkilatından birini öldüren acımasızca ganster çetesinden öç almak için gangsterlerin saklandıkları terkedilmiş binaya giden 4 yozlaşmış Fransız polisi hiç beklemedikleri şeylerle karşılaşacaklardır. Tam polislerin öldürüleceği sırada kalabalık bir grup son sürat gelip binayı istila ederler. Artık bu acımasız savaş üç grup arasında gerçekleşecektir. Gangsterler, polisler ve zombiler… ”La Horde”, aksiyon ve gerilimin yüksek düzeyde olduğu filmlerden biri olarak göze çarpıyor.http://www.youtube.com/watch?v=5N9ELKYxJ9Q

I Sell The Dead
I Sell The Dead

8- I Sell The Dead : İrlandalı yönetmen Glenn McQuaid’in yönetmenliğini yaptığı film 18. yüzyılda geçiyor. Bir grup mezar soyguncusundan Arthur Blake (Dominic Monaghan), giyotine gitmeden bir kaç saat öncesinde peder Francis Duffy’e (Ron Perlman) hayatının hikayesini anlatmaktadır. Uzun süre önce bu işte nasıl bulaştığını ve deneyimli hayalet Willie Grimes’in (Larry Fessenden) şeytani doktor Quint’e (Angus Scrimm) yeni kadavralar sağladığını anlatır. Efsanevi serüvenin içinde vampirler, zombiler ve şiddetli çete rekabetleri de bulunur. Komediyle, gerilimi harmanlayan bu yapımda Amerikan sinemasının ve dizi dünyasının tanıdık simaları yer alıyor.http://www.youtube.com/watch?v=psfPNVTZjzc

Evil Things
Evil Things

9- Evil Things : Dominic Perez’in senaryosunu yazdığı, editörlüğü, prodüktörlüğü ve yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metrajlı filmi ”Evil Things”, ”[Rec]”, ”Cloverfield” (Canavar) ve ”The Blair Witch Project” (Blair Cadısı) gibi filmlerin geleneğini sürdürüyor. Miriam’ın 21. yaş gününde teyzesi hediye olarak şehirden uzak, büyük evlerinin anahtarını ona verir. Miriam, okuldan arkadaşlarına haber verir ve onlarda bu teklifi hemen kabul ederler. Haftasonunu tamamen kendi başlarına olacakları bu yerde parti havasında geçirmeye kararlı gençlerden bir grup yemek getirirken, Mark biraları, Leo ise bu tatilin her anını görüntülemek için kamerasını getirir. Ancak eğlenceli bir haftasonun görüntüleri olacağı düşünülen kameraya korkutucu ve kabus dolu görüntüler yansıyacaktır. El kamerası tekniğinin bir defa daha kullanıldığı film, şahsen en merak ettiklerim arasında yer alıyor.http://www.youtube.com/watch?v=ULOOWHN4A6Q

Giallo
Giallo

10- Giallo : İtalyan korku üstadı Dario Argento’nun son filmi olan ”Giallo”, eroinman ve fahişelik yapan annesi tarafından bebekken terkedilen, biçimsiz, psikopat bir seri katilin hikayesini anlatıyor. İşkence edip öldürdüğü kurbanlarını güzel görünüşlü insanlardan seçen Yellow, son olarak manken Celine’i kaçırır. Kızkardeşinin kaçırıldığını anlayan Linda, tuhaf bir dedektifi kardeşini kurtarması için tutar. Bu olaydan sonra işler daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Adrien Brody, Emmanuelle Seigner, Elsa Pataky, Robert Miano ve Byron Deidra gibi oyuncuları barındıran kadrosuyla da ”Giallo” korku meraklılarının 2009’da en çok merak ettiği filmlerden biri şüphesiz.http://www.youtube.com/watch?v=My-jFw-43l4

Macabre
Macabre

11- Macabre : Singapur-Endonezya ortak yapımı olan ”Macabre” türün en sert ve kanlı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Yeni evli Adjie-Astrid ve üç arkadaşı Adjie’yle aralarında soğukluk olan kız kardeşinin arasını düzeltmek için bir yolculuğa çıkarlar. Yolculukları beklenmedik bir şekilde yarıda kesilir. Yakında, Maya adlı nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan garip bir kız görürler. Sadece soyulduğunu söyleyen kızın yakınlarda bulunan evine istemeden de olsa giderler. Maya, 6 genci evde üzgün mizaçlı annesi Dara ile tanıştırır. Yaşı belli olmayan ve çok fazla konuşmayan Dara, kibarlıkları karşısında akşam yemeğinde onları bir ziyafetin beklediğini söyler. Bu noktadan sonra Dara’nın evinde kapana kısılan gençler, kendilerini bekleyen korkutucu olayların ve kanlı bir gecenin uzak olmadığını anlarlar. Kişisel olarak en merak ettiklerim arasına bu filmi de koyabilirim. Yönetmen koltuğunda ilk filmiyle The Mo Brothers oturuyor.http://www.youtube.com/watch?v=DGN_awenhwk

It's Alive
It’s Alive

12- It’s Alive : Larry Cohen’in 1974 tarihli kült filminin yeniden çekimi olan ”It’s Alive”i Josef Rusnak yönetiyor. Film, ilaç deneylerinin korkutucu sonuçları üzerine gidiyor. Tipik bir son sınıf üniversite öğrencisi olan Lenore, onu seven erkek arkadaşıyla çok mutludur. Tek sorun ondan hamile olması ve doğacak çocuğun yaratacağı etkilerdir. Hamile kalmadan önce profesyonel denetim altında çeşitli ilaç deneylerinden geçen Lenore, bu ilaçların bebeğine ne gibi etkiler yapacağını asla tahmin edemez. Doğumdan sonra sevgililerin evleri korku ve ölümün kol gezdiği bir yere dönecektir. Lenore, kurtuluş için en büyük fedakarlığı yapmak zorunda kalacaktır.http://www.youtube.com/watch?v=y8F0MAWqO5o

Colin
Colin

13- Colin: Sıralamanın sonuncusu ilk uzun metrajlı filmini çeken Marc Price’in yönetmenliğini yaptığı İngiliz yapım ”Colin”. Filmin bir çok ilginç yönü var. Birincisi yönetmenin Londra ve çevresinde gerçekleştirdiği çekimlerle filmin sadece 45 Euro’ya mal olduğunu iddia etmesi ve buna rağmen çekimlerin 18 ayda tamamlanması. Maliyeti düşük tutmak için oyuncuların ve ekibin kendi ışık, kostüm ve ekipmanlarını getirttiği, filmin reklamını ekibin Facebook profillerinden yaptırdığı gibi ilginç bilgiler var. Filmin hikayesiyse bir zombi tarafından ısırıldıktan sonra ölen ve yeniden hayata dönen Colin üzerine. Amatör kamera çekimi bu filmde de göze çarpıyor ama bu sefer filmin kahramanı şehre ve sokaklara dehşet saçan bir zombi. Kesinlikle en ilgi çekici yapımlardan biri olarak görülebilir.http://www.youtube.com/watch?v=yRtQGo5BlaYBöylece 13 filmlik liste sona ermiş oldu. Tüm filmleri görmek için bu adrese bakabilirsiniz. Korkuyla kalın…