Artık hiçbir eylemin kararını veremeyecek durumda iken yalnızlıktan bezeren renklerimin peşine düşmüştüm. Harflendirme kulağı içine kaçan bir denizinin ardını görebilmek için yaşlanıyoruz demişti. Şaircik. Ve kolayca dağılacabilecek bir zamanı işaretliyordu.Delirmiş olabilme ihtimali üzerinde duruluyordu. Her sözcük itinayla gözden geçiriliyor sorular yön buluyor. Ve delirme vakitlerince bekleniyordu. Böyleydi hayat ve ayrıntıları. Delirme zamanı geçtiğinde biz yeniden buluyorduk biri()birimize. Sayılar düşüyor ve biz yeniden terkedliliyorduk.Bez(iz)ginliği terket. Rezilliği bırak ve etrafına dön.şairler, şiirce konuşmuştuk, defalarca sınır çizdiğimden bahstmiştim ona. beni dinlemiyor gibi yapıyor, göz ucuyla sözcüklere; yılmış , gitmiş; durmuş yaşlanmış ve belki de gebermişlere. sözcükler demesini bekliyordum, hafiflice. lütfen sözcükler deyin deyişim bile dil ucuma akınmıştı. AMA. bir kadeh daha keçi boku demiştim, diyebilmitim. bu zaman diliminde arasındaki farkı göremeyecek kadar sarhoş olduğum iğleniyordu duvar iplerime.bir ara bukovski dedi. uyumuşum uyundırılışımda;”sadece sıkıcı insanlar sıkılır”.da kalmıştım.kaç kadeh daha devrilmişitim şairliğe, kaç kadeh ardından gizleniyordum şairliğe ???