Dün gece tv da bir altyazı. Ecevit öldü, bir dönem kapandı. Oysa O bizim dönemimizin idolü olmadı hiç. Biz bize anlatılanlarla tanıdık O’nu. Çok mütavazi olduğunu, şiiri çok svediğini ve yazdığını bildik. Birde Rahşan’ı çok sevdiğini. Şair birinin bu derece hırslı olmasını ben anlayamıyorum. Ya siyasetçiliği ya da şairliği yalan gibi geliyor. Zihnimdeki görüntü yürümekte zorlanan yaşlı bir adam görüntüsü. Sahi neden siyaseti hiç bırakmadı. Annem hep bırakmasını bilmelisin derdi. Oysa Ecevit bunu hiç bilmedi. Keşke bilseydi. Belki o zaman “Evet! Bu ülkede de birileri koltuklarından vazgeçebiliyor” derdik. Keşke….
yorumlar
1- “siz” kimsiniz?2- bildikleriniz size Ecevit gibi bir şahsiyeti bu kadar basite indirgetiyorsa, siz de çevrenizdekileri değiştiriniz.3- şair olan insanlar aynı zamanda hep omuzları çökük yürüyen umutsuz ve azimsiz insanlar mıdır?4- anneniz size “bilmiyorsan öğrenmeye de çalışma” da mı derdi.5- siz, herhangi bir malubiyette hemen umudunu kaybeden, herşeyi bırakan bir politikacı tipinin mi iktidar olmasını istersiniz?6- mütevazi yöndeş demektir. mütevazı dır. oldukça sık karıştırılır.7- yaşlandığınızda, sizi şevkle ayağa kaldıracak duygulardan ve ilkelerden mahrum olup yattığınız yerde, yalnız bir halde ölümü beklemeyi mi tercih edersiniz?
Sorulara tek tek cevap vermek çok uzun zaman alacak. Sadece şunu söyleyeceğim, parkinson hastası 80 yaşındaki bir insanın bu ülkeyi yönetmesi sana mantıklı geliyorsa…..benim ekleyecek sözüm yok.Ayrıca ” siz kimsiniz” hezeyanını hiç anlamıyorum. Hani Cv falan mı göndereyim, ne yapayım? Herkesin kendini çok özel, çok farklı zannettiği bir dünyada ben sıradanlığa övgüler yağdırıyorum. Anlayacağın çok sıradan ve basit biriyim, seni hayal kırıklığına uğrattığım için de üzgün falan da değilim.
gene 1- … oysa o BİZim idolümüz olmadı hiç. BİZ BİZE anlatılanlarla tanıdık onu. onu dedim; siz kimsiniz diye.bir de 2- M. Kemal Anafartalar zaferinde sıtmadan ayakta duracak hali yokken cephenin en önünden bir savaşı idare etmiştir. yani önemli olan memleket uğruna kendi hayatını önemsememe fedakarlığıdır.hadi bu da kişisel 3- bu yorumlar çok sıradışı veya özel birine ait gibi mi hissettiriyor karşıdakine acaba? sıradanları sıraya soksak başlarda yer alırım yahu ben. sürünüyorum ulan! aslen.genel olarak 4- buradaki yazışmalar fikirleri değiştirmek için değil, bir düşünceyi paylaşma dürtüsüyle yapılır değil mi? sen düşünceni yazmışsın, ben de muhalifliğimi koydum ortaya. sonuç? sonucu sen düşüneceksin artık. ister kendine katarsın ister burada bırakırsın yazılanları.
”biz” derler ya ona çok içerlenirim.neyseki pek fazla değilsiniz yoksa çekilmez olurdu ,bu ülkede yaşamakaynı fikirde olduğum tek şey ise başlık.evet, gerçektende bir dönem kapanmadı.
Vasatın egemenliği sardı ülkemizi…Örneklerden biri mi; işte “nevdalist”…Kıt kaynaklarla, sanalda ahkam kesmeler…Önce oku, öğren, tanı, sonra yorumla…Bugün, bu ülkede “demokrasi “diye bir kavram varsa…Nerede “işletmenlik” yapıyorsan; oradaki çalışma yaşamına ilişkin bir güvencen varsa…Daha başka örnekler vermeye hiç gerek yok;bütün bunları Sayın Bülent ECEVİT’in devlet adamlığına, siyaset adamlığına borçlusun magazin güzeli…
bana magazin güzeli dedi, çok mutluyum çokkkk.Yahu bu sanaldakiler de beni görmeden kıskançlık krizlerine girdiler. Siz de çok güzelsiniz, Byn Selma. Ben motosikletli fotoğrafınızı çok beğendim. Heyecanla damdaki, balkondaki, okuldaki fotoğraflarınızı da bekliyorum.
Ben de beyninin kıvrımlarından, yansıya düşebilecek düşüncelerini görmek istiyorum…Düşünebilme yeteneğin varsa eğer…(Her yorumumun altına bir “selmaelma” imgesi…İstediğin bu olsun; seni mi kıracağım?…Sen “okur” değil “bakar” olduğun için, ancak bundan anlarsın…)Ve sana ek bilgi; 1475 sayılı İş Yasası, Sayın ECEVİT’in çabalarının bir sonucudur ki “işletmen” olduğuna göre, işçisindir, bu yasa da senin iş güvencenle ilgilidir magazin okullum…Ve boşuna dememişler; “anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” , anacığın ne biliyordur ki sana ne anlatabilsin ( ECEVİT için ahkam kesmen bağlamında)…Toplumsal genetik kalıtımın; sana ancak “magazinsel kültür düzeyine” uyum sağlama yetisi kazandırabilmiş demek ki…Sen Hülya Avşar, Ajdar üzerine master ve doktora yap…Sen kim, Ecevit üzerine düşünmek/yazmak kim?…Hele ki O’nu “hafif”e almak???…
ne kadar ters-sert yazmışım ben o ilk yorumlarımı vaaav!. hayır, mizacıma ters geldi şimdi bir kez daha okuyunca… Ecevit gibi biri ölünce, onca program; belki de haftalar öncesinden hazırlanmış ve öldüğü gibi pat diye ekranları dolduran onca belgesel, onca fon müziği en dokunaklısından ve anlatılanlar…etkileniyor tabi insan. o garip ruh haliyle yazmışım sanırım.yo hayır Ecevit hakkındaki düşüncelerim değişti demiyorum. bu kadar kesin dilli ve zedeleyici olabilmiş olmama şaşıyorum o kadar. halbuki bu yazıda -kelimelerin altında- oldukça farklı bir istek var. bunu görememişim.
Ben de çok ters cevap vermişim.Neyseki Byn Selma’nın böyle bir faydası oldu, bu arada gerçekten bu yorumlar ve kavga için üzgünüm. İş çığırından çıktı, kendim için şu cümleyi kuramam:”bırakmasını bilmelisin”Çünkü çok fena belden aşağı vuruyor ve bence onun susması gerek, bizlerin değillll
selmaelma sen neyin tartismasini yapmaya calisiyorsun ki.Sayin Ecevit’in (!) türkiye’yi ne hallere soktugunu da gördük zamaninda.bence hic bir tartismaya gerek yok.Ecevit topragina kavustu.türkiye de ortalikta titreyerek dolasan,kapagini acmadan su icmeye calisan bir siyasetciden kurtulmus oldu.yoksa onun birakacagi yoktu bu isleri.evde oturacagina hala ortalikta dolasiyordu…Güzel Allah’im canim ülkeme acidi galiba:)
kusura bakmayin hizli yazdigim icin biraz yazim hatalarim olmus…
Ecevit için yazdığın, “Türkiye bir siyasetçiden kurtulmuş oldu” cümlesine yönelik bir yazım hatasıdır demeni beklerdim. Ama suuguurcann, sana sadece bir karşılaştırma yapmanı tavsiye ederim. Ecevit dönemindeki dış politikamız ve imajımız ve bu dönem dışındaki dış politika ve imajımız. Ecevit dönemlerinde Kktc deki zülumlerden sonra Barış harekatı düzenlendi. Kıyaslama yapıp, bunu şuanki RTE yapsa acaba nasıl bir senaryoyla karşılaşırız, kafanda kolaylıkla canlandırabilmeni bekliyorum senden. Zorluk yaşarsan, bana özelden mesaj at, senin hayal gücünü zenginleştireceğin bir yazıyı birkaç gün içinde hafifin serbest köşesinde bulabilirsin. Bu konuda dilllere destan yetim vardır benim. Sadece o da değil. Apo’ nun iadesinde Suriye’ ye verilen ültimatomu hatırla! O sıralarda askeri bir yetkilinin Suriye sınırından verdiği caydırcı konuşmayı da hatırlarsın umarım. Bir de şuanki, K. Irak’ ta Türkmenlere yapılanlara karşı, Abdullah Gül’ ün “Kaygılıyız!” dan öteye gitmeyen ve kınamayla geçiştirilen açıklamalarını göz önüne al. Elde var…. Bazı insanlar hakkında konuşurken, kulaktan dolma ve Posta gibi uyduruk gastelerin ucuz tespitlerini aratmayan bilgiler dahilinde konuşmayalım. Her siyasetçinin hatası vardır. Ama Ecevit’ in hatası da, Meclise giderken korumalarının fiziki desteğini almak olsun. O ne Tansu ne Necmettin ne Recai ne bilmem ne gibi, hortumcu, din kumbarasından yeşil dolarlar çıkaran, elinde olsa kadınları bir deliği olan kara kutulara tıkıp dolaştırma hayali kuran, ılımlı faşist, ılımlı islam gibi Amerikan modellerine ayak uydurma eğilimi içindeki politikacılara benziyordu.
buddhala sen niye rte ye taktin anlayamadim.ben “aman o ülkemizi süper bir hala getirdi” veya buna benzer bir yorumda bulunmadim dikkat edersen.neyin kiyaslamasini,nicin yaptiginda tartisma konusu…ben sadece Ecevit’in o zaman ki performansina dayali seyler söyledim.rte’nin ülkemiz icin yaptiklari da harika demedim.Sayin Turgut Özal disinda da ülkemizi kalkindirabilenini görmedim.Eger ki akp süper yönetiyor gibi bir aciklamam olsaydi benim,o zaman bu kiyaslamayi yapabilirdin.ama simdi ters bir zaman olmus.saygilarimla
Yukardaki yazıda Rte örneği vermemle, Rte’ ye taktığım sonucuna varılıyorsa, yazının sonundaki diğer politikacılar hakkındaki cümlemi okumamışsın derim. Evet, Rte’ ye takmışım bir şekilde ama bu yorumda değil. Çünkü o da bana takmış. Ben sana karşı “Rte ülkemizi süper hale getirdi” dedin demedim ki! Akp süper yönetiyor gibi bir açıklama yapıyorsun da demedim. Ben kurtulduk dediğin Ecevitle güncel olarak Rte’ yi kıyasladım. Ardından diğer polikacıların da ne halt olduğunu son cümlemde belirttim. Canım kardeşim, bu ülkede kurtulanacak çok politikacı var ve bunlar arasında belki en son denecek, belki hiç denmeyecek bir politikacı ECEVİT için kurtulduk demen içimi acıttı biraz. Turgut Özal’ ı da tartışırdım ama yeri burası değil. Saygılar…
aslinda bu yazi icin yorum yapmak benim hatamdi.cünkü farkina yeni yeni variyorum ki Hafif’te ancak bu tür yazilar prim yapabiliyor.herhangi bir siyasetciyle ilgili bir sey yazilinca hemen herkes galeyana geliyor.bu bahsettigim galeyana bende geldim maalesef… haklisin kurtulanacak cok fazla politikaci var,hepsi bile diyebilirim ama Ecevit’te bunlarin arasindaydi maalesef.yenilikci,gercektenn ama gercekten demokratik(Ecevit yada baska politikacilarimiz gibi akillari sira demokrasiyi savunan türden degil), genc politikacilar dilegi ile…SAYGILARIMLAA..
Sayın Bülent ECEVİT’i daha iyi anlayabilmek için;www.guvercinevi.netVe “belden aşağı vurmak” tarzım değildir, beynimin gücüne, bilgimin donanımına güvenirim…İnsan olanların da beyinleriyle varolduklarını varsayarım; bu nedenle “nevdalist” acıdım sana dedim, acıdım…Üstüne varmayacağım…Yaşım 53 dedim diye; AYDIN OLMAK başılıklı yazımın içeriğini anlamadan/algılamadan ya da anlamak işinize gelmediğinden sizler “belden aşağı” saldırmaya başladınız ki benden de şimdilerde karşılığını almaktasınız, alacaksınız da… Ne menopozluğum kaldı, ne beynimin sulanmışlığı ve de “deli” teşhisi koymalar…Haklısın/haklısınız; delilik benim yaptığım, ECEVİT’in Ülkemiz’in, Uusumuz’un saygınlığını, çıkarlarını korumak için özveriyle çalışması gibi bir delilik…Ne gerek var Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, ulusumuzun birlikteliği için söz söylemeye, bu kavramları savunmaya?…Bırakın yedi düvelin paylaşımına…”suuguurccann” yorumlayıcısının sevgili TÖ’sü de bunun için atanmadı mı ABD tarafından göreve?…Sanalda bulunuş nedeniniz; sizin gibi düşünmeyenlere, sizin değerlerinize katılmayanlara sövgüler düzmek midir?…Oysa başkaları da ne düşünüyor, ne yazıyor diye çok yönlü okumaya çalışın, sanal ortamı, sokak ortamına dönüştürmeye çabalamak yerine…Okuyun “güvercinevi”ni…Ben de oradayım; ama orada sövgülerinizi savurma olanağınız yok, yine gelir “hafif”ten dökersiniz içinizi…
benim derdimde bu zaten Hafif cok fazla hafif.herkes burayi mynet’in chat sayfasi gibi kullaniyor.ben normalde yorum yapmiyordum.Ama baktim Hafif almis basini gidiyor,yorum yazmadan duramadim.
farkinda misiniz bilmem ama sizinde burayi sohbet odalari sanmisliginiz var…
“suuguurccann”; tıpkı senin bana bulaştığın gibi, onlar da AYDIN OLMAK başlıklı yazıma bulaştılar…Şimdi sıra bende…Kıskandın mı?…Dertlenme sana da konuk olurum…
EVET KISKANDIM… bos laflarini.. keske bende böyle bos bos konusabilsem..dünya ne kadar güzel olurdu..ama maalesef beynimin güzel kivrimlari buna el vermiyor selma teyzecigim..
selma teyze sen burayi galiba sohbet odasi sandi.masallah bir bakiyorum bütün yazilarin altinda senin yorumlarin.erkek mi ariyosun kendi hadi hadi söyle cekinme:) bu kadar medyatik olmaya calistigina göre var birseyyler:)
“suuguurccann”; yarım aklı, 6.yüzyılda takılı kalanlar benim ne yazdıklarımı anlayabilir, ne de onları yorumlayabilir…Sen buralarda çok dolaşma; abdestin bozulur…Sen git tarikatına, tekkene…
selma teyze,halisülasyon mu gördün.kim dedi benim tarikat düskünü biri oldugumu:):):):) güldürdün ya beni sagol yanii..
Ve sen bana ve baskalarina saygili olmak zorundasin,terbiyesizligin lüzumu yok..kimsenin diniyle veya baska birseyiyle de alay etmeye hakkin yok senin.. bos laflarla beynini doldurma
“teleovole-tarikat-fethullah-bölücü” münevverleri; saygı görmek isteyen, en başından bana saygı göstermesini bilecekti…Karşıt düşünceleri çürütmek/eleştirmek için; “yaşlılık” takınaklığım olduğu sanısında olan yaşam çömezleri …Düşünce üretmek yerine “dilbilgisi kuralları”ndan başka söyleyecek sözü olmayan ya da “yaş” takınaklılığı olan atgözlüklüler topluluğu…”teyze” ya da “menopoz” söylemlerinizin; geleceğinize yönelik kuşkularınızın yansıması olduğunun ayırdında bile değilsiniz…Eskiler “yaş 70, iş bitmiş” derlerdi ama;demek ki sizin yaşamınız 50’li yıllarınızda tükenecek, doğuştan düşünme özürlü, dumura uğramış beyinleriniz 50’li yaşlarınızda bitkisel yaşam sürecine geçecek ve sizden daha genç olanlar da yaşam destek ünitelerinizin fişini çekecek…80’li yaşlarında bile düşünceleriyle Türkiye’yi sarsan, Türk Ulusu’na “halkımızın yüzde yetmişi aptaldır” teşhisini koyan Aziz NESİN’in sözlerinden dolayı yarası olup gocunanların; “Aziz Nesin, sen nesin?” sözleriyle tepki verenlerden bir başkalığı mı var “Ezgin/aşağılık duygusuyla kıvranan, özgüvenden yoksun” olduğunuza ilşkin belirlememe verdiğiniz tepkilerin?… Bu anlamda yaralı olduğunuz için, yarası olup, gocunanlar topluluğu olduğunuzdan; teker teker titr açıklamalarınız başladı bile ve işte sonunda kendini kanıtlama, gösterme, teşhir etme rahatsızlığına düştünüz “gaffurcuklarım” benim…Aziz Nesin’in Türk toplumu için söyledikleri ne denli doğruysa; sizlerin de özgüven yoksunu/ezgin/aşağılanmış/örselenmiş bir toplumsal yapının temsilcisi olduğunuz da o denli doğru…Haydi şimdi gidin bu bağlamda bana sövgüler düzmek için de yeni bir başlık açın…”naylon hoca”larının müritleri; yazdıklarım, yazdıklarınızın yansımasıdır…Ne ekersen, onu biçersin…Al gülüm, ver gülüm…Kısasa kısas…Burhanettin ve Gaffur tiplemelerinde ne kadar da kendinizi bulmuşsunuz; televizyon bakarı, televole yozları, TÖ ürünü münevvercikler…Sizler varsanız; bizler de varız, üstelik sonsuza değin varolacağız…